Değerli Genç Yorum okurları;
Giyinmenin/bedeni örtmenin, bir ihtiyaç olarak insanlık tarihiyle eş zamanlı olduğu hepimizin malûmu. Konusu giyinmek olan çokça yazı yazılabilir, zira, epeyce geniş bir alan. Giyinmek, pek çok yönden ve hemen her kesimden/düşünceden insan için ele alınabilecek bir mesele. Sadece giyinmenin tarihi üzerine bile genişçe bir dosya hazırlanabilir. Geçmiş yıllarda giyinmek üzerine başka sayılar yapmış, yazılar yazmıştık.
Dünya değişiyor, insanlar dönüşüyor, ihtiyaçlar başkalaşıyor ve seçenekler çoğalıyor. Giyinmek, bir ihtiyacın ötesine çoktan geçti. Bedeni, hayâ duygusu ile örtme ihtiyacından başlayan giyinmek, dünyaya ait çeşitli isteklerin, arzuların, amaçların, makamların vs. sembolü oluverdi.
Pandemi sürecinde, çoğunlukla evde vakit geçirdiğimiz 2020 yılı, önceliklerimizi/ihtiyaçlarımızı bir kez daha değiştirip dönüştürünce, giyinme meselemiz de ters yüz oldu. Hazır böyle bir değişim sürecindeyken, giyinmeyi, modayı, imajları “insaniyet” özelinde masaya yatırmak istedik.
“Niçin giyiniyoruz?” sorusunu irdelerken, “Ne giyeceğimize gerçekte kim karar veriyor?” sorgulamasını yaparak, “Aslında neden/nasıl giyinmeli?” konusunu tartışmaya açıyoruz.
“Giyinmek ve imaj kimliğimizi yansıtır mı?” sorusundan hareketle, giyinmek-kimlik ilişkisini inceliyoruz.
“Giyim tarzları üzerinden ırkçılığa/ayrımcılığa/etiketlenmeye maruz kalmak” gibi üzücü bir duruma dikkat çekiyoruz.
“Giyim-moda-marka algısı ve moda hackerları” konusunu tartışarak, imaj uğruna insaniyetten uzaklaşmayı ve israf hakikatini nazara veriyoruz.
“Nur Talebeleri’nin giyimi” gibi özel bir konuya da değiniyoruz. “Nurculuk hareketinin bir imajı var mıdır?” sorusunun cevabı bu sayımızda.
Her meselemizi “insaniyet” merkezli ele aldığımız gibi, “giyinmek” meselesini de böylece değerlendirdik.
İnsaniyet elbisesini güzelce giydikten sonra, markalar-imajlar değil, kulluk belirleyecektir tercihlerimizi, hareketlerimizi. Böylece şekillenecektir kimliğimiz.
En güzel, en hakikatli elbiselerle renklenmek yakışacak insana…
İlk yorumu siz yazın