Gençliğini iyi değerlendirmek

Merhaba değerli Genç Yorum okuyucuları,

İnsan olarak her an bazı seçimler yaparız. Gitmek, gitmemek; yapmak, yapmamak; söylemek söylememek gibi. Bu seçim ve davranışlarımızı kendimiz belirleriz çoğu zaman. Burada “kendim” dediğimiz şeyi ne oluşturur peki? Çevremiz, ailemiz, gördüklerimiz, tecrübe ettiklerimiz, okuduklarımız, duyduklarımız…

Bu zamana kadar hayatımıza giren her şey aslında. Seçimlerimiz ve davranışlarımız, olaylar ve durumlar karşısında anlık gelişse de arkasındaki büyük birikmişliklerin bir sonucudur. Bu birikmişlikler neticesinde doğru veya yanlış kararlar veririz. Bir durum karşısında eğer bir birikmişliğimiz, tecrübemiz yoksa da boşluğa düşer, afallar, ne tepki vereceğimizi şaşırırız.

Hayatımızın bebeklikten ihtiyarlığa her dönemi bu birikimler anlamında çok önemlidir. Bebeklik, çocukluk çağlarında hayat girdilerimizin çoğu bizim irademiz dışında gelişirler. Doğru, yanlış birçok şeyi sorgulayamadan öğrenir, gözlemler ve taklit ederiz. Gençlik dönemi ise şöyle bir arkaya bakma nimetidir aslında. “Bu zamana kadar getirdiklerimden hangileri doğru, hangileri yanlış?” diye yeniden bir gözden geçirme dönemidir. Biriktirdiklerini ayıklama ve yeni birikimlere yön verme dönemi. Yeni birikenler, fikirler; artık sorgulanmadan, hikmeti araştırılmadan kolay kolay giremez hayatına. Gelecekteki ve şimdiki seni belirleyecek adımların atıldığı çok kıymetli bir dönem. Aklı sönmemiş bir genç ihtiyarlık vaktini düşündüğü gibi ihtiyarlıktan sonrası diye tahayyül ettiği, aslında her an başucunda duran kabirden sonrasını da düşünecektir.  Bu bağlamda gençlikte biriktirdiklerimizin önemi bir kat daha artmakta.

Yani anlayacağımız ahir zaman gençleri olarak hazer edip, dikkatle basıp batmaktan korkmamız gereken bir durumdayız. Şunu da ifade etmeyi zarurî görüyorum; bu korku, gençlik enerjimizi ve bizi kısıtlayan, baskılayan bir korku değildir. Bu korku ile birlikte yönümüzü çevireceğimiz helal dairesi çok geniş bir daire olup, elemsiz bir lezzet ancak bu dairede mümkündür.

“Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz, meşru dairedeki keyfe iktifa ediniz. O keyfinize kâfidir.”

Biz de bu ayki sayımızda bu şirin dönemi ele aldık. Ve başta kendimize sorular sorduk.

“Gençlik dediğin nedir sahiden?” dedik. Yaşlılık, gençlik gibi kavramlar izafi kavramlar olabilir mi acaba, hakikatte hepimiz kaç yaşındaydık?

“Madem çok kıymetli bir dönem, o zaman bu kıymetli dönemi nasıl geçirmeli? Bu zamanın vartalarına karşı kalemiz ne olmalı? Gençlikte istikamette kalmak mümkün mü? Asr-ı Saadetten günümüze istikamette genç örnekleri olmuş mu? Hayatımıza rehber, örnek alacağımız şahsiyetlerin vasıfları nelerdir? Bir genç olarak iman hizmetlerinin neresindeyiz, nerelerinde olmalıyız, gençler olarak bu görevlere hazır mıyız?” gibi daha birçok soruya cevap aradık. Kendi genç pencerelerimizden Kur’ân-ı Kerîm, hadis ve Risale-i Nur ışığında yaptığımız tefekkürlerimizi sizlerle paylaşmak için heyecan duyuyoruz. Yorum, eleştiri, sorularınıza her daim açık, genç bir zihniyetle bu ayki sayımızda sizlerleyiz.

İstifadeye vesile olması duasıyla.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*