2022 Nisan sayımız çıktı!

Arınma ve huzur mevsimi Ramazan

Genç Yorum dergisi 2022 Nisan sayısında içinde bulunduğumuz Ramazan ayını kapağına taşıyor. Ramazan’ın “arınma ve huzur” ayı olması yönüne dikkat çekilen bu sayıda maddî ve manevî temizlik, müspet manada değişim ve iktisat kavramları ele alınıyor. Dergide yer alan yazılar ise şu şekilde:

Haber Yorum köşesinde Mahmut Cemal Çakır, dünya ve Türkiye gündeminden seçtiği haberleri okuyucunun beğenisine sunuyor.

Said Balpetek’in hazırladığı Amerikan Tavukları köşesinde ise çip organ teknolojisi ve meşhur ayakkabı markaları “Adidas ve Puma”nın kuruluş hikâyeleri yer alıyor.

Kapak yazılarına gelecek olursak;

Mustafa Gönüllü, “Vücutta bir bahar temizliği” başlığı altında kâinatta görülen güz-bahar değişimine benzer şekilde oruç mevsimiyle birlikte vücudumuzda meydana gelen değişiklikleri ve orucun faydalarını ele alıyor.

İsmail Tezer, “İktisatlı bir hayat ve Ramazan” yazısında iktisadın manasını daha geniş tutmak gerektiğini hatırlatarak, maddî ve manevî cihazatımız bizlere hangi maksatla verildiyse onları o gaye doğrultusunda kullanmak gerektiğini ifade ediyor.

Said Zeki, “Bir barış türküsüdür Ramazan!” başlığı çerçevesinde Ramazan’ın türlü türlü tanımlarını yaparak onu bir temizlik, huzur iklimi, esenlik, ilim meclisi, arınma ve siper ve kalkan ve daha nice şey olarak tanımlıyor ve Ramazan’ı panoramik bir bakış açısıyla ele alıyor.

Bilal Said Parlakoğlu, “Zekât ile temizlen” yazısında İslam’ın beş şartında birisi olan zekâtın malı temizlediği gibi maddî ve manevî olarak arınmak manalarına da geldiğini anlatıyor.

Sümeyye Tuna ve Emine Sultan Çakır’ın birlikte yazdıkları “En büyük cihad” başlıklı yazıda ise nefisleri tezkiye etmek meselesi ele alınıyor. Tebük Seferi dönüşü Peygamberimizin (asm) “Şimdi küçük cihaddan büyük cihada dönüyoruz” sözleriyle ifade ettiği hakikat çerçevesinde Ramazan ve nefis terbiyesi kavramları üzerinde duruluyor.

Kapak yazıları bu kadardı. Diğer köşelerimizden;

Nurlu Yorum’da “Şeairin içinde en parlak ve muhteşemi: Ramazan-ı Şerif” başlığı altında Ramazan Risalesi’nden bir alıntı yer alıyor.

Emine Sultan Çakır’ın hazırladığı Eskimez Yazı köşesindeyse “Arayış” başlığıyla birlikte okurlarla bir hasbihal yapılıyor. Konu sıkıntısı çektiğini ifade eden yazar, okurlarına seslenerek bu köşede görmek istedikleri içeriklerle ilgili fikirlerini beklediğini ifade ediyor.

Bu ay Bilge Öğrenir’in yazdığı Keçeli’nin Kitaplığı’ndaysa Mustafa Ulusoy’un yazdığı “Ay Terapisi” adlı kitap inceleniyor. Yine bir müzik eşliğinde okunması tavsiye edilen kitap tanıtımında, kitabın konu olarak çeşitli hikâyeler ile kişilerin ay ile bağını kuvvetlendiren terapileri ele aldığı ifade ediliyor.

Şiir başlıklı köşemizde ise İsmail Lale’nin yazdığı “Ey şehr-i Ramazan” başlıklı şiir yer almakta.

Cenk Çalık’ın hazırladığı Tefekküre Seyahat köşesinde de “Dans eden mucize: Arılar” başlığı altında arıların muhteşem hilkatleri ve dans diye nitelenen bazı hareketleriyle ne kadar hikmetli işler gördükleri ele alınmakta.

Beyzanur Çelik’in hazırladığı Öğrenci İşi köşesinde bu ay “Kolay Puding” adı altında sadece süt ve çikolata kullanılarak yapılabilen bir puding tarifi veriliyor.

Kısa Yorum köşesinde ise okurlarımızdan gelen çeşitli yazı ve şiirler yerlerini almakta.

Fethiye Akay’ın derlediği Ehl-i Medya köşesinde “Göz rengi ne olursa olsun, mazlum mazlumdur” başlığı altında Rus-Ukrayna savaşıyla ilgili sosyal medyada paylaşılan içerikler sunuluyor.

Psk. Dan. Şeyda Sultan Zengin’in kaleme aldığı Seans Arası köşesinde bu ay “Motivasyonumun gelmesini bekliyorum!” başlığı altında bir işi başarmamızdaki üç engelden birisi olan “motivasyon gelmesini beklemek” meselesi ele alınarak, motivasyonu beklemeden harekete koyulmanın gerekliliği vurgulanıyor.

Edebî Yorum köşesinde Mahmut Kaplan“Divan şiirinde bahara bakışlar (1)”başlığı altında kadim şairlerimizi hayalî bir mecliste buluşturarak konuşturuyor. Birleştikleri tek nokta şair olmaları olan bu kişilerden her birinin üslubu, tarzı, makamı ve mevkii ayrı imiş. Haliyle bir cümbüşe dönen bu yazı da müşahede etmeye değer.

Foto Yorum köşesinde ise okurlarımızdan gelen fotoğraflar yer almakta.

Ali Hakkoymaz’ın hazırladığı Keyfince Lügat’te ise “Hedefi dünya olanlara…” başlığı altında şiire benzer fakat şiir olmayan tanımlar, ifade edişler bulunuyor.

Anlamlı Yorum köşesinde Said Yüksekdağ, “Görüyorum öyleyse varım” yazısında bir sakal tıraşıyla başlayan kendini fark ediş tefekkürünü okurlarıyla paylaşıyor.

Son olarak Caner Kut’un hazırladığı Zihnin Çarkları köşesinde “Eleştiri” başlığı altında eleştirinin çeşitli düşünürlerce tanımı yapılarak, eleştirinin ehemmiyetine vurgu yapılıyor.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*