2010 yılının Aralık ayında Katar; ABD, Avustralya, Japonya ve Güney Kore’yi geride bırakarak 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapma hakkını kazandı. Bu turnuva ayrıca Orta Doğu’da düzenlenecek olan ilk büyük futbol turnuvası olma özelliğini de taşıyordu.
Fakat Katar’ın yetersiz futbol geçmişi ve tecrübesi, iklim şartları, turnuvanın dudak uçuklatan maliyeti ve insan hakları ihlalleri nedeniyle bu karar çok eleştirildi. Ayrıca Katar’ın turnuvayı düzenleyebilmek için FIFA yetkililerine rüşvet verdiği ve diğer aday ülkelere karşı sabotaj yaptığı iddia edildi, Katar ise her seferinde bu iddiaları reddetti.
Katar’da “modern kölelik”
Katar’da birkaç sene öncesine kadar çoğu insan hakları örgütü tarafından ‘modern kölelik’ olarak adlandırılan ‘kefil’ sistemi uygulanıyordu. Bu sisteme göre ülkeye gelen göçmen işçiye birisi kefil veya sponsor oluyordu. İşçiler, sponsorlarından izinsiz ülkeyi terk edemiyor ve işten ayrılamıyorlardı. Katar hükümetindeki yetkililer her ne kadar ‘kefil’ sistemini resmiyette kaldırdıklarını iddia etse de, büyük çaptaki insan hakları örgütleri hâlen daha izinsiz şekilde işten ayrılmak isteyen ve ülkeyi terk etmek isteyen işçilerin tutuklandığını ifade ediyor.
Katar, Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olan en küçük ülke olma özelliğini de taşıyor. 2,8 milyon nüfusa sahip Katar’da 2 milyondan fazla göçmen işçi bulunuyor. Bu işçilerin büyük çoğunluğu Dünya Kupası için inşa edilen stadyumlar, oteller, yollar, demiryolları ve türlü tesislerin yapımında görev alıyor. Turnuvanın Katar’a maliyetinin yaklaşık 200 milyar dolar olacağı ifade ediliyor.
The Guardian’ın yayımladığı bir rapora göre; Katar’ın Dünya Kupası’nı düzenlemeye hak kazandığı 2011 yılından 2020 yılına kadar geçen sürede Katar’da çoğunluğu Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Nepal ve Sri Lanka’lı olmak üzere 6 bin 500’den fazla göçmen işçi öldü.
Benzeri görülmemiş bir inşaat programı
Hükümet kaynaklarından derlenen bilgilere göre bu sayılar haftada 12 işçinin ölmesi anlamına geliyor. Bangladeş, Hindistan, Nepal ve Sri Lanka’dan alınan bilgilere göre 2011-2020 yılları arasında 5 bin 927 göçmen işçi ölürken, Katar’daki Pakistan Elçiliği tarafından 2010-2020 yılları arasında 824 Pakistanlı göçmen işçinin öldüğü bildiriliyor.
Katar’a oldukça fazla sayıda işçi gönderen Kenya ve Filipinler gibi ülkelerin ölü sayısını açıklamaması, ayrıca 2020 yılının son aylarındaki ölümlerin bilgisinin verilmemesi gerçek ölü sayısının çok daha yüksek olduğuna işaret ediyor.
Katar geçtiğimiz 10 sene içerisinde benzeri görülmemiş bir inşaat programı başlattı. Dünya Kupası için büyük bir hazırlığın içerisine giren körfez ülkesi, turnuvayı düzenleme hakkını kazandığında final maçının oynanacağı şehir henüz inşa bile edilmemişti. Finalin oynanacağı Lusail şehrini ve 80 bin kapasiteli Lusail Stadyumunu adaylığı kazandıktan sonra inşa eden Katar, bunun dışında yeni bir havalimanı, oteller, karayolları, yeni bir toplu taşıma sistemi gibi düzinelerce büyük projeyi ya hayata geçirdi, ya da geçiriyor.
Bu projelerin yapımında çalışan işçilerin durumu ise hiç iç açıcı değil.
Yapılan araştırmalara göre Katar’da aşırı sıcaklar nedeniyle her yıl yüzlerce göçmen işçi ölüyor. Yaz aylarında 45 derece sıcaklığa rağmen yüzbinlerce işçi günde 10 saat çalıştırılıyor. Katar’da çalışan 25-35 yaşındaki pek çok gencin kalp rahatsızlığı nedeniyle öldüğü, fakat bu ölümlerin “doğal ölüm” olarak kayda geçirildiği ifade ediliyor.
Katar’a gelen tepkiler
Norveç 1. Lig ekiplerinden Tromso, Katar’da düzenlenecek olan 2022 Dünya Kupası’nı boykot edeceğini açıkladı. Kulüp, bu şartlar altında futbolun arka planda kalması gerektiğini belirtirken şu ifadeleri kullandı:
“Mevcut koşullar altında Dünya Kupası düzenlemek kabul edilemez. Futbol adına insanların ölmesini kabul etmiyoruz.”
Bunun dışında Norveç, Almanya ve Hollanda Milli Takımları da Katar’da yaşanan insan hakları ihlallerini protesto ediyor. Norveç, Cebelitarık ve Türkiye maçları öncesi üzerinde “Saha içinde ve dışında insan hakları” yazan bir tişörtle sahaya çıktı. Almanya ve Hollanda’da maç öncesi giydikleri tişörtlerle Katar’a tepki gösterdiler.
Temel insan haklarına tamamen aykırı olan Kefil Sistemi sadece Katar’da değil, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri de dahil olmak üzere birçok körfez ülkesinde halen daha uygulanmaya devam ediyor. Bu sistemin sebep olduğu insan hakları ihlallerine ise en çok tepki Batılı ülkelerden geliyor. İslâmî değerlere tamamen aykırı olan sistemi sert bir dille eleştirmesi ve reddetmesi gereken Müslüman ülkeler bu sistemin uygulayıcısı olurken, eleştirme işini ise Batılı ülkeler yapıyor.
Dünya Kupası’na yaklaşık 1,5 sene kaldı. Umuyoruz ki bu süre zarfında kamuoyu Katar’a gerekli tepkiyi verir ve göçmen işçilerin çektiği sıkıntılar en kısa zamanda çözüme kavuşur. Futbol, insanları birleştiren bir spor olmalıdır, öldüren değil.
İlk yorumu siz yazın