DİLE GELEN SESSİZ HARFLER!

“OKU!”

Diye buyurdu Rabbimiz; okuma-yazma bilmeyen insana…

Ve bütün okumaklar Onu tanımak için yapıldı. Ve bütün kitaplar Onun kitabını şerh edip açıklamak için yazıldı.

***

Bismillah..

Her gün yeniden kurulurken dünya.

Kâinat senaryosu her gün, her an yeniden yazılırken.. İnsan da, her an yeniden yaratılır. ‘Oku’ denir sonra ona, insanı ve kâinat kitabını oku! Oku ve her anını nurlandır.

Anı anını tutmuyor insanın. Herkesin hususî bir dünyası var. Okumak aydınlanmak, aydınlatmak o dünyayı. Çünkü her insanın yüreğinde, bedeninde her an ayrı bir esma-i İlâhiyenin tecellîsi cereyan ediyor. Okunamaz ise, karanlık içinde karanlık.

“KALPLER DE DÖNER DÜNYA GİBİ!”

Kalbimiz kadar düşüncelerimiz de etkiliyor hususî âlemimizi. İman gözlüğü ile bakınca başka, küfür gözlüğü ile bakınca başka. Bir konudaki düşüncelerimiz, bakış açımız dünyamızı da kendi rengine boyuyor. Karamsar bakınca ayrı, sevgi ile bakınca ayrı oluyor.

Kitaplar bakışımızı etkileyen gözlüklerdir. İyi bir kitap bakışımızı netleştirdiği gibi, kötü kitap ise bakışımızı, zihnimizi, kalbimizi bulanıklaştırır. Güzel bir yemek şifa olduğu gibi, kötü bir yemek de hasta eder. Hasta olduğumuzda iyi doktoru, iyi bir lokantayı ve yemeği sorup araştırdığımız gibi; yazarına, yayınevine, konusuna göre, güvendiğimiz dostlarımızın tavsiyelerini alarak iyi, faydalı ve ihtiyacımız olan kitapları da seçmemiz gerekir. Çünkü ömür hepsini okumaya yetmez. Seçici olmak şarttır ve ‘insan tercihlerinden ibarettir.’

S/İMGE ÇİÇEKLERİ: HARFLER!

‘Oku!’ dediysen, Senden başka okunacak ne vardı ki! Her şey Senin habercindi, Senden haber taşıyan elçindi. Harflerim.. Sensiz ve sessiz harfler/İM.. Mânâ deryası kalbim.. Kalbim/İM seçilmiş ve dürr ü yekta..

Elemler/im.. emeller/im.. sevinçler/im.. kederler/im.. fikirler/im.. tefekkürler/im..

Sessiz harfler, sedasız harfler.. “Mânâ-yı ismî”yi  “mânâ-yı harfî”ye çeviren harfler..

Harfler de; ilmik ilmik mânâ ile dokunmak ister.. kelime kelime okunmak ister. Kelimeler de yükünü boşaltmak ister.. Kelimeler de seninle konuşmak ister.. Çok az mânâlara nasip olur kelimeler.. cümleler.. kitaplar..

HARFLER DE KONUŞMAK İSTER!

Sessiz ve sensiz bir geceydi. Sessiz harfler, sessizce dile geldiler!

Sensizlikte kirlenirim.. Kesretinde dağılır cüzlerim.. Çoğalır hasretim sana.. Tevhide yönelir dilim.. Bir bilirim seni.. Kesrette boğulur da kalbim, okurum kitabını.. okurum kendimi..

Boşanır sağanak sağanak rahmetin. Temizlenirim. Sensin Kuddüs.. Sensin Settar..

“Olmasa Settar’lığın çıkar dağlara giderdim!” diye feryad eder şair.

KİRLENEN KELİMELER…

Kirlenen kelimeler mânâya ve şiire küskündür zira.

Söylediklerim.. Söyleyemediklerim..

