Arayış

Yazı yazmak zor zanaat. Okuması hepi topu 5 dakika sürecek bir yazı için sizce bir yazar kaç saat ayırıyordur? İnanın çok saat. İşin hayret verici tarafı, yazınızı güzel yapan şey ona verdiğiniz saatler olmuyor. Kimi zaman o kadar saatler verdiğiniz şey hoşunuza gitmeyen bir şeye dönüşmüş olabilir çünkü. Buna rağmen yazıyoruz. Yazdığımız şeyler kalıyor çünkü. Hangi hissiyatımızı, hangi fikrimizi yazdıysak o kalıyor. Diğerleri uçup gidiyor bir şekilde.

Bir yazarın yazı yazamamak hakkındaki yazısını okumak çok da eğlenceli olmasa gerek. Fakat ne yapalım, son zamanlarda biraz konu sıkıntısı çekiyoruz. Madem öyle, biraz hasbihal yapalım. Bu yazı, bu köşede yazılan 72. yazı. Tam altı yıldır her ay bir şekilde ucu Osmanlıcaya bağlanan bir şeyler karalamaya çalışıyoruz. Madem Nurlara muhatap olan gençlere hitap ediyoruz, bu dergide muhakkak Osmanlıcayla ilgili bir şeyler olmalı fikriyle yola çıkmıştık. İlk hedefimiz eskimez yazıyı okumayı öğretmekti. Dolayısıyla ilk yazılar elif-ba’dan başlayarak Osmanlıca okuma kuralları üzerine gitmişti. Fakat bir alfabeyi ve onun okunuş kurallarını ne kadar anlatabilirsiniz? Bir yerde kurallar bitiyor ve teorikten pratiğe geçmek icap ediyor. Böylece kuralları geride bırakıp, kelime kökenleri üzerinden giderek ilgi çekici bulduğumuz etimolojik hikâyeleri yazmak şeklinde devam ettik. Bir yerde bu da tıkanınca sohbet yahut deneme adı altında dahil olabilecek yazılar yazmaya başladık. Şimdi bu yazıyı okuduğunuza göre yazar kişisi burada da zorlanmaya başlamış demektir.

Biiznillah yazılar bir şekilde evrilir ve kendisine yeni bir yol bulur. Fakat bu yeni yol bulma sürecinde okurların fikrini almakta fayda var. Köşeyi okuduğu halde olumlu ya da olumsuz herhangi bir fikir beyan etmeyen “hayalet okur”lara bilhassa sesleniyorum. Bu köşede görmek ve okumak istediğiniz şeyler nelerdir? İfade edebilirseniz memnun oluruz.1

Okuduğunuz için teşekkürler, hasbihal bitmiştir. Madem buraya kadar geldiniz, Osmanlıca bir parça okumadan dağılmayalım. Aşağıda gördüğünüz kitap sayfaları Hacı Sıtkı Balcı kütüphanesinden eski bir matbu dua kitabına ait. Kitap matbu olmasına rağmen son sayfalarına el yazısıyla bazı hikmetli sözler yazılmış. Buyurun okumaya:

 

Not: Aşağıdaki metin sayfanın sol tarafındaki hikmetli sözlerin okunuşudur.

Ey gönül, ne ah çekersin? Bir fena komşun mu var?
Yoksa hırsız hizmetkârın, acûze ehlin mi var?

Nâ-ehle2 sakın derdini bildirme hazer kıl3
Pes4 şişe-i esrârını destinle5 kırarsın.

Ulu söz6 söyleme zinhar ki Hakk sevmez ânı hem
Eder taslît-i belâlar, hâlî koymaz hiç inadın.

Ulu söz sahibin tezlîl eder iki cihânda
Tevazu et birader, pek sakın kibr ü riyadan.

Müekkeldir belâ söze, ne söylersen gelir bil
Olur başına nâzil ma’azallah semâdan.

Mümkün mü ki bir kalbe sığa, Hâlık ile halk
Pâk eyle gönül kasrını kesretlerinden.

Dipnotlar:
1) Mail hesabımız sayfanın başında mevcuttur. Dileyenler Twitter’dan (@EskimezY) da ulaşabilir.
2) Ehil olmayan kişi
3) Dikkat et!
4) Şu halde
5) Elinle
6) Büyük söz

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*