Kısa Yorum- Nisan 2021

Merhaba değerli gençler,

Sizlerden gelen çalışmaları yayınlamaya devam ediyoruz. Yazılarınız geliş ve kabul sırasına göre yayınlanıyor. Göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür ediyoruz. Çalışması yayınlanan arkadaşlarımızı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

GENÇLERE YETİŞEN BİR DERGİ

Yüz kelimeyle değil, on kelimeyle de değil, hattâ bir kelimeyle dahi değil belki bir tek şükür ile cevap veriyoruz. Çünkü bu ortam, görüyoruz ki; kalbe giren şüpheler, zayi olan gençlik ve ömürler, elem verici günahlar, zillet verici elemler, dalalet verici vesveseler, savletli bid’alar, zehirli üflemeler, neticesiz muhabbetler, insafsız propagandacılar, dehşetli komiteler, edepsiz edipler, batıl fikirler, siyasi çekişmeler, esassız vehimler, esen rüzgârlar, geçen zamanlar, menfi ideolojiler ayağını boğazımıza bastığı anlarda gençlere yetişen bir dergi. Tıpkı, yıl içerisinde üç aylar gibi. Ama bir değil bin şükür ihsan edene!

Murat ÇETİN

 

KAR YAĞDI

Her yeri bembeyaz örttü. Dünyanın siyahlığını kapattı. Kötülükleri kapattı. Masumiyetiyle sardı dünyayı. Toprağa nefes alma fırsatı tanıdı. İçindeki tohumları daha iyi besleyebilmek için hazırlanma fırsatı. Tohumlara dinlenmeleri için biraz daha vakit verdi. Dinlensinler ve sonrasında daha bir rengârenk açılsınlar diye. Rengârenk açılsınlar ve insanlara umut olsunlar diye. Hâlâ ve her daim onlarla beraber olan birinin var olduğunu hatırlatsınlar diye. En çok da filizlenmek isteyen umutlar için yağdı kar. Üstünü örttü önce, yorgan gibi. Sonra eridi ve suladı onları. Belki de baharın kıştan sonra gelme sebebi buydu. Her şeye ve herkese vakit tanıyıp zamanı geldiğinde kar sularıyla filizlensinler diye.

Hilal KAYRA

 

HÜZÜN ÇÖZÜMLEMESİ

Hayat garip, zaman tuhaf şey. Şey, ne güzel kelime; tarifi, o an imkânsıza yakın olan ifadelerin yerini tutan. Nisyan güzel haslet, unutulamaz gibi gelen yaşananları unutturmasından.

Ancak hisleri unutmak istemem; yaşanılan kederleri, hüzünleri. Her daim hatırda olmalı. Rabbin rızasını gözetecek davranışlarda bulunmak, mutlu olunamasa da mutsuz olmamak, kederde boğulmamak için. Hayatta her zaman her yerden kahır çıkabilir, hep hatırda tutarak daima şükür içerisinde olunsun diye. “Elhamdulillahi alâ külli hâl” hayat düsturu olsun diye.

“Acılar içerisinde Polyanna” olmak değil, kederden tecrübelenmeye meraklı ve iştiyaklı bir bilge olmak amaç. Ötelemeden her hissi ve fikri yakalamak, incelemek ve özümsemek. Yaşanmışlıkları değil, hisleri hatırda muhafaza etmek.

Şükretmeli, her türlü verilen, verilmeyen nimetlere.

Bilge ÖĞRENİR

 

DUYGULARIMIZIN İKTİSADI

Risale-i Nur’da konu olan ve Üstadın hayatına tam manasıyla işlemiş olan kavramlardan biri de iktisattır. Üstad, iktisat kavramını hayatında yalnızca ekonomik kavramlarla bağdaştırmamıştır. Tarihçe-i Hayat’ın başında bahsedildiği üzere Üstad duygularıyla, zihni ve fikirleriyle de bir iktisat hâlindeydi. Peki, ya biz birer Nur talebesi olarak duygularımızla ne derece israftan kaçınıyoruz? Özellikle bu pandemi sürecinde haberleri divane bir şekilde izleyip duygularımızı israf ediyoruz.

Virüsün bedenimize zarar verdiğinin hepimiz farkındayız. Peki, haberleri divane bir şekilde takip edip duygularımızı ifratane israf ederek manevî âlemimize zarar verdiğimizi hangimiz fark ediyoruz?

Virüsten korunmak için aldığımız önlemler gibi manevî bir hastalık olan israftan korunmak için de Risale-i Nur’dan alınması gereken önlemleri öğrenip hayata geçirmemiz gerekiyor.

Zeynep Sena CEYLAN

 

EHEMMİYET VERMEK

Bazen gerçekleşmesini hiç istemediğimiz durumlar ile karşı karşıya kaldığımızda hemen sinirleniriz, moralimiz bozulur, tadımız kaçar. Hiddetlenmek gerçekten doğamızda var mıdır? Niçin kendimizi bir anda küplere binmiş bir vaziyette buluruz? Bir anda diyorum, çünkü hep bir “an”lar vardır. Sınandığımız o anlarda kendinize dönüp “Hakiki benliğimde buna ehemmiyet veriyor muyum?” diye sorun, muhtemelen “Hayır” cevabını vereceksiniz. Bizler, aslımızda ehemmiyet vermediğimiz olaylara bir yanılgıyla ehemmiyet veriyormuşuz gibi davranıyoruz. Bu yanılgıya sebep olan nefsimizden gelen vesveselerdir. Çünkü vesvese ile bu olaylar veya olgular hakikatten sıyrılmış olduğundan abartılı hattâ gerçek dışı bir şekilde belleğimizde canlanır. Tepkilerimiz de dolayısıyla abartılı bir şekilde hâsıl olur ve manevî içtimaiyatımız bozulur.

Nursena SELÇUK

 

POZİTİF DÜŞÜNCENİN ÖNEMİ

Hayatta anlamak, aramak lâzım. Var olan her şeyin bize kattıklarını göz ardı etmeden yaşamak bizi güçlü kılar.

İhtiyacımız olan, kendimizi iyi hissettirecek ve harekete geçmemiz için bizi uyaracak olan düşünce yapısı pozitif olandır. Umutları, hayalleri tüketen negatif düşünceler özgüvende büyük hasarlara sebep olur. Anlam kayıplarına, mutsuzluğa ve hatta yaşamda isteksizliğe bile yol açabilir. Başarıya giden yolda negatif düşüncelerle umutları kırmak yerine pozitif düşüncelerle onları yeşertelim. En çok da pozitif düşünceleri sevelim, çünkü onlar verdikleri enerji ile umuda açılan kapımız olacaktır. Unutmayalım ki, bulmak istediğimiz her yerde bir anlam ve ilham buluruz, yeter ki isteyelim. Umuda açılan kapımızı açık tutup ruhumuzu pozitif düşüncelerle beslediğimiz sürece mutluluk bizimle gelecektir.

Negatif düşüncelerle boğuşmamız zaman kaybıdır. Bu durum bizi yıpratır. Bakış açımızı değiştirip daha iyimser yaklaşmanın barışı getireceğine ve bunun da pozitif düşünceden geçtiğine eminim. El ele verirsek, tüm dünyadaki umutsuz düşünce yapısını kırabileceğimize inanıyorum.

Sıla SÜRMELİ

 

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*