Bazen tersine döner imlerim. Susarım, beklerim. Gelir mi gelmez mi, bilir mi bilmez mi, sever mi sevmez mi? Nasıl bilebilirim? Bir tek Sensin hazinelerim.

Bir/inci Söz günüydü.. Fikrim sendin.. Zikrim sen.. ve Şükrüm sensin… Her daim..

OKUMAK NURLANMAKTIR

Kâinatın mayası sevgi ise, kitap ışığıdır..

Okumak sevgidir, okumak musîkidir, okumak hayatı şiir tadında yaşamaktır.

Okumak nurlanmaktır. Okumak insan olmaktır. Şiir ise diriliştir.

Dirili/yorum ama; yaramaz kelimelere söyle, beni rahat bıraksınlar!

HER DOĞUM EMEK İSTER

Kitaba dair bir mânâ tohumu düşer yazarın kalbine önce. Mayalanır orada bir süre. Sonra his, zihin, irade, çeşit çeşit latifeler imdada gelir. Sonra ilmik ilmik, kelime kelime dokunur; aklın kalbine, kalbin aklına düşen mânâlar. Bilinmeyen bir yerlerde ise, kitabın cesedi olacak kâğıt yola çıkar matbaaya doğru. Sonra cesede ruh üflenecek, doğum gerçekleşecektir.

KİTABIN SEÇME VE SEÇİLME HAKKI!

Bir kitap, birden bire kitap olarak doğmaz. İnsanın yaratılış evreleri gibi çeşitli evrelerden geçer kitap oluncaya kadar. Sadece okuyucular kitabı seçmez, kitap da kendi okuyucularını seçer.

Çünkü kitabın da seçme ve seçilme hakkı vardır. Yazı kendini yazdırırken, kitap kendini okutur. Pozitif elektrik almazlarsa okuyucu kitaptan, kitap okuyucudan uzaklaşır. Kitap seni seçtiyse eğer; hiç ummadığın bir gün, bir yerde çıkar karşına ve sıcacık bir ‘merhaba’ der, gülümseyerek.

…VE SAHNE!

“Dünya, büyük bir tiyatro sahnesi gibidir. Herkes bu sahnede rolünü oynar, rolü bitince de bu sahneyi terk eder” diyor William Shakespeare. Bu kitaplar için de geçerlidir. Her kitap doğar, okuyucularına karşı görevini yapar, sonra sessizce sahneyi terk eder, arşivine çekilir.

…DEDİ KİTAP!

“Sayın okuyucu, sadece hakkın ve hakikatin hatırı için, gerçeklerin ortaya çıkması için özveriyle sebat ettiğim böylesi nankör bir işin gerçekleştirilmesindeki zahmetim karşısında hoşnut olacağını umuyorum. Çünkü senin damak zevkine göre ayarladığım için, sana sunduğum şey olması gerektiğinden çok daha düşük lezzette olabilir. Ama kitap kimseye minnet etmez, gerçek okuyucu ile iyi kitap bir gün mutlaka buluşur.” dedi kitap.

…DEDİ OKUYUCU!

“Ne mutlu ki, kötü kitapların benim için hiç cazibesi olmamıştır ve çok şükür elime sadece iyi kitaplar geçti. Bu kitaplarda bulduklarım, kalabalıklarda çok yaygın olan budalalıklara, bönlüklere ve bayağılıklara karşı beni tahammülsüz kıldı. En iyi arkadaşlarım oldunuz.

“Bu kadar saf, bu kadar açık, bu kadar sürükleyici üslupta bunca güzel ve doğru şey yazılmış. Bunca etkileyici eserlerinin daha fazla başka eserlerin yazılmasına neden olmadığına şaşırdım. Ama zevkle, tefekkürle okudum. Teşekkür ederim.” dedi okuyucu.

1 Yorum

  1. Sadece hakkın ve hakikatin hatırı için, gerçeklerin ortaya çıkmasında sebat ettiğin özverin için hoşnutum senden kitap.. Har içinde biten gonca güle minnet eylemem, gerçek okuyucuyla iyi kitap bir gün elbet buluşur..

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*