İsm-i Adl’in Matematiği

Eğitim hayatımda, çok önem verdiğim ve tıp fakültesini kazanmamda büyük yardımı olan matematikle bir daha karşılaşmamak üzere vedalaştım sanıyordum, ancak sonradan fark ettim ki, o benle vedalaşmamıştı; fakültedeki ilk yılımda aldığım tıbbî biyofizik ve istatistik derslerinde tüm heybetiyle karşıma çıktı. O zamanlar anlamıştım ki, matematik sadece bu iki derste değil, tıp eğitiminin tamamında vardı.

Aslında hayata hizmet eden tüm bilimler içerisinde matematik vardı. Çünkü hayatı yaratan Allah, hayata matematikle hükmediyordu. Matematik düzendi, sistemdi, intizamdı. Hayattan matematik çekilse idi, yaşanmaz bir kaos ortamı meydan bulacaktı.

Allah, kâinatı ve insanı öyle ince hesaplarla yaratmıştır ki, en ufak bir değişim dahi dengenin bozulmasına sebep olur. Vücudumuzda miligram hesabıyla ölçülen minerallerden, okyanus ve topraklarda barınan yer altı kaynaklarına; kalbin atış hızından Dünya’nın dönüş hızına; insan hücresinin çekirdeğindeki gen sırasından gökyüzündeki yıldızların dizilişine kadar her şey mükemmel matematik hesaplarıyla tanzim edilmiştir. Tüm bu düzen matematiksel hesaplarla ayarlanmış olan kanunlara bağlanmıştır. Ünlü matematikçi James Jeans de bu düzenlerin Yaratıcısı hakkında “Kâinatın mimarı mükemmel bir matematikçi olsa gerek” demiş ve kâinatı yakından tanıyabilmek için matematik ilmine kendini adamıştır.

Allah’ın kâinata koyduğu kanunlar birbiriyle oldukça bağlantılı olduğundan, o kanunların birisinin olmaması dahi dünyayı bataklığa dönüştürebilecek kadar zarar verebilir. Mesela suyun buharlaşma kanununu ele alacak olursak; bu kanunun yokluğunda büyük sel afetleri yaşanacak, biriken su bekledikçe kirlenecek, buhar olamadığından bulutlara ulaşamayacak ve bizler de tertemiz yağmur rahmetinden mahrum kalacaktık. Ya da su bir miktar hızlı buharlaşsa idi; insan suyu elinde tutamayacağı gibi vücudunun sıcaklığıyla beraber sürekli su içmesi gerekecek, belki de etrafta 5 litrelik su bidonlarıyla dolaşan insanlar görecektik. Bu gibi düzensizliklerin olmaması adına Rabbimiz kâinata matematikle hükmediyor.

Varlıklar, Allah’ın kâinata koymuş olduğu ve dengeyi netice veren bu kanunlar dairesinde hareket eder. Mesela bulut, Allah’ın kanununa uyduğu gibi deniz de aynı kanuna imtisâl eder, ağaçlar da aynı kanuna tâbidir. Cenab-ı Hak, mahlûkatı arasında böylesi bir ‘matematik dili’ yaratmıştır ki, aşırılıkların önlenmesi için her varlık bir diğerini dengelemekte ve kâinatın düzeni sağlanmaktadır.

Kâinatta dengeyi netice veren kanunlar, Allah’ın bütün isim ve sıfatlarıyla alâkalıdır belki, ancak Adl ismiyle oldukça ilişkili olduğunu ayrıca belirtmek gerekir. Çünkü Adl ismi, adaletle hükmedip her şeye hakkını veren, yarattığı her varlığın ölçülerini çizen ve sınırlarını belirleyen, kâinattaki dengeyi sağlayan anlamlarına gelmektedir.

Matematik insanı Adl’e yaklaştırıyor

Öncelikle matematikten kısaca bahsedecek olursak, kâinatın ve içerisinde meydana gelen olayların çözümlenmesinin ve insan hayatını kolaylaştıracak çeşitli teknolojilerin gelişmesinin önünü açan geniş bir ilim dalıdır. Birçok bilim dalında uzman olan bilim adamı Gauss, matematik hakkında, “Tüm bilimlerin sultanı” demiştir.

