Psikolojik Kış Uykusundan Nasıl Çıkabiliriz?
Covid-19 pandemisinin başından bu yana uygulanan karantinalar ve kısıtlamalar, sosyal hayatımızda köklü değişikliklere sebep oldu. Yaz aylarından bu yana dünyanın pek çok yerinde kısıtlamalar kaldırıldı ve “normalleşme” başladı. Fakat sosyal hayatın eski ritmini yakalaması da zaman alacak gibi görünüyor. DW’de yer alan habere göre, çok sayıda kişi pandemi öncesi döneme göre daha çabuk yorulduğunu ifade ediyor. Ruh sağlığı uzmanlarına göre bunun nedeni, pandemide düşük uyarıcı ortamlarda çalışmaya alışan beynin yüksek uyarıcı ortamlara adapte olmakta zorluk çekmesi. Beyin daha farklı ve daha yavaş bir seviyede çalışıyor. Bu durum da “psikolojik kış uykusu” olarak tanımlanıyor. Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Sekreteri Psikiyatri Uzmanı Dr. Emre Mutlu, psikolojik kış uykusunun önemli nedenlerinden birinin de pandemide stres mekanizmasının yoğun bir şekilde çalışması olduğunu ifade etti. Uzm. Dr. Mutlu, stres seviyesinin yükseldiği dönemlerde insan beyninin tıpkı şarjı azalan bir cep telefonu gibi güç tasarrufu moduna geçtiğini ve kalan enerjisini daha hayatî ihtiyaçlar için harcadığını söyledi.
Peki bu psikolojik kış uykusundan nasıl çıkabiliriz? Uzm. Dr. Mutlu en önemli formülün pandemi öncesindeki rutinleri devam ettirmek olduğunu dile getirdi. Bunların başında artık kalıcı hale gelen evden çalışma düzenini gözden geçirmek. Toplantılara pijamalarla değil dışarıda giyilen kıyafetlerle katılmak ve mesai saatlerini düzenlemek atılabilecek önemli adımlar olarak gösteriliyor. Psikolojik kış uykusu sendromu, isteksizliğe de neden olabiliyor. Uzm. Dr. Emre Mutlu, isteksizliğin belirli bir noktada kendiliğinden biten bir şey olmadığını belirterek adım atılması gerektiğini söylüyor. Mutlu, “Bunun da bir alışkanlık süreci var ve aşama aşama olması gerekiyor. Eskiden spor yapıyorken şu anda spora tekrar başlayamayabilirsiniz, ama evin etrafında 5-10 dakika yürümeye başlayabilirsiniz. Önceden yarım saat spora gidiyorken bu sefer 10 dakika gidebilirsiniz” tavsiyesinde bulundu.
Haberden de anlaşılacağı üzere pandemiden kaynaklı olarak hayatımızda yavaşlama ve tembellik ortaya çıkıyor. Fakat insan hayatında bulunan küçük büyük faaliyet ve hareket insana lezzet veren en önemli sebeplerdendir. Unutulmamalıdır ki her faaliyet ve harekette bir lezzet var. Hatta faaliyet ve hareket lezzetin ta kendisidir.1 Ne kadar pandemi hayatımızda bulunsa da, bütün bütün faaliyet ve hareketi kesmek uzmanların dediği gibi sendromlara sebep olacaktır.
1) Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, Y.A.N., s. 650.
