Gelecekte daha zengin (mi?) olacağız

Öğrenciler okuldaki derslerin hayatta ne işe yarayacağını çok merak ederler. Çünkü insan fıtraten gereksiz bir bilgiyi kafasına doldurmaya yanaşmaz. Öğretmen de eğer işin ehli değilse, dersin ne işe yaradığını kendisi de bilmediğinden soru cevapsız kalacak, öğrenci de dersten soğuyacaktır.

Bilgi, ilim ve irfan terimlerini tanımlarsak, bu mesele anlaşılacaktır. Bilgi, birbiriyle bağlantısız ma’lûmâtlar bütünüdür. İlim, bilgilerin belirli bağlantılar kurarak sistematik hâle getirilmiş hâlidir. İrfan ise, ilmin dünya veya ahiretimize faydalı bir işte nasıl kullanılacağını bilmektir (İngilizcesi; data-information-knowledge). Buradan da anlaşılacağı gibi tüm ilimlerin amacı insana fayda sağlamaktır. Bu nedenle, fayda vermeyen ilimden Allah’a sığınırız.

İnsan için en faydalı olan, insana en uzun süre faydalı olacak şeyler olduğundan, asıl irfan âhirete fayda sağlayacak ilimdir. Onun içindir ki, ilimlerin şahı ve padişahı Marifetullah’tır. Ortalama insan ömrünün 100 sene olduğunu kabul edersek, sonsuz hayatla kıyaslandığında hiç ehemmiyeti yoktur. Çünkü sayı/sonsuz sıfırdır, sonsuza nispetle herhangi bir sayı ehemmiyetsizdir, ihmal edilir. Yani, Allah’a ulaştırmayan ilim irfan olmaz, kabir kapısında söner, faydasız kalır.

Matematik bir ilimdir, matematiği menfaatimize kullanmak ise irfandır. Biz bu yazımızda herkeste bulunan endişe-i istikbal duygusuna matematik penceresinden bakacağız.

Babalarımızdan işitmişizdir; bizim zamanımızda araba, televizyon, bisiklet vs. çok az kişide bulunurdu, şimdi sizin her şeyiniz var. Demek gittikçe zenginleşiyoruz. Acaba öyle mi? Bunun için zengin ve fakir ne demek, buna bakmak lâzım.

Zengin, iktisattaki tanımına göre, sermayesi ihtiyaçlarından daha fazla olana, denir. Onun içindir ki, ihtiyaçları ebede uzanan, sermayesi hiç hükmünde olan insan mutlak fakirdir. Yani sermaye miktarını, ihtiyaçlara böldüğümüzde sıfır elde ederiz. Sıfır sermaye/ebede uzanan ihtiyaç sıfıra eşittir. Zenginleşmek iki şekilde olur. 1. Masraflarını azaltmak 2. Gelirlerini artırmak. Şimdi baktığımızda son 30 senede araba, televizyon, bisiklet vs. değişen teknoloji sayesinde ucuzlamış. Yani masraflarımız azalmış, bu durumda zenginleştiğimizi söyleyebiliriz. Ancak diğer taraftan baktığımızda ihtiyaçlarımız da artmış, eskiden zarurî olmayan birçok ihtiyaç şu anda zarurî gibi değerlendirildiğinden daha da fakirleşmişiz. Yani bu medeniyet, toplumu zenginleştirirken fertleri çok fakir yapmış.

Eskiden fotoğraf çekmek için, fotoğraf makinesi, film ve fotoğrafı bastırmak gerekiyordu. Artık bunlara ihtiyaç yok. Cep telefonlarımızla dilediğimiz kadar fotoğraf çekip ücretsiz bir şekilde arşivleyebiliyoruz. Eskiden bilgiye ulaşmak için çok fazla para, zaman ve imkân gerekiyordu. Artık internet sayesinde istediğimiz bilgiye anında, ücretsiz ulaşabiliyoruz. Bilgiyi almak için ona gitmemize gerek yok, artık o bizim ayağımıza geliyor. Eskiden canlı yayın ve telefon konuşması için ne kadar emek ve para harcanırken bugün sıradan insanlar ücretsiz ve sınırsız bir şekilde bunlara ulaşabilmektedir.

Yirmi yıl önce çoğu kimsede, fotoğraf makinesi, kamera, CD çalar, müzik seti, atari, cep telefonu, saat, çalar saat, ansiklopedi, atlas/harita, telefon rehberi gibi birçok eşya vardı. Bunların hepsi masraflarımız arasındaydı. Ama bugün bunların hepsine ve daha fazlasına ücretsiz olarak akıllı telefonumuzla ulaşabiliyoruz.

Peki, gelecekte nasıl olacak dersiniz? Hızla gelişen teknoloji sayesinde barınma, ulaşım, gıda, sağlık, eğlence, giyim, eğitim vb. masraflar düşecek ve sonunda bedava olacak. Türkiye’de hane halkı, gelirinin, %23’ünü gıdaya, %7,2’sini giyime, %15,2’sini barınmaya, %2,6’sını sağlığa, %16,8’ini ulaşıma, %3,3’ünü eğlenceye, %2,4’ünü eğitime harcamaktadır. Ortalama bir vatandaş, gelirinin %70’ini bu temel ihtiyaçlara harcamaktadır. Peki, bu temel harcamaların fiyatı düşerse ne olur?

