Tersyüz edilmiş çiçekler

Aranızda çiçeklerini açmış güzel bir incir ağacını görmüş olan var mı? Hani böyle mis gibi kokular saçarak, pembe yahut beyaz çiçeklerini açmış bir incir ağacı… Çok düşünmenize gerek yok arkadaşlar, kesin görmemişsinizdir. Çünkü incir ağaçları çiçek açmazmış. Durun, durun her şeyi en baştan anlatacağım inşaallah.

Geçenlerde “İncirlerin içerisinde ölü arılar mı var?!”1 başlıklı bir videoya rast geldim ve “Var mı acaba?” diyerek, videoyu izledim. Böylece incirlerin ilginç dünyasına doğru minik yolculuğum başlamış oldu. İlk öğrendiğim şeylerden biri; bizim meyve diye yediğimiz incir aslında meyve değil, incir ağacının tersyüz edilmiş çiçeğiymiş.

“İncir ağaçları diğer meyve ağaçları gibi çiçek açmaz. İncirin meyvesi aslında bir tür kapalı çiçektir ve bir incir ağacında ya yalnızca dişi çiçekler ya da yalnızca erkek çiçekler gelişir. İncir ağacı çiçeklerinin armut şekilli bir koza içerisinde tersyüz edilmiş bir şekilde açarak olgunlaşmasıyla incir meyvesi oluşur. Yüzlerce çiçek içeren bu yapıya ‘sikonyum’ adı verilir. Her çiçek ‘aken’ adı verilen sert kabuklu, yediğimizde çıtırdayan meyvelere dönüşür. Yani yediğimiz her bir incir aslında yüzlerce meyve içerir.”2

Vay bee, yediğimiz her bir incir aslında yüzlerce meyve mi içeriyormuş! Bir de bu ağacın polenleşmesi var ki, hayret ve tefekkür kaynağı olduğu gibi tevhidin muhteşem bir delili de oluyor. Öncelikle öğrenmemiz gereken; incir ağaçları dişi ve erkek olarak ikiye ayrılıyor. Dişi ağaçların meyvesi büyük ve fazla. Bizim tükettiğimiz incirlerin tamamı dişi incirler. Erkek ağaçların ise meyveleri ufak ve az olduğu gibi, yenilebilir lezzette de değiller. Onların vazifesi farklı çünkü; bu erkek meyveler tozlaşmada kullanılıyor.

Biyoloji derslerinden hatırlarsınız, bitkilerin polenleşmesi genellikle rüzgârla olur. Fakat incir ağacının çiçeği kapalı çiçek olup, kendi içine açtığı için rüzgârlar etkisiz kalıyor. İşte tam burada, rüzgârın vazifesini “ilek arıcığı” (Blastophagapsenes) denilen yaklaşık 1,5 mm boyutundaki yaban arıcığı alıyor.

“İncir arısı” da denilen bu böcek türü; 900’e yakın farklı çeşidiyle, dünya üzerindeki 900 çeşit incir ağacının polenleşmesinde vazifeliymiş. Her arı türü ancak bir çeşit incir ağacını dölleyebiliyor ve her incir ağacının kendisine has incir arısı var. Fesübhanallah. 900 çeşit incir, 900 çeşit incir arısı… Müthiş bir çeşitlilik. Üstelik iki tür de birbiri olmadan yaşayamıyor. O halde birini yaratan, muhakkak diğerini de o yaratmış olmalı!

Bu mübarek incir arılarının hayat döngüsünü Britannica Ansiklopedisi3 ve mezkur videodan öğrendiğimiz şekliyle aktaracak olursak: Her şey erkek incir ağacında başlıyor. Bir incir arısı yumurtası, incir meyvesinin içindeki çiçeklerden birine bırakıldığında, çiçeğin içinde tohum yerine keseciğe benzer bir yapı oluşur. Kör ve kanatsız olan erkek incir arıları daha çabuk olgunlaşarak bu keseciklerden çıkar ve dişileri döllemek için başka keseleri araştırmaya başlar. Bir dişi bulduğundaysa, keseyi çiğner ve henüz çatlamamış olan dişi yumurtayı döller. Daha sonra erkek arı, dişi için incirin içinden dışına doğru bir kaçış tüneli kazar ve bütün hayatını incirin içerisinde geçirmiş olarak ölür. Dişi incir arıları ise gelişimini daha sonra tamamlayıp, yumurtadan çıkarlar. Bu dişi incir arıları, nesillerini devam ettirmek için yumurtlayabilecekleri yeni bir erkek incir ağacı bulmak gayesiyle erkek arıların kazdığı kaçış tünellerinden ya da incirin altındaki küçük delikten dışarı çıkarlar. Çıkarken üzerlerine yapışmış olan polenleri de beraberlerinde götürürler.

