Üç aylar kapımızı çalarken

Hz. Peygamber’in “Allah’ım! Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır”1 ifadesiyle önemine dikkat çekilen, iştiyakla beklenen günler kapımızda. Üç Aylar olarak tesmiye edilen Şuhur-u Selase ömrümüze ömür katmak için geldi. Bu mübarek günler hayatımızın sayfalarını gaflet yerine ibadetle doldurmak için büyük fırsatları beraberinde getiriyor.

Pandemi sürecinin bizi eve kapatmasıyla dış dünyadan sıyrılıp iç dünyamıza dönmeye başladık. Fakat sınırsız internetlerimiz sınırsız zaman kayıplarına yol açarak içe dönük yolculuğumuzda bize engel oluyor. Âdeta manevî bir nokta-i istinad için desteğe ihtiyaç hissediyoruz. Tam da bu bekleyiş içinde Üç Aylar, ibadet ve taatımızın artması için hava-i nesimi gibi manevî bir atmosfer oluşturarak semlendiren pis havayı tasaffi etmek için geldi. Bize düşen pencerelerimizi, kapılarımızı açıp o havanın evimize, gönlümüze, ruhumuza dolmasına izin vermek.

Risale-i Nur’da bir yerde seksen, bir yerde doksan senelik bir ömür kazandırdığı ifade edilen Recep, Şaban ve Ramazan aylarını hoşamedi içinde karşılamalı, evimizde gereken hazırlıkları yapmaya başlamalıyız. Bunun için öncelikle niyetlerimizi alarak başlayabiliriz. Niyetlerin ruh hükmünde olduğunu unutmamalı, bu ayların bizim hakkımızda semeredar ve sevapdar geçmesi için Cenab-ı Hakka niyaz etmeliyiz.  Hayat kitabımız olan, normal bir günde her harfine on hasene yazılan, bu aylarda ise her harfine binler hasene elde edebileceğimiz Kur’an-ı Kerim okumaya ağırlık vermeliyiz. “Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerif’te yüzden geçer, Şaban-ı Muazzam’da üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarek’te bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadir’de otuz bine çıkar” sırrıyla ifade edilen sevaplara yapacağımız hasenatlarla ulaşmaya çalışmalıyız. Ardından “Fesad-ı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse, yüz şehidin ecrini, sevabını kazanabilir” sırrını keşf ederek hayatımızda sünnetlere daha fazla yer ayırarak yüz şehit sevabını kazanmaya namzet olabiliriz. Talebe-i ulum şerefine nail olup iman ile kabre girmemize yardımcı olacak olan Nur Risalelerini okumaya ağırlık verip bir saatimizi bir sene ibadet hükmüne getirebiliriz. Üç küllî muarriften biri olan kâinat kitabını okumaya ağırlık verip, enfüsî ve afakî tefekkürlerimizi çoğaltabiliriz. Kardeşlerimizle aramızdaki uhuvvet, muhabbet, tesanüd bağlarını kuvvetlendirip birbirilerimizin takva kalelerine yardım gönderebiliriz. Nasıl ki çarşıda pazarda ucuzluk olan yerlere revaç fazla olur, herkes kârlı bir ticaret elde etmek için uğraşır. Aynı şekilde biz de “pek çok uhrevî faideleri kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden Şuhur-u Selase” den hissemizi almaya çalışmalıyız.

Bediüzzaman Hazretleri de şuhur-u selasenin ehemmiyetine dikkat çekerek  bu aylarda nelere dikkat edilmesi gerektiğini şu şekilde ifade eder: “Şuhur-u Selâse çok kıymettardır. Leyle-i Kadrin sırrıyla seksen sene bir ömrü kazandıracak bir vakitte, en iyi, en efdal şeylerle meşgul olmak lazım geliyor. İnşaallah Kur’an’a ait mesaille iştigal, bir nevi manevî mütefekkirane Kur’ân okumak hükmündedir. Hem ibadet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür, hem kıraat-i Kur’ân manaları Risalelerin istinsah ve mütalâalarında vardır itikadındayız.” Bununla beraber lâhika mektuplarında, Üç Aylar geldiğinde Üstad Hazretlerinin talebelerine mektuplar gönderip Şuhur-u Selaselerini tebrik etmesi dikkatleri çekmektedir. Bu vesile ile onlara dua edip dualarını beklediğini ifade eder. Lâhikalarda Üç Aylarda duanın azim sırrını ihmal etmeyip, duaların kabul olduğu saatleri yakalamaya gayret etmek gerektiği gözükmektedir.

Üç Ayların bu kadar yüksek kıymet almasının sebeplerinden biri de kuşkusuz  içinde barındırdıkları mübarek geceler dolayısıyladır. Hadis-i şerifte “Beş gece vardır ki, onlarda yapılan dualar reddolunmaz, kabul edilir. Bunlar: Recep Ayının ilk Cuma gecesi [Regaib], Şaban ayının 15. gecesi [Berat], Cuma gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı geceleridir.” buyurularak mübarek gecelerin ehemmiyetine dikkat çekilmiştir. Ramazan ayının içinde gizlenmiş olan Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlı olarak isimlendirilmiştir. Bu sebeple hadis-i şerifte “Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır” buyrularak Üç Ayların ehemmiyetine dikkat çekilmiştir.

Ömür sermayemizin her geçen gün azaldığı, içinde bulunduğumuz zamanın girdap gibi çeken günah ve gafletleri karşısında, enaniyet ve hodfüruşluğun kol gezdiği bir asırda, Üç Ayların kıymetini idrak edip, gerekli hazırlıklarımızı yapmaya, bu ayları güzelce karşılamaya ve kazançlı bir şekilde uğurlamaya gayret etmeliyiz.

Cenab-ı Erhamürrahimin bu aylardan hissemizi ziyade eylesin. Amin.

Dipnot:
1) Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 259.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*