Bir röportajın hikâyesi

İşbu yazı, Johan Vandewalle’yle yaptığımız röportajın hikâyesidir.1

Her şey internette öylesine dolaşıyorken rastladığım bir video ile başladı. TRT Arşiv’in paylaştığı 1987 tarihli videoda, spiker Belçikalı bir gencin kapısını çalıyor ve onunla Türkçe konuşmaya başlıyor. Belçikalı genç, spikere şöyle diyor; “Evet beyefendi, sizinle hangi Türkçeyi konuşalım?” İçimden şöyle düşünüyorum; “Ne demek hangi Türkçeyi konuşalım?!” Daha sonra bu genç, bildiği Türkçe çeşitlerini saymaya başlıyor; Özbek Türkçesi, Türkmence, Tatarca, Başkurtça, Kırgızca, Azeri Türkçesi, Tuva Türkçesi, Uygur Türkçesi…

Sonra bu Belçikalı genç Nedîm Dîvanı’ndan Osmanlıca şiirler vesaire okuyor, çok hayret ediyorum. Hani, neden ki? Neden 1987 yılında, Belçikalı bir kişi Türkçeyi bütün çeşitleriyle öğrenmek istemiş olabilir? Bu hayret ve heyecanla hemen araştırıyorum, bu kişi hâlâ hayatta mı diye. Evet Johan Vandewalle hayattaymış, Instagram hesabını (@johan.vandewalle) bulup hemen takibe alıyorum. Hesabında paylaştığı birkaç programını izliyorum, aklımda da kendisiyle bir şekilde tanışmak, mümkünse röportaj yapmak var. Benim tam bunları düşündüğüm sıralarda Selçuk Şirin, yaptığı Belçika seyahati vesilesiyle Johan Vandewalle’yle tanışmış ve onunla yaptığı kısa bir röportajı internete yüklemişti. Bu videodan sonra Johan Bey’in takipçileri giderek artmaya başladı. Kendi kendime dedim ki; “Ya şimdi ya da hiç. Takipçiler iyice artıp, ulaşılamaz birisi olmadan önce kendisine bir röportaj teklif etmeli.”

Böylece hemen kendimi tanıtan, yazılarım ve röportajlarımdan bahseden kısa bir iki şey yazarak kendisine Instagram üzerinden direkt mesaj attım. O sıralarda da artan takipçi sayısı ve dil öğrenimine dair sorular üzerine Johan Bey, “Yabancı dil öğrenmenin püf noktaları” diye bir projeye başlamıştı. Hemen her gün hesabından dil öğrenimiyle ilgili faydalı bilgiler paylaşıyordu. Her ne ise, ben kendimi tanıtan mesajımı attım. Fakat bir gün geçti, iki gün geçti mesajıma cevap gelmedi. Bakıyorum ki paylaşımlar devam ediyor. Demek kendisi ya gelen kutusunu okumuyor ya da röportaj yapmak istemedi ve cevap dahi vermedi. Bir de şu var ki; Johan Bey’e mesaj attığım hesap, öylesine açtığım gayri resmi bir hesap. Kendi adıma değil. Sadece 14 kişiyi takip ediyorum, 1 de takipçim var. Hani ben kendimi tanıtıyorum falan ama, inanmazsa da şaşırmamam lâzım.

Neyse ben yine de okuduğu hâlde cevap vermemesi ihtimalini çok mantıklı bulmadım, çünkü normal paylaşımlarının altındaki sorulara hep cevap veriyordu. O hâlde yazdığım mesajı okumamış olmalıydı. O halde onun dikkatini çekecek bir şey yazmalıydım. Şimdi Instagram yorumlar kısmında herkesin içinde “Meraba, röportaj yapabilir miyiz?” demek istemediğim için, herkesin anlayamayacağı, sadece onun anlayacağı bir yorum yapmak istedim. Önce Arapça bir yorum yapayım demiştim ama sonra Osmanlıca bir yorum yapmayı daha mantıklı buldum. Nasıl olsa Nedîm Dîvanı’nı okuyabilecek kadar iyi bir Osmanlıcası vardı.

Daha sonra “PÜF NOKTASI 16 Sabırlı olun: ‘Es-sabru miftâhu’l-ferec / Sabır başarının anahtarıdır’” başlıklı paylaşımın altına şunları yazdım:

مرحبا يوهان بك، انستگرام گلن قوطوكزه گلن صورولره جواب ويرييور ميسكز عجبا؟ سزه بر شي صورمشدم اما جواب ويرمه ديكز. بوراده صورو صورانلرك صوريلريني جوابلامه كزدن اكلاديغم قدريله سزه صورو صورانلرى قيرميه جق قدر نازكسكز… 2

Bir baktım mesajım beğenilmiş, hemen de cevap gelmiş:

مرحبا امینه سلطان خانم مساژکز ی اوقودم اگر ایستر ایسه کز بر سویلشی یاپه ببلورز سوگیلر یوهان واندواله 3

Peşinden bir şey daha yazmış:

بنم ده سزه بر سوالم وار عثمانلیجه یازمق ایچون هانگی قلاویه یی استعمال ایدیورسکز 4

Heheh, ben sevinçten dört köşe tabiî… Ya ne tuhaf, Belçikalı bir insanla Osmanlıca konuşuyorum resmen. Yine Osmanlıcanın ekmeğini yedik, elhamdülillah. Yalnız bana Osmanlıca yazmak için hangi klavyeyi kullandığımı sormuş. Ben de o zamana kadar Osmanlıca klavye kullanayım diye düşünmemiştim hiç. Bu mesajı da Arapça bir klavye kullanarak yazmış, o yüzden bilhassa p, ç ve j harflerini içermeyen kelimeleri seçmiştim. Neyse kısa bir araştırmadan sonra Hayrat Neşriyat’ın hazırladığı Osmanlıca Klavye uygulamasını bulup, kendisine ilettim. O da hayli memnun kaldı. Sonrasında da kendisiyle Zoom üzerinden bir röportaj yapmak için konuşmaya başladık. 10 Nisan 2022 tarihinde röportajı gerçekleştirdik. 20 Nisan günü ise röportajımız Yeni Asya gazetesinde yayınlandı.5

İşte bu da böyle bir anımdır.

Dipnotlar:
1) İnsanımızdan etkilendi, Türkçeyi öğrendi – YENİ ASYA (yeniasya.com.tr)
2) Merhaba Johan Bey, Instagram gelen kutunuza gelen sorulara cevap veriyor musunuz acaba? Size bir şey sormuştum ama cevap vermediniz. Burada soru soranların sorularını cevaplamanızdan anladığım kadarıyla size soru soranları kırmayacak kadar naziksiniz…
3) Merhaba Emine Sultan Hanım. Mesajınızı okudum. Eğer isterseniz bir söyleşi yapabiliriz. Sevgiler, Johan Vandewalle.
4) Benim de size bir sualim var. Osmanlıca yazmak için hangi klavyeyi istimal ediyorsunuz?
5) Tıklayınız.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*