Fransa’nın başörtüsü karşıtlığı tepki topladı
Avrupa Konseyi ayrımcılıkla mücadele birimi, “Güzellik çeşitlilikte olduğu gibi özgürlük başörtüsündedir” sloganıyla başörtülü kadınlara yapılan ayrımcılığa karşı bilinçlendirme kampanyası başlattı. Fakat bu kampanya Fransa engeline takıldı. Kampanya kapsamında paylaşılan görsellerde başörtülü kadınların ve “Çeşitliliği kutlayın ve başörtüsüne saygı duyun,” “Özgürlük başörtüsündedir,” “Başörtüm tercihim” ve “Güzellik çeşitlilikte olduğu gibi özgürlük başörtüsündedir” yazılarının yer alması Fransa’da tepki topladı. DW’de yer alan habere göre, Fransa’nın Gençlikten Sorumlu Devlet Bakanı Sarah El Hairy kampanyanın kendisini şoke ettiğini söyledi ve bu kampanyanın iptal ettirildiğini duyurdu. Söz konusu kampanyanın Fransa’nın değerlerine aykırı olduğunu ifade eden El Hairy, “Görselde başörtüsü takmak teşvik ediliyor, bunu kınıyoruz. Fransa bu kampanyayı onaylamadığını iletti ve kampanya iptal edildi” şeklinde konuştu. Fransa’nın talebinin ardından Avrupa Konseyi kampanyaya yönelik paylaşımları sildiğini duyurarak, “Bu paylaşımlar kaldırıldı, projeyi daha iyi bir şekilde sunmayı düşüneceğiz” açıklamasında bulundu. Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği (AB) bünyesindeki bir projenin parçası olan kampanyanın amacının çeşitliliğe saygı duyma ve her türlü nefret söylemiyle mücadele etme konularında farkındalık oluşturmak olduğunu ifade etti. Fransa’nın bu hareketi Bediüzzaman Said Nursî’nin “Avrupa ikidir” dediği meseleyi akıllara getirdi. Birisi hakikî İsevîlik dininden aldığı feyizle insanların sosyal hayatında adalet ve hakkaniyete hizmet eden fenleri takip eden Avrupa, diğeri ise her şeyi tabiata dayandıran felsefenin zulmetiyle, medeniyetin kötülüklerini iyilik zannederek insanları sefâhete ve dalâlete sevk eden bozulmuş ikinci Avrupa.1 Tesettürün kadınlar için fıtrî olduğu ve asıl özgürlüğün tesettür olduğunun vurgusunun yapılmasına sınır koyması Fransa yönetiminin bu cihetiyle hangi Avrupa’da olduğunun göstergesi haline geldi. Fakat faaliyette olan bu zındıka komiteleri ne yaparlarsa yapsınlar İslamiyet hâkim olacaktır. Bediüzzaman Said Nursî’nin dediği gibi, “İnşaallah istikbaldeki İslâmiyetin kuvvetiyle, medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulh-u umumîyi de temin edecek.”2
1) Bediüzzaman Said Nursî, Y.A.N., Lem’alar, s. 209.
2) Bediüzzaman Said Nursî, E.S.D.E., Hutbe-i Şamiye, s. 245.
KISA HABERLER
*Turkcell, Dijital Bahar Projesi kapsamında sporu büyükler için evlere taşıdı. Tüm yaşlıların rahatlıkla yapabileceği egzersizlerin yer aldığı spor programı, onlarca farklı video içeriğinden oluşuyor. DHA’da yer alan habere göre, birçok faydalı hareketin gösterildiği videolarla büyüklerin zinde ve sağlıklı kalmaları amaçlanıyor. Videoda yetişkinler için faydalı birçok fiziksel hareket, spor eğitmenleri eşliğinde gösteriliyor. Hareketlere, www.turkcell.com.tr/dijitalbahar adresinden, Turkcell Akademi’den ve TurkcellYouTube kanalı üzerinden ulaşılabiliyor.
*Bayburt Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi öğrencileri doğadan topladıkları atıkları kullanarak tablo ve dekoratif eşyalar üretiyorlar. Öğrenciler, kampüs çevresinde doğaya atılan ve çevre kirliliğine sebep olan kâğıt, kumaş, metal ve plastikten oluşan malzemeleri toplayarak eğitim gördükleri bölümün atölyesine getiriyor. AA’da yer alan habere göre, çalışma sonunda birbirinden ilginç tablo ve dekoratif eşyaya dönüşen atık malzemeler, üniversite kampüsünün bahçesi, fakültenin koridorları ve atölyede sergileniyor.
İlk yorumu siz yazın