Bana bir amaç, bir de faaliyet lâzım şimdi!

“Canım çok sıkılıyor.”

“Kendine bir faaliyet bul veya hayal kur, sıkma canını.”

“Nasıl?”

“Elindekilerle yetinme, aramaktan vazgeçme. Günlerine gaye-i hayal ve merak rehberlik etsin. Çocukken dünyayı nasıl keşfettiğini hatırla ve dünyaya yine öyle bak. O maceralı hayatı yeniden elde et. Dünya; hayal kurma ve hayallerini yaşamak için risk alma cesaretine sahip insanların elindedir. Asla boş durma. İstersen kendinle bir geziye çık!”

KENDİNİ BİL!

“Ne demek?”

“Kendini tanımak demek. Kim olduğunu, konumunu durumunu, görevini sorumluluğunu bilmek demek. Çünkü ilim kendini bilmektir, kendini bilen ise Rabbini bilir. İyi olan daha iyi olana ve daha iyi olan mükemmel olana dek asla durma, şartlara boyun eğme!”

“Ne yapabilirim ki?”

“Telefonu kapatıp, kitabı açabilirsin mesela!”

“Niçin, peki?

“Kendin için, sevdiklerin için ve insanlık için bir değer üretebilirsin! İnsanlık ortak paydasına bir katkı sunabilirsin. Bu hem seni can sıkıntısından kurtarır, hem de sevdiklerini mutlu eder. Çünkü insanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.”

YAVAŞ YAVAŞ ACELE ET!

“Mesela ne yapabilirim?”

“Oku! Oku! Oku!

Bir dil öğrenip, iki insan olabilirsin pekâlâ! Çünkü bir lisan, bir insan; iki lisan, iki insandır. Elinden geliyorsa daha fazlasını yapabilirsin. Tüm dünya global bir köy gibi oldu. Tüm insanlık ilme, teknolojiye, dijital çağa yöneliyor. Çağa ayak uydur, hızlan biraz!

Kendimizi, çocuklarımızı şimdiki zamana göre değil, gelecek zamana göre yetiştirmek bir hedefimiz olmalı. Refah içinde, insan onuruna yaraşır, hür ve âdil bir hayat için okumak, çalışmak lazım.

“Dünyayı isteyen ilme sarılsın. Ahireti isteyen ilme sarılsın. Hem dünyayı, hem ahireti isteyen ilme sarılsın.” diyor Peygamberimiz (asm). “Çok gezen mi çok okuyan mı bilir?” deme. İmkânların ölçüsünde oku-yaz, dünyayı gez, yeni insanlar tanı. Yeni dostluklar kur.

HELE/CANLAN BİRAZ, HEYECANLAN BİRAZ!

“Çok zor bunlar. Hem, benden geçti gibi…”

“Hiçbir şey için geç değil; yapabilirsin! Konfor ve tembelliğin seni aldatmasına izin verme lütfen. Eğer ona bu gününü verirsen, o senin yarınını da çalar. Güzel ve faydalı işleri ertelemek doğru değil. Zübeyir Ağabey “Biz hizmette hemenciyiz kardeşim.” diyor. Hele canlan biraz, heyecanlan biraz. Bir gaye, bir hedef belirle. Kendine ve Allah’a güven. “Taze Bismillah” de.

Eğer heyecan üretemezsen, pek fazla bir şey üretemezsin. Damarlarındaki kana değil, ruhundaki heyecana, gönlündeki dâvâna güven. Engellerin çokluğu gözünü korkutmasın. Bilakis onları bir bir aştıkça; bulmaca çözer gibi, oyun oynar gibi zevk versin.

HER GENÇ BİRİCİKTİR!

“Gençlik olarak kendimizi geliştirmek için; nasihatten çok bir rehbere, bir ‘rol model’e ihtiyacımız var. Bu da bir süreliğine sanırım. Sonra kendi kişiliğimizi bulmak, kendi ayaklarımızın üstünde durmak zorundayız.”

“Çok haklısın. En büyük ‘rol model’ âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizdir (asm). Onun yaşayışı, davranışı ve yol gösteren sözleridir. Onun sünnetinden ayrılmayan peygamber varisi âlimlerdir ve onların kitaplarıdır.

“Bir örnek var mı günümüzde?”

“Var. Peygamber vârisi bir âlim olan Bediüzzaman’ın hayatına ve kitaplarına bak.”

DERDİ DAVASI KADAR BÜYÜK

O daha senin gibi genç yaştayken “Kur’an’ın sönmez ve söndürülemez bir güneş olduğunu bütün dünyaya ilan edeceğim.” diyor. İslam’ın bu kara sevdalı fedaîsi, bir üniversite kurmak için genç yaşta yollara düşüyor; idamla yargılanıyor, ölümü bile göze alıyor. Milletin imanını kurtarmak ve cehaletle savaşmak için savaştayken, at sırtındayken bile kitap yazdırıyor.

Zindana atıldığında bile “Yaz Gardaşım!” diyor. “Üstadım hapiste de mi?” diyen talebesine, “Yarın bu şartlar, bu boş zamanlar da eline geçmeyebilir. Gayretteki lezzeti bilseydiniz, bir saniyenizi bile boşa geçirmezdiniz.” diye cevap veriyor.

Efendimiz (asm) İslam’ı anlatması için Medine’ye Hz. Ebubekir, Ömer (ra) gibi yaşça büyük birilerini değil, çok genç olan Hz. Musab’ı (ra) öğretmen olarak görevlendirdi. Fatih İstanbul’u fethettiğinde sadece 21 yaşındaydı. Bediüzzaman’ın etrafına pervane olanlara baksan daha çok gençleri görürsün. İşte sana aradığın bir “rol model.”

BÜYÜK HEDEFE, ÖNCE BİR KÜÇÜK ADIM!

“Ben de bir şeyler yapabilirim demek ki!”

“Çok şeyler yapabilirsin aslında. Güçlükler, sıradan insanları bile sıra dışı yolculuklara hazırlar. Bizi heyecanlandıran ve devam etmemizi sağlayan; gönlümüzdeki davamız ve geleceğe meydan okuma gücüdür. Görüyorsun küçük bir adımla hedefe odaklanan Bediüzzaman’ın bu heyecanı; kadın erkek, yaşlı çocuk, âmir memur, âlim cahil halkın her kesiminden makes buluyor. Tek başına çıktığı bu kutlu yolda, yazdığı eserleri ile tüm insanlığa yol göstermeye devam ediyor.

“Yola çıkma vakti o halde…”

“Evet. Heyecanlı, genç fıtratlara bir amaç ve bir faaliyet şart. Yapılacak çok iş var; fakat ömür sermayesi sınırlı. Şükür ki; “Ben de bir davaya gönül verip insanlığa bir şeyler sunabilmeliyim” diyen nice kardeşimiz var. Eğer sen de onun eserlerini okuyarak yola çıkma gayretindeysen telefonu kapat, kitabı aç. Çağa ayak uydur. Hızlan biraz ve yavaş yavaş acele et.

Yolun açık olsun sevgili genç!

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*