
Fecirleri özleyen bir yanımla,
Harabat kuyularının ta dibinden
Ufkuna meftun olarak, ruh-u canımla,
Mecalsiz dualarımla geldim…
Bin bir yerinden yaralı yüreğimle,
Eyüp sabrını kuşanmaya geldim.
Günahlar denizinden Yunusvâri,
Sahil-i selâmete varmaya geldim.
Âzade olarak bir yangının küllerinden,
Diriliş muştusunu almaya geldim.
Siyah nurlarıyla Sözler deryasının
Hakikat sırlarına ermeye geldim.
Bir umuttun, daldım gülşenine,
Kırmızı güllerinden dermeye geldim.
Bahar hüzmeleri düşerken gözlerime,
Mâ-i nisanında dirilmeye geldim.
Ah ki, o “Risale” akşamları…
Sonsuz bir limandı sığındığım,
Nefsime kurulan sinsi tuzakları
Bir bir yıkmaya geldim.
Kanarken ahir zamanın yalancı zehrine
Nâçar kaldığım sancılarla geldim
“Sadakte” deyip, Sözler’in hakikatine
Nur’un kisvesiyle boyanmaya geldim.
Asa-yı Musa’dan rahmet pınarları
Akıyordu yüreğimin çorak toprağına.
Şualar’da bir seyyah olup, kâinatta
Müşahadeler kaydetmeye geldim.
İlk yorumu siz yazın