Dişi incir arıları ancak erkek incir ağaçlarının meyvelerine yumurtlayabilirler. Fakat arılar hangi ağaçların dişi, hangilerinin erkek olduğunu bilemediklerinden, yanlışlıkla girdikleri dişi incir meyvesinin polenleşmesine, böylece olgunlaşmasına vesile olurlar.4 Yanlış incire giren bu arılar bazen dışarı çıkabilir, bazense incirin içinde ölüp kalırlar. Çünkü incirin altındaki küçücük giriş o kadar ilginçtir ki, içine sadece o incir türüne uygun olarak yaratılmış arı girebildiği halde, bu arılar bile meyvenin içine girerken zorlanır. Arıcıkların pek çoğu, incire girerken kanatlarını ve antenlerini kaybederler.5 Dolayısıyla yediğimiz incirlerin içinde ölü arıcıklar olması çok mümkün.

Yetişkinlik hayatı ancak 2 gün süren bu böcekleri ve vazifelerini anlatmaya sayfalar yetmez. Garip değil gerçi. Çünkü kâinat kitabını bize okuyan Kur’ân-ı Kerîm6, arıya da incire de çok ehemmiyet vermiş. İncire yemin ettiği gibi, arıya vahyetmiş. Bir surenin adı Nahl (arı) olduğu gibi, bir diğeri de Tîn (incir) olmuş. Son olarak sözü asrın tefsirine, bu meselenin tafsilini ise uhdenize tevdi edelim:

باق او حكيمِ ذو الجلاله؛ ناصل كتابِ مبينڭ دستورلرندن آرى وظيفه‌سنه عائد مقدارينى بر تذكره‌ده يازمش، آرينڭ باشنده‌كى صندوقچه‌يه قويمشدر. او صندوقچه‌نڭ آناختارى ده، وظيفه‌پرور آرييه خاص بر لذّتدر. اونڭله صندوقچه‌يى آچار، پروغرامنى اوقور، أمرى آڭلار، حركت ايدر. ـ﴿وَ اَوْحَى رَبُّكَ اِلَى النَّحْلِ﴾ آيتنڭ سرّينى إظهار ايدر. 7

Dipnotlar:
1) GrossScience, “Are There Dead Wasps In Figs?” Link: Tıklayınız.
2) Mesut Erol, “İncir Ağaçları Neden Çiçek Açmaz?”
3) Britannica, “Figwasp” Link:Tıklayınız.
4) Dişi incir arılarının incir ağacının polenleşmesindeki yeri özellikle incir yetiştiricileri açısından küçümsenemeyecek kadar kıymetlidir. Çünkü ekonomik olarak gelir getiren kaliteli incirlerin çoğu, olgunlaşmak için polenleşmeye ihtiyaç duyarlar.
5) İşte muhteşem bir fedakârlık!
6) “Kâinat mescid-i kebirinde Kur’ân, kâinatı okuyor” (Sözler, 7. Söz)
7) “Bak o Hakîm-i Zülcelâl’e; nasıl Kitab-ı Mübîn’in düsturlarından arı vazifesine ait mikdarını bir tezkerede yazmış, arının başındaki sandukçaya koymuştur. O sandukçanın anahtarı da, vazifeperver arıya has bir lezzettir. Onunla sandukçayı açar, programını okur, emri anlar, hareket eder. {وَ اَوْحٰى رَبُّكَ اِلَى النَّحْلِ} ‘Ve Rabbin arıya vahyetti’ âyetinin sırrını izhar eder.” (Lem’alar, 17.Lem’a, 8. Nota)

 

2 Yorum

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*