Rüyada yabancı görmek

Rüyamızda hiç tanımadığımız kişileri görmemiz mümkün mü, yoksa gördüğümüz kişileri hep bir yerden tanıyor muyuz?

Bu soruyu araştırdığımda karşıma çıkan bir cevap, beynin yepyeni bir yüz oluşturma kapasitesinin olmadığıyla ilgili. “Beyin yeni yüzler oluşturamıyor ve bu yüzden rüyada görülen kişiler tanıdıklarımızdan ya da hiç değilse yoldan geçerken karşılaştığımız insanlardan oluşuyor” diyor bu açıklama. Bilimsel açıklamaların çoğunda olduğu gibi bu açıklamanın da %100 doğru olduğunu söyleyemeyiz. Belki araştırmada, beynin bu kapasitesini ölçmek için doğru yöntem kullanılmamıştır ya da doğru yöntem henüz keşfedilmemiştir.

Bu konu ile ilgili kendimiz bir bilimsel araştırma yapmak istersek, dikkatle kontrol etmemiz gereken belirli değişkenler var. Öncelikle “tanıdık/yabancı” kimdir diye tanımları netleştirmemiz lâzım. Diyelim ki, tanıdık, herhangi bir yerde herhangi bir şekilde karşılaştığımız herkes olsun, yabancı da bunların dışında kalan herkes (unutmayın, tanımı değiştirirsek bütün sonuç değişebilir). Bu durumda, göz önünde bulundurmamız gereken diğer sorunlar var:

Birinci sorun, rüyaların çoğunun pek de detaylı olmaması. Yani rüyada gördüğümüz kişilerin yüzü yepyeni bir yüz mü yoksa tanıdığımız insanların yüzlerinin birleşiminden mi oluşuyor emin değiliz. Çünkü saniyeler süren bir rüyanın içindeyken bunu fark edecek kadar detaylı inceleme fırsatımız olmuyor çoğu zaman.

İkinci bir sorun, uyanır uyanmaz rüyamızda gördüğümüz detayları unutmaya başlamamız. O yüzden uyandıktan sonra o kişiyi tanıyıp tanımadığımız hakkında düşünürken bile bazı detayları unutmaya, bazılarını da rüyayı hatırlamaya çalışırken yeniden şekillendirmeye başlıyoruz.

Üçüncü bir sorun ise, gördüğümüzü bilinçli bir şekilde fark etmesek de yoldan geçerken gördüğümüz kişiler var. Rüyadaki yabancı sandığımız kişilerin onlardan biri olup olmadığını kontrol etmek, ne yazık ki pek mümkün değil.

Bu yüzden bu sorunun, katılımcılara rüyaları ve gerçek hayatları hakkında sorular sorularak tasarlanacak bir bilimsel araştırmayla açıklanması da sağlıklı sonuçlar verecek gibi durmuyor. Özetle, bilmediğimiz onlarca şey gibi bu sorunun cevabını da tam olarak bilemiyoruz.

Peki sevgili Keçeli, “tanıdık ve yabancı” kavramlarının tanımını değiştirirsek bütün araştırmanın sonucunu değiştirebileceğimizi söylemiştik. Sence “tanıdık ve yabancı” kavramlarını nasıl tanımlarsak bu sorunun cevabını kolaylıkla bulabilirdik?

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*