İçten dışa bir izdüşüm: Sosyal medya

Günümüzde artan teknolojik gelişmelerle birlikte teknolojiye ulaşımın kolay hale gelmesiyle hayatımıza yeni kavramlar girmiş, girmeye de devam etmektedir. Sosyal medya da, hayatımıza giren bu yeni kavramlar arasında yer almaktadır. Farklı farklı sosyal medya platformlarının olmasıyla birlikte hepsinin ortak özelliği bir iletişim aracı olmasıdır. Kullanıcılarının her türlü paylaşım yapmalarına izin veren bu platformların her geçen gün kullanıcı sayılarının artmasıyla bu platformlar, toplumsal hayatı ciddî manada etkileyebilmektedir. Gün geçtikçe kendilerine yeni kullanıcılar bulan sosyal medya platformları, kullanıcıların hayatlarında birçok kolaylık sağlarken bir yandan da olumsuz yönde etkilere sebep olabilmektedir.

Peki, ya kullanıcı sayılarının yüz milyonlarla ifade edildiği bu platformları, insanların bu kadar çok kullanmalarının altında yatan motivasyon, neden nedir?

Sosyal medya platformlarını kullanma amacının altında bilgi edinmek, kimlik oluşumu, eğlence ve diğer kullanıcıları gizlice takip etme gibi bir takım motivasyonlar yer almaktadır. Maslow’un 1943’te yayınladığı “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” nde tanımladığı basamaklardan ise; kullanıcıların paylaşımlarını kimlerin görebileceğine izin vermesi kendini güvende hissetme, kullanıcıların ailesi, arkadaşları ve çevresini takip etme vasıtasıyla sevgi ve aidiyet, takipçi ve beğeni sayılarının kendilerini başkalarıyla kıyaslaması sonucu saygınlık, çok az kullanıcının ulaşabildiği; ilgi alanlarına göre paylaşımda bulunma, üretime geçip doyuma ulaşma fırsatı tanımasıyla kendini gerçekleştirme gibi ihtiyaçları karşıladığı düşünülmektedir.1 Ayrıca kişinin kendini beğendirme arzusu, ilgi görme isteği gibi nedenler bireyleri sosyal medya kullanımına itmektedir.

Çok sayıda kullanıcılara sahip bu ağların kullanıcılara yararlarına bakacak olursak; bir iletişim aracı olarak insanlarla kolay ve pratik iletişim kurabilmek, kişinin yaşam görüşünü ifade edebilmesi, kendisiyle aynı görüşteki bireylerle iletişime geçebilmesi, bireylere eğitim alanında kolay ulaşılabilir imkânlar sunması, çeşitli eğitim materyallerine ulaşım, olaylardan çabuk haberdar olma gibi faktörleri sıralayabiliriz. Sosyal medya ağlarının bunlar gibi yararları mevcutken kullanıcılarına bir takım zararları da vardır. Örneğin, kullanıcılar kendi hayatlarını diğer insanların hayatlarıyla kıyaslama yaparlar. Bu kıyaslama esnasında diğer insanların yaşadığı olumlu duygusal ya da davranışsal durumların etkisini büyültürler. Bu paylaşımları kendi hayatlarıyla karşılaştıran bireyler diğerlerinin kendilerinden daha mutlu, daha başarılı, daha rahat bir hayat sürdüklerine inanarak kendi iyi oluşlarını olumsuz etki altına alırlar. Bunun sonucunda birey kendisini yetersiz hissederek öz saygısını düşürebilir. Bir başka konu da, bireylerin özel hayatlarını istedikleri gibi paylaşabilmesi sonucunda, özellikle kişilik gelişimi başlangıcı döneminde olan ergen bireylerin mahremiyet duygularının gelişmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca ergen bireyler kişilik oluşumunda, etrafında gördüğü yetişkin ve akranlarındaki özellikleri kendilerine rol model alarak kişiliklerini oluşturmaya başlarlar. Sosyal medya vasıtasıyla gördüğü olumsuz kişilik yapısındaki fenomenleri rol model alması ergen birey için tehlikeli bir durum oluşturmaktadır. Uzun saatler vakit geçirilen bu platformlarda bireyler aileleriyle, arkadaşlarıyla daha az vakit geçirmekte ve bu durumda yalnızlaşmaktadırlar. Sosyal medya bağımlılığı ile ilgili yapılan bir çalışmada sosyal medya bağımlılığının artmasıyla bireylerin depresyon ve anksiyete düzeylerinin arttığı gözlemlenmiştir. 2