Allahu Teala kendini insanlara tanıttırmak için bütün isim ve sıfatlarını göstermek istemiştir. İnsanın dünyaya geliş amacı da, kâinatı tanıyarak Yaratıcı’sını isim ve sıfatlarıyla bilmek ve Ona (cc) lâyık bir kul olmaktır. Dolayısıyla insan, kendini Yaratıcı’sına yakınlaştıracak bir yol aramaktadır. Eğer insan, kâinattaki düzeni ve adaleti doğru okursa Adl ismine yaklaşacaktır. Matematik ilmi ise insanın kâinatı doğru okumasında önemli bir vasıtadır. Çünkü kâinatı matematik mizanlarıyla yaratan Allah’ı tanımak, yine matematik ilmini kullanarak olacaktır.

Allah kâinatta adaletini gösterdiği gibi, yarattığı insanda da Adl ismini göstermek istemiştir. İsm-i Adl’i temsil etmek, kişinin kendi dünyasında adalet hakikatini yaşamakla olmaktadır. Bunun için de insan, başta kendiyle ve kâinatla uyum içinde yaşamalı ve diğer insan ve canlıların haklarına riayet etmelidir.

İnsanın Adl ismini lâyıkıyla temsil edebilmesi için matematik ilmine oldukça ihtiyacı vardır. Matematik bilen ve hayatına uygulayan insan kendi adaletini tesis eder. Günlük hayatta kâr-zarar hesabıyla yapılan tercihlerde, bir insana ya da bir eşyaya verilen değerde, yaşanan olayları analiz ederek çıkarılan derslerde, insan ilişkilerinde kurulan dengede ve bunun gibi birçok işleyişte matematiğin rolü vardır. Matematiğin uygulanmadığı hayatlar insanı adaletsizliğe sürüklemektedir.

2012 yılında ülkemizi ziyaret eden matematikçi John Nash, Türkiye’nin matematik sıralamasında dünyada son sıralarda olduğunu duyduğunda “İyi matematik bilmeyen toplumlarda adalet yoktur” diyerek önemli bir ders vermişti. Nasıl ki kâinattaki denge bozulduğu zaman yaşanmaz hâle gelebiliyorsa, toplumdaki adaletsizlikler de sosyal hayatta kargaşaya sebep olabilmektedir. Bunu önlemenin yolu ise matematik diliyle anlaşabilmektir. Matematik, sosyal hayatta çözümsel ve barışçı yaklaşmaktır. Matematiksiz bir toplumda gündemler sığ bir zeminde ele alınır ve dar bakış açılarıyla yorumlanır. Bu ise anlaşmazlıklara sebep olur.

İnsanların adaleti sağlayamadığı durumlarda, Allah Adl ismi gereği ahirette tam adaletini tecellî ettirecektir. Allah, kâinatta düzeni bozan, sınırını aşan, başka bir canlının hakkını gasp eden insanlara lâyıkıyla muamele edecek, yani adaletini bozanlara karşı adaletle hükmedecektir. Ve Adl isminin ahirette de matematikle hükmedeceğini şu âyet-i kerime ile anlamaktayız: “Kıyamet günü adalet terazileri koyacağız. Hiçbir kimseye hiçbir haksızlık yapılmaz. Hardal tanesi kadar bile olsa yapılanı ortaya koyarız. Hesap görenler olarak Biz yeteriz.”1

Sonuç olarak, kâinat adalet üzere bina edilmiştir. Ve bu binanın inşâsından “matematik” de tezahür etmiştir. Ve Adl ismiyle kâinata hükmeden Allah, insana da adaletle iş görmesini emretmiştir. İnsanın adaletle iş görebilmesi ise matematik ilminde gelişimiyle doğrudan ilişkilidir.

Yine bir matematikçinin sözüyle yazımızı tamamlayacak olursak; Lobacevski. “Matematik, hayatta her şeyin karşılığının olduğu bir bilim dalıdır” demiştir. Bu da bize gösteriyor ki, zerre miktar iyilik ve zerre miktar kötülük yapan insan, yaptığının karşılığını görecektir.2

Yararlanılan kaynaklar: sorularlarisale.com, zaferdergisi.com, matematiksel.org
 Dipnotlar:
1) Enbiya Sûresi: 47
2) Zilzal Sûresi: 7-8

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*