Ey hayat-ı dünyeviyenin zevkine müptelâ ve endişe-i istikbal ile istikbalini ve hayatını temin için çabalayan bîçareler! Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz, meşru dairedeki keyfe iktifa ediniz; o, keyfinize kâfidir.
Sözler, Y.A.N., Lugatçeli-2021, s. 169
***
Madem kabir kapısı kapanmıyor ve madem kabrin öbür tarafındaki endişe-i istikbal her ferdin en mühim meselesidir…
Lem’alar, Y.A.N., Lugatçeli-2021, s. 290
***
Görüyorum ki şu dünya hayatında en bahtiyar odur ki dünyayı bir misafirhane-i askerî telâkki etsin ve öyle de iz’an etsin ve ona göre hareket etsin. Ve o telâkki ile, en büyük mertebe olan mertebe-i rızayı çabuk elde edebilir. Kırılacak şişe pahasına, daimî bir elmasın fiyatını vermez; istikamet ve lezzetle hayatını geçirir.
Evet, dünyaya ait işler, kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir. Bâkî umûr-u uhreviye ise, gayet sağlam elmaslar kıymetindedir. İnsanın fıtratındaki şiddetli merak ve hararetli muhabbet ve dehşetli hırs ve inatlı talep ve hakeza şedîd hissiyatlar, umûr-u uhreviyeyi kazanmak için verilmiştir. O hissiyatı şiddetli bir surette fânî umûr-u dünyeviyeye tevcih etmek, fânî ve kırılacak şişelere bâkî elmas fiyatlarını vermek demektir. Şu münasebetle bir nokta hatıra gelmiş; söyleyeceğim. Şöyle ki:
Aşk, şiddetli bir muhabbettir. Fânî mahbublara müteveccih olduğu vakit, ya o aşk kendi sahibini daimî bir azap ve elemde bırakır, veyahut o mecazî mahbub, o şiddetli muhabbetin fiyatına değmediği için, bâkî bir mahbubu arattırır; aşk-ı mecazî aşk-ı hakikîye inkılâb eder.
İşte insanda binlerle hissiyat var. Her birisinin aşk gibi iki mertebesi var: Biri mecazî, biri hakikî.
Meselâ, endişe-i istikbal hissi herkeste var. Şiddetli bir surette endişe ettiği vakit, bakar ki o endişe ettiği istikbale yetişmek için elinde senet yok. Hem rızık cihetinde bir taahhüt altında ve kısa olan bir istikbal, o şiddetli endişeye değmiyor. Ondan yüzünü çevirip, kabirden sonra hakikî ve uzun ve gafiller hakkında taahhüt altına alınmamış bir istikbale teveccüh eder.
Mektubat, Y.A.N., Lugatçeli-2021, s. 44-45
LÜGATÇE:
aşk-ı mecazî: fâni şeylere olan aşk, nefis ve şehvet arzusuna dayanan aşk.
endişe-i istikbal: gelecek endişesi, kaygısı.
iz’an etmek: teslim olup itaat etmek.
mertebe-i rıza: Allah’ın razı olması makamı.
şedîd: şiddetli.
tevcih etmek: yönlendirmek.
umûr-u dünyeviye: dünyaya ait işler.
umûr-u uhreviye: ahirete ait işler.
İlk yorumu siz yazın