Merhaba değerli gençler ve kendini genç hissedenler,
Özgün tefekkür, düşünce ve eleştirilerinizi bizimle paylaşmak istiyorsanız; 100 kelimeyi geçmeyecek şekilde yazıp ayın 15’ine kadar “editor@gencyorumdergisi.com” adresine gönderebilirsiniz. Bu ay da sizlerden gelen çalışmalara yer Kısa Yorum sayfamızda vermeye devam ediyoruz. Yazılarınız geliş ve kabul sırasına göre yayınlanıyor. Göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür ediyoruz. Çalışmalarıyla dergimize renk katan arkadaşlarımızı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
İSTEYENE VERİLİR
Cenab-ı Allah Mü’min Suresinde, “Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim.” buyurur. Bu ayeti hem fiilî hem kavlî hayatımıza tatbik edersek isteklerimizi bi’iznillah elde ederiz. Hayatımızı şekillendiren, istek ve amaçlarımıza ulaştıran fiilî dua dediğimiz gayretlerimiz, çabalarımız ve elimizi Rabbimize açıp kavlen ettiğimiz dualardır. İsteklerimiz imtihana uygun olmalı. Birçok şeyde olduğu gibi isteklerimizin de Rahmanî ve şeytanî ciheti olduğunu da unutmamalıyız. İsteğimiz havada uçmaksa uçurumdan atlarsak imtihana uygun olmayıp şeytanî olur. Fakat uçak bileti alır, binersek bu Rahmanî olur, imtihana uygun olur. O halde isteklerimiz Rahmanî olmalı, imtihana uygun olmalı. Fiilî ve kavlî duayı da yaptık mı Rabbimiz verecektir.
Yakup ÇETİNER
ANNEM
Sen gönül dermanı, ben ki muhtacım
Yolundan, izinden gelmek isterim
Sen hamur olmuşsun sabır özünden
Ben de pay alırım her bir sözünden
Şefkat ateşinle yanmak isterim
Dost arayan. Dostsuz dünya yüzünden
Seninle hep dost kalmak isterim
Sen yürümüşsün Hakkın yolunda
Rehber olmuşsun ömür boyunca
Gittiğin yolun kolunda
Koşarak sana varmak isterim
Şefkatini, nur yüzünü, miskokulu
Sineni, sarmak isterim
Sen annemsin, ben de anneyim
Düşünce yolunda senin gibiyim
Güzeli, doğruyu hep arayıp
Ak kâğıt üstüne yazmak isterim
Ecel gelip vaki olunca
Berzahta, ukbada seninle
Daim olmak isterim
Nursena AFŞİN
İSLÂM’DA HÜR FİKİR
İslâm dini hak, adalet, hukuk dinidir. Herkes fikrini hür bir şekilde ifade edebilir. Bir mü’min şahsî fikrini savunabileceği gibi farklı düşüncelere de açık olur. Mü’min dediğin İslâm kurallarına uygun olarak hareket ederek sorgular, araştırır, meselenin içyüzünü bulana dek çabalar. Nazarında siyah olan bir şeyin beyaz da olabileceğini bilir ve sorgulamakla da kalmaz, sorguladığını da sorgular.
İslâm prensiplerinde yer almadığı halde sırf kişinin kendi mantığına ve hayat tarzına göre doğru olan bir davranış veya düşünce başkası için de doğru olmak zorunda değildir. Hiç kimse annesinin ve babasının dahi kölesi olmadığı ve olamayacağı hâlde, bir şahsın kendisini belli bir makamda görüp, saygı beklemesi çok yanlıştır. Hiç kimse saygı duymayı bir üstünlük kalıbına uyarlayamaz.
Mesela Hz. Ömer (ra) bir halife olarak söz sahibi olmasına karşın, her zaman herkese söz hakkı tanımıştır. Tanımakla da kalmamış bir hususta kureyşli bir kadının kendi fikrini beyan etmesiyle birlikte, Hz. Ömer (ra) kendi hatasını anlamış ve kadının söylediğini bizzat uygulamıştır.
Nursena SELÇUK
İlk yorumu siz yazın