Malcolm X Amerika’ya Meydan Okurken

Selamlar kıymetli okuyucu. Bu yazıyı destansı bir müzik eşliğinde okumanı tavsiye ediyorum.

Her kitabın seçilme nedeni var benim dünyamda. Başka bir kitap seçmiştim aslında ama geçen ay yaşanan üzücü hadiseler ve Risale-i Nur’a saldırmalar beni bu kitaba sevk etti. Belki başka eserler de olacaktır bağlantı kurulması gereken. Fakat muhtemelen yakın zamanda bu kitabı okuduğum için, bu seçilmiş oldu.

Yer yer bana Siyah Deri Beyaz Maske kitabını bazen de Maus kitabını hatırlattı. Bazen de geçen aylarda Süeda Yaşar arkadaşımın da tanıtımını yaptığı İnsanın Anlam Arayışı kitabına götürdü beni kitaptaki konferanslar. Bakmayın, adını böyle üstün körü anmakla geçmiş olabilirim bu kitapların ama ırkçılık ya da sınıflaştırma ile ilgili oldukça etkileyici eserler kanımca. Sancılar benzer, zulüm gerçeği aynı. Sonuçsuz, neticesiz söylemler çoğu kere. Çünkü çözümsüz, sadece eleştirel bir bakış açısı hâkim konuşmacı pozisyonundaki kişide.

Bu gerçekler insanın zihninde bir çözüm arzusunu oluşturuyor. Yalnızca içinde bulunduğumuz dünyaya hitap eden bir bakış zaten bize bu çözümü sağlamıyor.  O yüzden belki de yetersiz ve sığ kalıyor söylemler. Tek kurtuluş barış, selâmet; İslam. Üstadımın da dediği gibi ittihad-ı İslâm’dan gelir birlik; yoksa dil, ırk değildir birliği sağlayan.

Malik el-Şahbaz, nam-ı diğer Malcolm X. Irkçılık üzerinden İslam’ı bulmuş bir Afro-
Amerikan. Biyografisine bakınca hayatı yoğun ve çalkantılı geçmiş, oldukça hem de. Zaten büyük fikirlerin insanlarının çok küçük yaşta başlıyor imtihanları. Birçok mühtedi gibi o da küçük yaşta yemiş bu dünyanın sillesini. Ama ihtida yolunu bulmuş medrese-i Yusufiyede.

Gelelim kitaba; kitap, Malcolm X’in çeşitli yerlerde yaptığı konferansları içeriyor. Irkçılığı kınarken ırkçılık yapan söylemler bazen rahatsız etse de çoğu fikrini onurlu bir başkaldırış olarak yorumladım, Amerika’ya Meydan Okurken konferanslarının. Altını çizdiğim pek çok satırdan birkaç parçasını da sizinle paylaşıyorum. Bu satırlarla ilgili yorumlarınızı da çok merak ediyorum. Lütfen benimle de paylaşın 🙂

Altını çizdiklerim

Zulüm kısmak istediği sesi nâra yapar. Ve bazı ölüler, yaşayanlardan daha yüksek sesle konuşur.

İkinci sınıf vatandaş diye bir şey yok! Ya adamakıllı vatandaşız, ya da hiçbir şey değiliz!

Sizinle aynı eğitime sahip birisi size hizmet etmez. Size kul köle olmamızı sürdürebilmenizin tek yolu, bizi eşit eğitim almaktan mahrum bırakarak, [bizden] üstün olan bilginizle bize hükmetmenizdir. Amerika, bize eşit eğitim vermedi, ama daha fazlasını ve fırsat eşitliğini isteyebilecek kadar eğitimliyiz ki, bu da büyük bir isyana sebep oluyor.

Dostlarım, Batı dünyasının en eğitimli diplomatları bu derin ırk sorununu çözmeyi beceremediler. Batının o okumuş etmiş diplomatları beceremedi. O bilge din adamları da beceremedi. Sosyologları başarısız oldu. Sivil liderleri başarısız oldu. Müttefik liderleri de sorunun üstesinden gelemediler. Batının en mahir bilim adamları ve âlimleri de ırk sorununa çare bulamadığı için, bu akşam oturup akıl yürütecek, üzerinde düşüneceğiz ve eminim, Tanrı’nın bizzat kendisinin bu vahim ırk ikilemini çözeceği noktasında hemfikir olacağız. Bu gerçekle yüzleştiğimizde, İlâhî bir müdahalenin gerekliliğini, İlâhî bir çarenin gerekliliğini idrak edebileceğiz.

Tarihi değiştirebilenler, ancak ve ancak insanın kendisi hakkındaki düşüncesini değiştirmeyi başarabilmiş olanlardır.

Dışı siyah olan bir adamı aldınız ve içini bembeyaz yaptınız. Beyni kar kadar beyaz. Kalbi kar kadar beyaz.

Siyahlara hiçbir hayrınız dokunmuyor. Sırtıma on santimlik bıçağı saplayıp beş santim geri çıkardığında bana bir lütufta bulunmuş olmuyorsun. Bıçağı tamamen çıkardığında da bana bir hayrın dokunmuyor. Kafanıza sokmanız gereken şey bu.

Eğer dikkatli değilseniz, gazeteler sizin zulüm gören insanlardan nefret etmenizi ve zulmü uygulayan insanları sevmenizi sağlar.

Güneşin altında yaşayan herhangi birisinin yapabildiği her şeyi yapabileceğinizi öğreten bir başkana sahip olduğunuz müddetçe iyi bir adamınız var demektir.

Benim gerçek adım ‘X’ değil, fakat tarihe bakarsanız, batı yarıküredeki hiçbir siyahinin gerçek adını bilmediğini anlayabilirsiniz. Çünkü [önceki konuşmacıyı kastederek] onun ataları bizim ecdadımızı Afrika’dan kaçırdı, Batı’ya götürdü ve onları orada sattı. Ve isimlerimiz elimizden alındı, dolayısıyla bugün gerçek anlamda kim olduğumuzu bilmiyoruz. Bunu kabul edenlerden biri de benim ve bu sebeple bana koyulan isimden uzak durabilmek adına ismime X ekledim.

Aldatılmaktan korunmanın en iyi yolu, bir şey hakkında herhangi bir yargıya varmadan önce o şeye kendi açınızdan bakma, kendi açınızdan izleme ve kendi açınızdan düşünme alışkanlığını edinmenizdir.

Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*