Üç bakla zincir

Elinizde üç bakladan oluşan kısa bir zincir tuttuğunuzu düşünün, her bir baklaya bir isim vermek istesek “ümit, şevk ve diriliş” diyebiliriz. Hangi baklayı tuttuğunuzun önemi kadar, ne kadar sıkı tuttuğunuzun da çok önemi vardır, çünkü hepsi birbirine bağlıdır. Birini bıraktığınızda diğerleri de gider. Bu üç kavram “Sıralamada önce bu olmalı, sonra bu gelmeli” denemeyecek kadar girift bir durumda ve aslında hepsi merkezde ve merkez konumundadır.

Biraz dikkatli baktığımızda, kendimiz için geçerli olan “ümit, şevk ve diriliş” ile bizim durumumuzu gören ve nazarını hakikate çeviren biri için “ümit, şevk ve diriliş” sıralamasının değişkenlik gösterdiğini farkedebiliriz. Burada sıranın önemi değil sonucun önemi vardır. Her şartta ve durumda elinizde sıkıca tuttuğunuz bu zincir sizi üç sonuçtan birine mutlak manada çıkaracaktır. Fakat elinizde sıkıcı tuttuğunuzda…

Hemen bir örnek vermek gerekirse, birinin ümidini görseniz bu size şevk kazandırabilir ya da başkasının şevk ile hareket etmesi sizin kişiye veya olaylara karşı ümidinizi kuvvetlendirebilir. Bu sarmallar bir hareketin başlaması ile sonuçlanıp ya da sonucu bir diriliş olan sırayla devam etmektedir.

Fahr-i Kâinat’ın (asm) hayatında bu üç hakikat bolca bulunmaktadır. Hangisi ile başlasak bir diğeri ile son bulmakta, son bulduğunu zannettiğimizde farklı vecihlerle devam etmektedir bu üç hakikat.

Bir örnekle hakikate kapı araladığımızda, Peygamberimiz (asm) Kureyşlileri açıktan Allah’a imana davet ederken onların İslamiyeti kabul etmelerini ümit ediyordu, fakat hep farklı zorluklarla karşı karşıya kalıyordu. Bir gün Ebu Cehil Kabe’de ona çok hakarette bulunmuş ve eziyet etmişti. Peygamberimizi (asm) dinleyenleri etrafından uzaklaştırarak Onu yalnız bırakmaya çalışıyordu. Aslan avından dönen Peygamberimizin (asm) amcası Hz. Hamza (ra) olanları duyduğunda Ebu Cehil’e karşılığını vermiş ve oracıkta Müslüman olmuştu. Peygamber Efendimizin (asm) ümidinin içinden tam ümitsizlik çıkacağı anda bir diriliş doğmuştu. Hem de aslan avcısı amcası, diğer Müslümanlara şevk olmuştu…

Başka bir örnekle devam edecek olursak, Bediüzzaman Hazretlerinin de hayatında “ümit, şevk ve diriliş” sarmalının pek çok misalini görürüz. Onlardan birisi, Rus polisinin ona verdiği cevap içindeki kelimede saklıdır.

“Heyhat! Şaşarım senin ümidine.”

Bediüzzaman Hazretleri de 31 Mart Vakası sonrası Osmanlının çöküşüne şahit olurken ümitsizlik içinde ümitvar olmuş ve Rus polisine içinde “ümit, şevk ve diriliş” olan şu müthiş cümlelerle karşılık vermiştir.

“Ben de şaşarım senin aklına. Bu kışın devamına ihtimal verebilir misin? Her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı vardır.”

Her iki örnekte de yaşanan hadiseler bu üç kavramın sahibinin Allah (cc) olduğunu bize tahattur ettirip, kelime, mana ve hakikatlerde de olumsuzdan olumluyu çıkaranın O (cc) olduğunu gösterir.

Aslında bu bir kanundur. İnsanların yanı sıra cemâdatta dahi bu üçlü bir arada bulunur. Bir incir çekirdeğinin içindeki programına baktığımızda, o kanunu okuduğumuzda incir çekirdeğinin incir ağacı olmaya meyillendirilmesi, programlandırılması esasında ümitlendirilmesi, şevklendirilmesidir. Sonucu diriliş olan bir sürecin başlangıcıdır. Bu süreçlerin alt basamağı hareket ve faaliyet basamağıdır. Kanunu işleten Kadîr-i Zülkemâl bu hakikatlerin alt yapısı hükmünde hep bir hareket çeşitliliği serpmiştir. Ümidin alt basamağı  düşünce hareketlenmesi, şevkin alt basamağı his ve duygu hareketlenmesi, dirilişin alt basamağı da fiilî hareket ve faaliyet beslenmesi olmuştur. “Hayat hareket ve faaliyettir” sözü bu üçlünün en alt basamağını oluşturur. Çünkü hislerde, duygularda, düşüncelerde ayrıca fiilî hareketlenmelerde sonuç “ümit, şevk, diriliş” olacağı kaçınılmazdır. Yazının en başına dönecek olursak “Elinizde üç bakladan oluşan bir zincir tuttuğunuzu düşünün” demiştik, şimdi tutuyoruz. Elimizde hayat var, elimiz hareket ediyor ve zincir işliyor, ses çıkarıyor, birbirine temas ediyor, durağanlıktan fiiliyata geçiyor. Az önce saydığımız tüm alt basamaklar harekete geçiyor ve sonuç…

Hayatımızda her zaman yaptığımız en basit işimiz dahi bu üç bakla zincir ile oluyor. Tekrar ediyorum, yeter ki sıkıca tutmaya devam edelim…

2 Yorum

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*