Mezunun dilemması

Herkese merhabalar çok sevgili Genç Yorum okurları! Geçtiğimiz aydan beri hayatımda o kadar hiçbir şey değişmedi ki, size “Bakın gördünüz mü, hep söylediğim gibi, zor imtihanların neticesi ‘hayır’ oluyor ve biz geçmişe gülümseyerek bakıyoruz” diyemediğim için perişan oluyorum. En son cisimleşip bana çaya gelen endişem ve hazırlayıp göz göze bakıştığımız CV’mle kendimi yiyordum.

“İşler yolunda gitmiyor” diyemem şimdi, nankörlük edip nimeti yok saymayalım. Genel olarak sürekli kötüye giden korona dışında, hayatımda iyiye giden ama çooook çok yavaş böyle kendinden ep-emin giden şeyler var.

Bu korona meselesinde en başında “Nihayet başımıza gelen kötü şey bizim ülkemizden kaynaklanmıyor, evet bir musibet, ama bütün dünyaya gelmiş, biz de iyi baş ediyor gibi görünüyoruz” diye düşünmüştüm. Ülkede hep sorunlar-problemler oluyor, bunlara alıştık da, problemin bizden kaynaklanmaması mutlu etmişti. Ama artık böyle düşünmüyorum.

Ben evde kalıp stresten kendimi bitirirken, herkes tatil yapıyor. Yani şu an vaka sayıları bütün ülkenin karantinaya girdiği, sokağa çıkma yasağı yaşadığı dönemle hemen hemen aynı.

Geçen gün televizyonda birisi “Korona bitti, artık iş yerimizi açacağız” diye bir cümle kurdu ya! ARKADAŞLAR ALOOO, KORONA BİTMEDİ HE! BEN HÂLÂ EVDEYİM! Bir yere gitmiyorum, sevdiklerimle görüşmüyorum. Siz ne cesaret tatile çıkıyorsunuz?

Çok uzun süredir girdiğim en kalabalık ortam geçen hafta sonu yapılan ALES’ti, ben de sınava girenler arasındaydım. Elhamdülillah, beklediğimden güzel geçti, çünkü çalışma fırsatı bulamamıştım, ama maksimum 5 soru çözebilmeyi beklerken sayısaldan 14 soru çözebildim, üstelik 13’ü doğru. Öte yandan çok güvendiğim “iki buçuk saatte üç defa çözerim” dediğim sözelde çok zorlandım, hatta son sorulara sürem yetmedi. Dua eden, yanımda olan herkesten Allah razı olsun, inşaallah hayırlı neticeler alırım.

Şu anda ise, belki benim yaşımdaki ve benim durumumdaki bir insan için çok geç kalınmış bir şey ama, mesleğime karar vermeye çalışıyorum. Bir yanda artık diplomasına sahip olduğum İngilizce Öğretmenliği var, bir tarafta yüksek lisans eğitimini almak istediğim ve liseden beri hayâlim olan Mütercim-Tercümanlık var.

Hayâl ettiğim meslek tercümanlık olduğu için, hazır mesleğimi elimin tersiyle itiyorum resmen. Kendimce haklı sebeplerim var, ama bana “Benim öğretmenlik diplomam olsa hiç düşünmem, sen niye böyle yapıyorsun?” diyenlere bir cevap veremiyorum.

Her gece bir karar alıp sabah sıfırdan başlıyorum. İçimde bitmek bilmez bir muhasebe var. Seçeneklerim sonsuz gibi geliyor, ama hazırladığım CV tek bir başvuru yüzü görmedi. Kendimle kavga ediyorum sürekli.

Üniversiteye kadar öğrenci olmayı o kadar sevmedim ki, öğretmen olup yine 40 dakika ders, 10 dakika teneffüs, zil sesleri, sınıflar, koridorlar buralara geri dönmek istemiyorum. “E ama 3 ay tatilin var” demeyin, bak bana geliyorlar bu lafı duyunca. Galiba insanlar öğretmenliği kolay bir şey zannediyor, ama bu işi yapan insanlara 3 ay tatil az bile. Zaten o tatil de 3 ay değil ya, neyse.

E ama başka bir yanım da öğretmenliği o kadar seviyor ki. Yahu tam bana göre bir meslek. Her yaş grubuyla çok iyi anlaşabiliyorum bir kere. Her şeyden önce, insanı seviyorum. İngilizce Öğretmeni çizmemi giyip ders anlatmaya bayılıyorum. Kendime güvenim de tam. Eğitimim çok iyi, üstelik tecrübem de var. Neden hayâllerimin peşinden koşmaya çabalıyorum?

Ama ya hayâllerimi bir kenara bıraktığım ve gençken, henüz her şeyin başındayken şansımı denemediğim için pişman olursam? Ağlayacağım galiba. Sizin de içinizi sıktım değil mi? Ne yapalım, maalesef ülkemizde gençlik bu durumda. Benim gibi, hatta benden çok daha kötü durumlarda olan yüzlerce, binlerce genç var. Benim en azından KYK borcum yok.

Bu yazıyı yazdığımda artık kararımdan emin olacağımı ve size de hayatımdaki gelişmelerden bahsedeceğimi düşünmüştüm, ama öyle olmadı. Sanırım ben çok yavaş ve pek de emin olmayan adımlarla ilerleyeceğim bir süre. Hayâllerimin peşinden mi gideceğim, yoksa sonuna yaklaştığım yolda mı yürüyeceğim, bunu yaşayıp göreceğiz.

Ben ne hayâl edersem edeyim, ne planlar yaparsam yapayım, hayâl etmeye aklımın ermeyeceği hayırlarla karşılaşacağımı biliyorum. O yüzden sanırım hayâllerimi değil hayırları hedeflemeliyim. Hedefi tutturursam ilk size söyleyeceğim, söz. Siz de yeni bir yolun başındaki kardeşiniz için dua etmeyi unutmayın.

Hoşça kalın!

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*