Ne Amerikan tavukları kadar gereksiz ne de hayatınızı kurtaracak kadar gerekli bilgiler…
Çip Organ Teknolojisi
Çip Organ Teknolojisi, Amerika Birleşik Devletleri Sağlık Bakanlığının desteği ile Emaluate Inc şirketi tarafından 2012 yılında geliştirilmeye başlandı. Sağlık Bakanlığı; “çip organlar” üzerinde yapılan testlerin olumlu sonuçlanması üzerine, ‘çip organ” teknolojisinin organlar üzerinde yapılan deneyleri kolaylaştıracağını ve çığır açıcı buluşlara zemin hazırlayacağını’ ifade etmiştir. Geliştirilen çipler sayesinde insan üzerinde denenmesi çok zor olan deneylerin yapılabilecek olması tıp camiasını heyecanlandırmaktadır. Üreticileri bu çiplerin hastalıkları modelleyebilmek ve ilaçların geliştirilmesini kolaylaştırabilmek amacıyla hazırlandığını dile getirmişlerdir.
Yeni bir ilacın geliştirilmesi çok pahalı ve çok uzun bir süreç. Bir ilaç geliştirmenin bedeli yaklaşık 2-3 milyar dolar. Deneyler ortalama 12-15 yıl sürmekte ve her sene Avrupa’daki laboratuvarlarda 11.5 milyon hayvanın deneyler sırasında öldüğü, birçoğunun ise üzerlerinde denenen ilaçlar nedeniyle zarar gördüğü biliniyor. İlaçlar kullanıma hazır oluyor ama hayvanlar üzerinde yapılan deneyler, bu ilaçların insan hücreleri üzerinde nasıl bir etkide bulunacağına dair tam bir bilgi vermemektedir. Bu yüzden bilim adamları, insan hücrelerinin vereceği tepkiyi daha hızlı, daha doğru ve daha ucuz şekilde gözlemleyebilmek için “çip organ teknolojisi” ni geliştirdiler.
Neyin nesidir bu “çip organ,” yakından inceleyelim sevgili okur.
Çip organ, canlı insan organını taklit edebilen bir icattır. İçerisinde mikro akışkan sıvılar ve taklit edilmesi istenen organa ait hücreler bulunur. Çipin orta kısmında bir zar, zarın alt kısmında kılcal damar hücreleri, zarın üst kısmında ilgili organın hücreleri bulunur. Zarın alt kısmında bulunan kanaldan kan akışı, zarın üst kısmında bulunan kanallardan hava akışı sağlanmaktadır. Bu kanallar sayesinde tıpkı insan vücudunda olduğu gibi kan ve hava akışı sağlanmaktadır. Esnek yapısından dolayı bu çipler nefes alma hareketini veya kas kasılmasını gerçekleştirebiliyor. Çipin şeffaflığı da araştırmacıların organın işlevselliğini, davranışını ve tepkisini hücresel ve moleküler düzeyde görmesini sağlıyor.
Bilim adamları 15 çeşit organ çipi üretmiştir. Bunlar arasında kalp, böbrek, karaciğer, akciğer, bağırsak, göz yumurta kanalı, rahim, yumurta ve çok organlı çipler vardır. Her bir “çip organ” kalem pil boyutundadır. Ayrıca birkaç tane çip birleştirilerek insanın vücudundaki sistemlerin ve sistemler ile birlikte bir insan bedeninin yeniden oluşturulması amaçlanmaktadır. Bu gelişmeler bize tıp alanında yeni bir çığır açılacağını göstermektedir.
Adidas ve Puma’nın Hikâyesi
Adolf(adi) ve Rudolf(rudi) Dassler kardeşler Almanya’nın Bavyera eyaletindeki Herzogenaurach şehrinde doğup büyümüş iki kardeştiler. 20’li yaşlara geldiklerinde, kardeşler ayakkabıcılık eğitimi aldılar. Babaları gibi ayakkabı sektöründe birşeyler yapmak istiyorlardı. 1924 yılında annelerinin çamaşırhanesinde kısıtlı imkânlarla ayakkabı üretmeye başladılar. Başlarda annelerinin çamaşırhanesinde elektrik olmadığı için, bisikletten elde ettikleri enerjiyle, deri parçalarını keserek üretim yaptılar. Annelerinin çamaşırhanesini tamamen atölyeye çevirdiler ve atölyenin ismini de Gebrüder Dassler Ohg koydular.
