Muhasebe vakti

Yeni bir yılın daha ilk sayısından merhaba,

Geride bıraktığımız 2020 yılı hem ülkemiz, hem de dünya için sıradışı bir yıl olarak kayıtlara geçti.

Tüm dünyada ardı ardına deprem, yangın, çığ, sel, uçak kazası gibi pek çok felâket meydana geldi.

“Daha kötü ne olabilir?” derken Covid-19 pandemisi geldi ve ekonomiye, sosyal hayata ve sağlığımıza olan etkileri sebebiyle tüm bu felâketleri unutturup hem dünya, hem de ülke gündeminde birinci sıraya oturdu.

Birçok kimse bu pandemide dünya hayatını tamamlayarak ahiret yolculuğuna çıktı. Yakınlarını kaybedenler oldu. Özellikle yaşlılar ve kronik rahatsızlığı olanlar için bu süreç âdeta yaprak dökümü hükmüne geçti.

Pandemiye karşı tedbir olarak tüm dünyada sokağa çıkma yasakları gündeme geldi. Yasaklardan dolayı yavaşlayan sosyal hayat sebebiyle ülkelerin ekonomilerinde durgunluk yaşandı. Pek çok ülkede  birçok işyeri ya kısmî çalışmaya başladı ya da kapandı. Bu da insanların işsiz kalmasını netice verdi. Küresel çapta bir ekonomik kriz endişesi yaşanmaya başladı.

İnsanların psikolojilerini zorlayan bir diğer şey ise kamusal alanda maske takmanın zorunlu hale gelmesi idi. İnsanların yüzüne âdeta yapışan maskeler, en büyük nimet olan havayı solumalarını bile engelledi.

Bir başka açıdan 2020, Covid-19 sebebiyle ezberlerin bozulduğu, yerleşik anlayışların sarsıldığı, yıkılmaz sanılan yapıların karton kuleler gibi yerle bir olduğu, velhâsıl enesine güvenen insanlığın gözle görülmez bir mikroba mağlup olduğu bir yıl oldu.

Bir “statü sembolü” sayılan AVM’ler, eğlence merkezleri, ev dışı yeme-içme sektörü, turizm sektörü fazlasıyla etkilendi. Belki de çoğu, zamanında yapılan haksız kazançların bedelini ödemekte kim bilir?

Şimdi, Bediüzzaman’ın Rüyada Bir Hitabe’de dile getirdiği gibi “Kadere hangi fiilimizle fetva verdirdik ki bu musibetle hükmetti?” diye kendimizden başlayarak sorgulama zamanı.

Tüm dünyada yaşanan kulluktan uzaklaşma, hırs, israf, şükürsüzlük, nezafetsizlik, ahlâkî bozulma gibi hallerin ve yapılan dehşetli zulümlerin mutlaka bu pandeminin insanlığın başına musallat olmasında etkisi var, diye düşünüyoruz.

Umumî musibetler umumî hataların neticesidir. Kurtulmak için umumî bir tevbeye ihtiyaç vardır. Umumî tevbe aşamasına geçebilmek için de umumî bir nefis muhasebesi yapılması gerekir.

Bu yüzden Ocak 2021 sayımızın kapak dosyası olarak; her sene başında yapmamız gereken muhasebeyi, özeleştiriyi daha derinden duyarak, yaşayarak yapmak ve tevbe-istiğfar kapısını aralama konusunu ele aldık.

* * *

Değineceğimiz iki husus daha var:

Birincisi, 6 yıldır dergimizin yayın yönetmeni ve editörü olarak birbirinden değerli sayıların hazırlanmasında imzası bulunan Şulenur Yıldırım’ın görevini bize devretmesi. Bunu bir “görevini bırakma,” bir “veda” ya da bir “ayrılma” olarak görmediğimizi, bundan sonra da katkılarının devamını beklediğimizi belirtmek istiyoruz. Şimdiye kadarki hizmetlerinden dolayı da kendisine bir kez daha teşekkür ediyoruz.

İkinci husus ise, malum ekonomik sebeplerden dolayı dergimizin sayfa sayısının azalması ve ebatının küçülmesi. Bunu da anlayışla karşılayacağınızı ve yeni formatımızı beğeneceğinizi umarak hayırlı olsun diyoruz.

Kur’ân’ın mesajlarını Risale-i Nur perspektifinden/penceresinden insanlığa sunabileceğimiz nice sayılarda buluşmak duasıyla,

Allah’a emanet olun.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*