Öğrenci işi destek

Merhaba Sevgili Keçeliler!

Sanırım an itibari ile yılın son ayına girmiş bulunmaktayız. Beraberce 1 yılın sonuna geldik, ama her son bir başlangıç olduğu için yeni bir yıla da beraber girmemize az kaldı. Şimdiden gelecek yeni yılımız için hepinize güzeeel dileklerde bulunuyor, hayırlı olsun diyorum.

Yılın son ayına gelirken yeni mevsim de karşılıyor bizi. Sonbaharın güzel mi güzel manzaralarından ayrılmak üzücü olsa da kışın yeni manzaralarına merhaba demeliyiz. Tabiî ki kar yağıp her yer bembeyaz olduğu zamanlardan bahsediyorum. Okulların tatil olduğu, dışarı çıkıp gezmemek için bir bahanemizin olmadığı (mesela sınav gibi), havanın misler gibi kış koktuğu zamanlar… Neyse şimdi daha finaller bitmediği için hayâllere fazla dalmayalım.

Bu küçük hayâl dünyasından ayırarak bir soru yöneltiyorum hemen siz sevgili Keçelilere. Siz de havalar soğudukça her ay düzenli olarak dolap içi düzenliyor musunuz? Her kış “bunu bu sene giyerim” diye diye bu yıla kadar gelen ve hiçbir kış giymediğim kıyafetlerimden; yine “bu kış bunu gerçekten giyeceğim” düşüncesi ile dolaba koymak üzere olduklarımdan bahsediyorum. Ben her dolap düzenleyişimde bunlarla uğraşıyordum. Uğraşıyordum, diyorum sevgili Keçeliler, ama artık bir çözüm buldum. Yani bulunmuş bir çözüm yolunu gördüm, denedim ve sizlerle paylaşmak istedim.

Çözüm bulmak güzel, hele ki bir faydası varsa, ama bu kadar çok şey alıp sonra onları ne yapacağım düşüncesi ile karşı karşıya kalmak çok üzücü bir durum. Lükse kaçıp, israf etmekten bahsediyoruz. Kendi adıma konuşuyorum, ama ne yazık ki insanlık olarak geldiğimiz nokta tam olarak burası. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” diyen bir Peygamberin (asm) ümmeti olarak, hep kendini düşünen bir toplum olma yolundayız gibi. Ama en azından bunun farkında olup kardeşlerimiz için de harekete geçebileceğimiz bir çözüm var ve çoğu şehirde yaygınlaşma yolunda. Biz de bunun farkında olarak daha çok yayılmasına ve insanların bilinçlenmesine katkıda bulunmalıyız.

Üniversite öncesi hayatımda küçük bir şehirde yaşadığım için, kullanmadığım kıyafetlerimi ihtiyacı olan insanlara ulaştırmak daha kolaydı. Şimdilerde ise kimin ihtiyacının olduğunu tespit etmek, onlara ulaştırmak bir proje dâhilinde olmazsa eğer gerçekten zor. Ve bu yüzden ihtiyacı olan insana ulaşamayıp evin ücra yerlerinde eskiyor çoğu kıyafetlerimiz.

Birkaç yerde kıyafet kumbarası görmüştüm geçmiş yıllarda, ama açıkçası çok dikkatimi çekmemişti. Onları nasıl ulaştıracaklar sorusu gelmişti aklıma. Tâ ki bu kumbaraları kullanıp emin olana kadar. Biraz araştırdıktan sonra kumbaraya bırakılan, ayakkabı, çanta, giysi gibi tekstil ürünlerinin, kullanılmışlık durumuna göre ayrıştırılıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığını, geri kalanların da dönüşüm projesine dâhil edildiğini öğrendim. Ve bu gibi projelerin yaygınlaşmasının güzel sonuçlar doğuracağına kanaat getirdim. Bu yüzden “Giymiyorsan giydir”, “İhtiyacın varsa al, ihtiyacın yoksa as” gibi projeleri desteklememiz gerektiğini düşündüm. Vee caanım Keçeliler, sizlerle de paylaşmak istedim. Çünkü ihtiyaç sahiplerinin yüzündeki tebessüme vesile olmak, onların hayatına küçük de olsa bir dokunuş yapmak yakışır bize.

İhtiyacı olan insanlara destek olmak aslında bu kadar kolay. Mutluluklar paylaştıkça çoğalır diyorsanız siz de, paylaşarak birlikte çoğaltalım. Hem giymediklerimizi hem de bu güzel projeleri.

Sağlıcakla kalın Keçeliler!

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*