Kesin korunacak hassas alanlar

Haberlerde, birkaç ilimizin sınırlarında kalan bazı alanların “kesin korunacak hassas alanlar” kategorisine dâhil edileceğini okuyunca, bu “hassas”lık dikkatimi çekti, konu hakkında biraz araştırma yapayım dedim. Neymiş bu kesin korunacak hassas alanlar, nasıl ve ne kadar hassas korunuyormuş?

Doğa Koruma Ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinden birkaç temel kavrama bakarak başladım işe, çünkü cidden birbiri yerine kullandığım ve aralarındaki farkları bilmediğim bir sürü terim olduğunu fark ettim. Mesela Millî Parklar, “Millî veya milletlerarası anlamda nadir bulunan kaynak değere sahip alanlar” anlamına geliyormuş. Bu kaynaklar devletlerce korunmak zorunda. Halkın ziyaret edip dinlenebileceği yerler olması ile turistik kimlik de kazanan bu alanlar ülkelerin akciğerleri. Aynı zamanda yaban yaşamının da korunması ve sürdürülebilmesinde Millî Parklar büyük öneme sahip.

(Adana Tuzla Gölü)

Türkiye’de toplam 44 Milli Park, 247 Tabiat Parkı bulunuyor. Tabiat Parkı da aynen Milli Parklar gibi dinlenme ve turistik amaçlarla ziyaret edilebiliyor. Bu ikisi arasındaki temel fark için, Milli Parkların daha çok o bölgeye has, hatta çevresine nazaran daha ender bulunan tabiat parçaları olması denebilir.1

Bir de sit alanları var, onlar biraz daha tarihî ve kültürel özelliklerinden dolayı diğer korunması gereken alanlardan farklılaşıyor ve ülkemizde 18.933 tane sit alanı var. Bu sayı, ülkemiz topraklarının arkeolojik, tarihsel, kültürel ve doğal güzellikler anlamında nasıl zengin bir hazine olduğunu gösteriyor.

(Denizli, Honaz/Saklıgöl)

Gelelim kesin korunacak hassas alanlar meselesine. Ben aslında bu konuyu merak ediyordum, ama işte yukarıdaki ön bilgiler bu konuyu aydınlatacak olduğu için onları bilmekte fayda var. Kesin Korunacak Hassas Alanlar, doğal sit alanlarının içinde bir kategori, tıpkı Nitelikli Doğal Koruma Alanları ve Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları gibi. Kesin Korunacak Hassas Alanlar, bilimsel çalışmaların yürütüldüğü, gerektiğinde insanların bölgeye giriş çıkışlarına kısıtlamaların getirilebildiği yerler. Ayrıca bu bölgelerde siluet bozabilecek herhangi bir eyleme müsaade edilmiyor. Bir de bu siluet denilen şey sadece fizikî anlamda görünüş değil, aynı zamanda oradaki habitatı (yaşam alanını), florayı (bitki, mantar ve bakteri türlerinin tümü), faunayı (bölgedeki hayvan toplulukları) etkilememesi gerekiyor. Bu gibi bölgelerde yürütülebilecek tek faaliyetin de arıcılık olduğu resmi gazetede belirtilmekte.2

(Antalya, Muratpaşa/Lara Kıyı Bandı)

Şu denk geldiğim haberi3 de söyleyeyim, belki merak edeniniz, ayrıntısını okumak isteyeniniz vardır: 7 ildeki 9 bölgeyi ilgilendiren habere göre, Bayburt, Bartın, Gümüşhane, Uşak, Yalova, Balıkesir ve Ankara’daki 9 bölge, “kesin korunacak hassas alan” olarak tescil ve ilan edilmiş. Bu şehirlerden okurlarımız, belki bizlere ilgili bölgelerden fotoğraflar gönderir, biz de seve seve yayınlarız.

Gitmeden, ülkemizden ve dünyadan millî parklarla alâkalı 2 genel kültür bilgisini de üzerinize atayım:

-Türkiye’de Millî park ilan edilen ilk yer 1958 yılında ilan edilen Yozgat Çamlığı Millî Parkı’dır.

-Millî Park uygulaması dünyada ilk kez, 1872 yılında ABD’de, 899.100 hektar büyüklüğündeki “Yellowstone Millî Parkı” ilanını sağlayan özel bir kanunla başlatılmıştır.

Dipnotlar:
1) T.C. Tarım Ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma Ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü
2) Tıklayınız.
3) Tıklayınız.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*