Etiketlemesek de mi bağ kursak

Ayyy sen de hep bir memnuniyetsizsin yaaa.

Hep böyle diyorsun.

Ne kadar bencilsin.

Ne kadar yavaşsın.

Ne kadar sakarsın.

Ne kadar boş işlerle uğraşıyorsun.

Ne kadar safsın.

Ne kadar hırslısın.

Ne kadar şımarık büyümüşsün böyle.

Ne kadar düşüncesizsin.

Hiç kıymet bilmiyorsun.

Ay hep bir şikâyet hep bir şikâyet.

Yaşadıklarımdan bir ders alayım demiyorsun.

Ne kadar …

Bu nokta noktayı hepimiz tamamlayabiliriz. Çünkü hepimiz hayatımızda en az bir sefer etiketlendik. Hem de hiç düşünmeden konuşan insanlar tarafından. O hiç düşünmeden konuşan insanlar da çok etiketlendiler.

Hakikaten ya!

Bu insanları etiketlemek nereden türedi böyle?!

Daha geçen gün bir çocuk maç izliyor “İlk defa izliyorum hiç hevesim yoktur maça felan” diye anlattı. O sırada bu muhabbete şahit olmayan teyzesi girdi içeri, çocuğu gördü ve “Ay sen de ne kadar fanatiksin” diye şakkadanak etiketledi çocuğu.

“Ben mi?!” dedi çocuk, “İlk defa…” demesine kalmadan, “Ay ne anlıyorsunuz şu toptan? Sahada 11 adam peşinden koşuyor, hadi bunun için para da alıyor. Ya siz? Hiç anlamıyorum valla” dedi ve sonra geri çıktı odadan.

Çocuğun yüzündeki ifade der susarım…

Anlaşılamamazlık mı desem, kötü hissetmek mi desem bilmiyorum ama daha ilk defa bir maçı seyretmek istemişti. Merak ediyordu neler hissedeceğini ve o sırada anlamadan dinlemeden yargılayan bir yapıya sahip biri sayesinde duyguları inanılmaz karıştı. Çocuğun teyzesi gelip “Aaa maç mı izliyorsun, hep izler misin böyle?” diye sorsaydı nolurdu?

O genç de bir büyüğüyle iletişim, kendini ifade edebilme, duygularını tartma, ölçme, biçme ve iletişim kurma sonrası bağın güçlenmesi, kendini iyi hissetme ve daha neler neler… Olumlu konuşmasa da olurdu. Bir soru yeterdi aslında.

Bu etiketlenmeyle haşir neşir olan çocuklar gözlemledim o günden sonra. Hemen “Offff” deyip çıkıyorlar odadan ya da kapatıyorlar kendilerini sonraki sözlere, muhabbetlere. O “off” aslında anlaşılamamazlık başta olmak üzere o kadar çok şey barındırıyor ki. Bu yüzden o bağın oluşmayışı, onlar bizden uzak ve kopuk deyişimiz…

Fark ettiniz mi? Onlar bizden uzak ve kopuk. Yani yine “Hata onlarda” diyen bir cümle. Sanırım yine öylesine, farkında olmadan yaşamak çıkıyor bu işin altından. Farkındasız, öyle önüne geldiği gibi… Yazının çıkış sebebi olan o çocuğun teyzesine sorun mesela. Sordum çünkü ben o yüz ifadesinden sonra, tutamadım kendimi. “Neden böyle tepki verdin?” deyince “Nee, ben öyle mi demişim?! Hiç hatırlamıyorum valla. Ay o da ne, alıngan be. Söyleseymiş, ‘İlk defa izliyorum’ deseymiş…”

Aldığımız cevapta yine bir etiket olmasını geçtim, söyleyen kişinin hatırlamadığı bir söz sayesinde yeğeniyle arasındaki bağı zedelediğinin düşüncesi bana yetti. Bu bir örnek ve bence artık her evde bir örnek var böyle.

Bu yüzden bağlarımızın zayıflaması, azalması!

Bu yüzden “Ah, nerede o eski bayramlar!”

Bu yüzden artık tadı tuzu olmaması dünyanın!

Fark edip kendini iyileştirerek yaşayana ne mutlu…

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*