Bilinçsizce sosyal medya kullanımıyla maalesef bireyler sosyal medyaya bağımlı hale gelebilmektedir. Fenomen olmak, beğeni ve takipçi toplamak, dikkat çekmek uğruna kullanıcılar anlamsız, hoş olmayan, bir işe yaramayacak paylaşımlarla kıymetli ömrünü boş işlerle harcayabilmekte, zamanını, gençliğini, yeteneklerini israf etmektedir. Bütün bunlar neticesinde eline ahirette ve dünyada yarayacak bir şey de geçmiyor üstelik. Bediüzzaman Hazretlerinin Mektubat adlı eserinde 29. Mektub’da bahsettiği “insanın en zayıf damarı ve çoğu ahlâk-ı seyyienin menbaı olan hubb-u câha düşme tehlikesi” vardır. Halbuki insanın içerisinde bulunan ve müsbet işlerde kullanmamız için bize verilen beğenilme duygusunu Allah’ın rızasını kazanabilmek adına, hem bu dünyada hem de ahiret hayatında kâr elde edeceğimiz işlerde kullanmamız gerekmektedir.

Günümüzde istedikleri içerikleri paylaşarak gençliği etkisi altına alan bir takım çevreler, gençliği uyuşturarak gençlik kapasitemizi kullanmamızı engellemeye çalışmaktadır. Fenomen olmak, akımlara katılmak, takipçi toplamak gibi faaliyetlerle gençlik nimeti israf edilmektedir. Bu kadar yaygın hale gelen ve faydalı özelliklerinin de bulunduğu sosyal medyayı ortadan kaldırmak mümkün değildir. Fakat özellikle genç bireylerin bu konuda bilinçlendirilmesi ve sosyal medya kanallarında müsbet sayfaların, paylaşımların sayılarının artırılması için çaba harcayabiliriz.

Sosyal medyanın yukarıda ifade ettiğim ihtiyaçları karşılaması yönünden baktığımızda bu ihtiyaçlar bütün bireylerde bulunan ihtiyaçlardır. Öyleyse bu ihtiyaçların müsbet manada doyurulması gerekir. Örneğin güvende hissetme, sevgi ve aidiyet ihtiyaçları bireylerin aileleri tarafından karşılanmalıdır. Bu konuda yapılan bir araştırmada lise öğrencilerinin aile içi ilişkilerindeki yalnızlığın sosyal medya kullanımını arttırdığı bulunmuştur. 3 Dolayısıyla aile içerisinde gerekli iletişim, kişilerarası ilişki ihtiyacını doyuran birey, sosyal medyada daha az zaman geçirecektir.

“Ömür sermayesi pek azdır; lüzumlu işler pek çoktur.” düsturunca bir daha elimize geçmeyecek dakikalarımızı, saatlerimizi nerede, nasıl geçirdiğimize dikkat etmeliyiz. Bunun için günlük sosyal medyada geçirdiğimiz zamana bakıp, ne kadarı bizim faydamıza, ne kadarı bizim zararımıza olduğunu hesap ederek, bize zarar veren kısmında harcadığımız kıymetli zamanımızı kıymetli işlerle doldurabiliriz. Ünlü düşünür Osho “Üç istek sizi başkalarının kölesi yapar: Sevilme isteği, beğenilme isteği, takdir edilme isteği.” diyor. Unutmayalım; hür yaratıldık, insanların kölesi olmadan Allah’a abd olarak hür yaşamalıyız.

Dipnotlar:
1) Şentürk, E. (2017). Sosyal Medya Bağımlılığının, Depresyon, Anksiyete Bozukluğu, Karışık Anksiyete Ve Depresif Bozukluk Hastaları İle Kontrol Grubu Arasında Karşılaştırılması Ve Kullanıcıların Kişilik Özellikleriyle İlişkisinin Araştırılması
2) Şeker, V. T. (2018). Sosyal medya bağımlılığı ile depresyon ve anksiyete arasındaki ilişki (Yüksek Lisans Tezi). Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
3) Doğan, U. ve Karakaş, Y. (2016). Lise Öğrencilerinin Sosyal Ağ Siteleri Kullanımının Yordayıcısı Olarak Yalnızlık. Sakarya University Journal of Education, 6(1): 57-71.

 

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*