Adolf ve Rudolf aralarında iş bölümü yaptılar. Adolf, teknik açıdan daha donanımlı olduğundan ayakkabıların üretimiyle kendisi ilgilenmiş, Rudolf ise dışa dönük olduğundan pazarlama kısmıyla ilgilenmiştir. İlk başta atletizimcilere hitap eden kaliteli ayakkabı modelleri imal ettiler. İki kardeş büyük bir atak yaparak 1936 yılında düzenlenen Berlin olimpiyatlarında ABD’li atlet Jesse Owens’a sponsor oldular. Uzun çabalar sonunda Berlin olimpiyatlarında Jesse Owens’a kendi ayakkabılarını giymeye ikna eden ikili, atlet Jesse Owens’ın 4 altın madalya kazanmasından sonra üne kavuşmuşlardır. Fakat bu ün ve başarı, kardeşlerin gerilimini ve kıskançlığını arttırmıştı. Kardeşler arası ayrılık çanları çalar gibiydi. Bu ikilinin geçimsizliği eşlerine de yansımıştı ve aynı şekilde eşleri de birbirleri ile geçinememeye başlamıştı.
Bu olaylar olurken savaş patlak verdi. Adolf Hitler’in yükselişi ile beraber, iki kardeş Nazi partisine katılır ve hatta Adolf, Alman silahlı kuvvetleri için savaş botu üretiminde katkıda bulundu. Savaş devam ederken Adolf ve Rudolf kardeşlerin bulunduğu Herzogenaurach şehrine saldırı düzenlendi. Adolf eşiyle sığınağa koşarken, Rudolf da eşini alarak kardeşinin yanına sığınağa koşuyordu. Tam sığınağa girdiğinde Adolf’un “Kahrolasılar, yine geldiler” lafını üzerine alınan Rudolf için ipler tamamen kopmuştu.
Adolf bu lafı düşmanları kast ederek söylediğini ne kadar dile getirse de, Rudolf için alınganlığından dönüş yoktu. Adolf ve Rudolf arasındaki kavga çok ilerlemişti. Savaşın sonlarına doğru Rudolf iki defa ihbar üzerine tutuklandı. Amerikalıların yayınladığı bir istihbarat raporunda yazılanlara bakılırsa, Amerikalılar tarafından iki kere tutuklanan Rudolf’u ihbar eden kişinin kardeşi Adolf olduğu ortaya çıkmıştır.
1948 yılında Adolf ve Rudolf yollarını tamamen ayırdılar ve Aurach Nehri’nin iki yakasında kendi fabrikalarını kurdular.
Adolf(Adi) Dassler, kendi isminin kelimelerini taşıyan Adidas firmasını kurdu, abisi Rudolf (Rudi) Dassler ise Puma firmasını kurdu. Savaş sonrası iki tane ayakkabı fabrikası kurulması ekonomi için adeta ilaç gibi gelmişti. Adolf ve Rudolf kardeşlerin anlaşmazlıkları ve kavgaları şehrin insanlarına da yansımıştı. Şehir Adidas’çılar ve Puma’cılar olarak ikiye ayrılmıştır. Zamanla bu ayrım çok büyüdü. Bu insanlar birbirinin alışveriş yaptıkları marketlere gitmiyor; Adidas giyen çocuklar, Puma giyen çocuklarla oynamıyor; Adidas ve Puma giyenler birbirlerini gördüklerinde selam vermiyorlardı. Hatta Adidas fabrikasında çalışanların, Puma fabrikasında çalışanlar ile evlenmesi bile yasaklanmıştı.
Bu olaylar yıllarca büyüyüp gitti. Tüm şehir birbirine düşman olmuştu, insanlar birisiyle konuşmadan önce ayakkabısının markasına bakmaya başladığından dolayı, “eğik boyunlu insanların şehri” olarak anılmaya başlanmıştı. Bu kavga böyle devam ederken, 4 yıl arayla birbirine küs şekilde ölen ikilinin mezarları da aynı mezarlığın olabildiğince en uzak iki kısmına gömüldüler.
Adidas ve Puma Şirketi birbirlerini devamlı şikâyet ediyorlardı ve hattâ bazı olaylara FIFA bile müdahale etme durumunda kalmıştır. 61 yıl süren düşmanlık ve küslük 2009 yılında Dünya Barış Günü için 21 Eylül’de FIFA’nın düzenlediği, her iki şirketin CIO’ları ve çalışanları için düzenlenen futbol maçıyla son bulmuştur.
Not: 2016 yılında “Adidas ve Puma’nın Hikâyesi” adında dram ve tarih katagorisinde 2 saatlik bir film yapılmıştır.
İlk yorumu siz yazın