Uber sürücüsüz araçlarla hizmet vermeye başladığında maliyetler oldukça düşecektir. Bununla ilişkili ne kadar masrafların yok olacağını düşünsenize; sigorta, servis, otopark, yakıt… Kendi aracımıza harcadığımız bu masraflar yerine bu hizmet sayesinde ulaşım masraflarımız 5-10 kat azalacak.

Tarım teknolojisinin gelişmesiyle verimlilik artmaktadır. Gün geçtikçe daha az alan ve emek kullanarak daha kısa sürede daha fazla ürün üretmenin yolları keşfedilmektedir. Hatta dikey tarım sayesinde çok küçük alanlarda devasa tarlalar oluşturulabilmektedir. Gıda fiyatlarının %70’inin ulaşım masrafları olduğu düşünülürse, ulaşım masraflarının düşmesinin gıda fiyatlarını nasıl etkileyeceği tahmin edilebilir.

Sağlık hizmetleri temel olarak dört ana gruptan oluşmaktadır; teşhis, müdahale/ameliyat, sürekli bakım, ilaç. Teşhis: Şu anda yapay zekânın, en iyi doktordan daha iyi kanser teşhisi yaptığı ispat edildi, tüm hastalıkların teşhisinde yapay zekâyı kullandığımızda sadece elektrik masrafımız olacak. Müdahale/ameliyat: Yakın gelecekte en iyi cerrahlar robotlar olacak ve en tehlikeli ameliyatlarda yüksek hassasiyetle çalışabilecekler. Robotun internete ulaşımı sayesinde konuyla ilgili tüm literatüre ve geçmiş tecrübelere ulaşma imkânı olduğundan robotlar insanların ulaşamayacağı kadar tecrübeli cerrahlar olacak. Sürekli bakım: Hastalara ve yaşlılara bakım robotlar sayesinde çok daha verimli ve ucuz olacak. İlaç: Yapay zekâ ve robotlar yakın gelecekte ilaç keşfi ve üretimi yapabilecek, 3D yazıcı ve kimya araştırmalarındaki gelişmeler sayesinde insanlar gerekli ilaca ucuz ve kolay bir şekilde ulaşabilecekler.

Ev fiyatlarının yüksek olmasının sebebini hiç düşündünüz mü? İstanbul’da ortalama kira 1245 lira iken, Kırıkkale’de neden 540 lira? İnsanlar işlerine ve sosyal çevrelerine yakın olmak istediklerinden iş yerlerinin yoğun olduğu yerlerde yığılma olmaktadır. Sınırlı araziden herkes yer talep edince fiyatlar artmaktadır. Peki, insanlar işlerine ve sosyal çevrelerine yakın olmak zorunda olmasalar ne olur? İnsanlar daha ucuz yerlere taşınmaya başlar, bu sayede her yerin fiyatı belirli bir seviyeye gelir. Hatta ülke sınırlamasını da kaldırsak fiyatlar ne kadar değişirdi? Peki, bu nasıl mümkün olabilir?

Sürücüsüz araçlar: Eğer ulaşım sırasında uyuma, okuma, toplantı, film izleme gibi ihtiyaçlarımızı karşılayabilsek yolun ne kadar sürdüğü fark eder miydi? Sanal gerçeklik: Şayet ofisimiz sanal ve birlikte çalıştığımız arkadaşlar da avatar olsaydı ne olurdu? İşe gitmek zorunda olmazdık. Sabah kalkar sanal ofisimize bağlanır ve dünyanın diğer ucundaki iş yerimizde çalışırdık. Bunlara ek olarak robotlar ve 3D yazıcılar sayesinde inşaat maliyetleri düşecek. Şu anda bunun örnekleri var, zamanla gelişecek ve yaygınlaşacak.

Güneş’ten Dünyamız’a 1 saatte ulaşan enerji tüm insanların 1 yılda ihtiyaç duyduğu enerjinin 5000 katı. Yani dünyada güneş enerjisi fazlasıyla var. Hatta en fakir ülkeler en çok güneş enerjisine sahip. Türkiye de bu ülkelerden birisi. Malzeme mühendisliğinin gelişmesiyle güneşten daha verimli bir şekilde yararlanabileceğiz. Bu sayede enerji masraflarımız neredeyse sıfıra yaklaşacak. Eğitim şu anda bile ücretsiz hâle geldi. Okulda öğrendiğimiz her şeye ücretsiz bir şekilde çevrimiçi ulaşabiliyoruz. Yakında dünyanın en iyi öğretmenleri yapay zekâ olacak. Milyarder birinin çocuğuyla, fakir birinin çocuğu aynı eğitime yapay zekâlar sayesinde ücretsiz ulaşabilecek.

Eğlence (video ve oyun) tarih boyunca ekipman ve servis masrafları gerektiriyordu. Şu anda internet sayesinde bu imkânlar neredeyse ücretsiz hâle geldi.

Gelecekte masraflarımızın azalacağını gördük, peki ihtiyaçlarımız ne olacak? İşte bu sorunun cevabı, gelecekte daha mı zengin yoksa daha mı fakir olacağımızı belirleyecek.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*