2022 Temmuz sayımız çıktı!

‘Ahlâk’sız olmaz!

Genç Yorum dergisi her ay olduğu gibi Temmuz 2022 sayısında da yine çok çarpıcı bir konuyu ele alıyor.

Bediüzzamanın, 1940’lı yıllarda talebelerine yazdığı bir mektupta dikkat çektiği ve “Ye’cüc ve Me’cüc’den daha müthiş olarak ahlâkta ve hayatta zulmetli bir anarşilik ve zulümlü bir dinsizlik fesada ve ifsada başlıyor” diye ifade ettiği bir tespitten yola çıkan Genç Yorum dergisi bu ayki kapağında günümüzde iyice şiddetlenen ahlâkî bozulmanın sebep ve çarelerine yer veriyor.

Kapak konusuyla ilgili kapak yazılarının yanında diğer köşeleriyle birlikte Genç Yorum dergisi okurlarıyla buluşuyor.

Bu ayki sayımızda;

Mahmut Cemal Çakır hazırlamış olduğu Haber Yorum sayfasında olumsuz haberlerden beslenen günümüz medyasının aksine olumlu ve ümit verici haberleri ve yorumları gündeme taşıyor.

Said Balpetek, Amerikan Tavukları köşesindeki ilk yazısında “Kral Mavi Diş” başlığıyla Bluetooth teknolojisinin ortaya çıkışının ve bu teknolojinin “Bluetooth” ismini alışının ilginç hikâyesini bizlere aktarıyor. İkinci yazısında ise dünyanın en alçak noktası olan ve Kur’ân-ı Kerîm’de bahsi geçen Lut Gölü hakkında bilgiler veriyor.

İsmail Tezer’in “Âhlâkî anarşiye Kur’ânî set” başlığıyla kaleme aldığı yazısında bu zamanda imanı, ahlâkı ve hayatı hedef alarak perde altında ifsada çalışan komitelere karşı Bediüzzaman’ın, Risale-i Nur ile bir sedd-i Kur’anî oluşturarak bütün ömrünü imanların kurtulması için sarf etmesinden bahsediliyor.

Feyza Yılmaz, “Âhlâkî eğitim ve mutlu bir hayat” başlıklı yazısında ahlâkî olanın aynı zamanda insanî ve fıtrî de olacağı ve ancak fıtrî ve ahlâkî olanın insana saadet getirebileceğini belirtiyor.

Said Zeki’nin yazdığı “İçi boşal(tıl)an kelimeler ve ‘Tabula Rasa’” başlıklı yazısında ahlâk, hürriyet, demokrasi gibi kavramların içlerinin boşaltılarak herkesin canının istediği gibi doldurabildiği kavramlar haline getirilmeye çalışıldığına dikkat çekiliyor.

Mustafa Gönüllü, “Bir toplumun ahlâkı nasıl bozulur?” başlıklı yazısıyla özellikle genç ve çocukların ahlâkını bozmak için kullanılan metotlardanbahsediyor. Sosyal medya, dizi, film ve oyunların nasıl bu planlara alet edildiğini anlatıyor.

İbrahim Özdabak her zamanki gibi tefekküre sevkeden çizgisiyle bu ayki sayımızda bizlere eşlik ediyor.

Emine Bakırlıoğlu,“İşini Bilenlerin Âhlakı” başlıklı yazısında bir ülkenin siyasetinin o toplumun aynası olması sebebiyle sosyal ahlâk ile politikadaki ahlâkın birbirlerine paralel ilerlediğini ve politikadaki amaca yönelik, çıkarcı tutumların ahlâkın niteliğini değiştirip ahlâksız olanı kimi zaman ahlâklıymış gibi sunduğunu ifade ediyor.

Musa Sağıç, bu ayki Anlamlı Yorum sayfamızda “Z kuşağı ve Eğitim” üzerine yazdığı yazısıyla özellikle bu zamandaki eğitim sisteminin ahlâk bilgisi ve şuuru verebilmekteki eksikliğinden ve bunun Z kuşağı üzerindeki etkilerinden bahsediyor.

Zülal Destancı’nın ”Ahlâk Nedir?” başlığını verdiği yazısında, ahlâk kelimesinin ayrıntılı bir şekilde kökeni incelenerek ahlâk üzerine çeşitli sorulara cevaplar veriliyor.

Sena Doğruer’in kaleme aldığı “Yol” başlıklı yazıda bir insanın ahlâksız olamayacağı, ancak iyi ya da kötü ahlâklı olabileceği; insanın en temel vazifelerinden birinin ahlâkını güzelleştirmek olduğu ve bunun da ancak iman ile mümkün olabileceği ifade ediliyor.

Nurlu Yorum köşesinde Risale-i Nur’da Kastamonu Lahikası adlı eserde bulunan,”Ahlâkta ve Hayatta Zulmetli Bir Anarşilik” başlığıyla sunulan bir mektup yer alıyor.

Cenk Çalık,“Tefekküre Seyahat” adlı köşesinde, “Mana-i Harfi Penceresinden Hamamlar” başlığıyla hamamları farklı bir bakış açısıyla ele alıyor.

Emine Sultan Çakır, “Mihrabad Korusunda” yazısıyla tefekkür penceremizi edebî bir dille aralıyor. Bu yazıyla kendinizi Mihrabad Korusu’nda İstanbul’u seyrederken bulacaksınız.

Süeda Yaşar, bu ay Keçeli’nin Kitaplığı’nda, Byung Chul Han adlı yazarın ”Şeffaflık Toplumu” isimli kitabını tanıtarak, şeffaf toplumun özelliklerine dikkat çekiyor. Modernizm eleştirisi diyebileceğimiz kitapta şeffaf bir toplumun aslında bir “kontrol toplumu” olduğu ifade ediliyor.

Erhan Akkaya’nın hazırladığı Foto Yorum köşesinde ise okurlarımızdan gelen fotoğraflar yer alıyor.

Kısa Yorum köşesinde ise genç kalemlerden gelen şiir ve denemeler yerlerini alıyor.

Şulenur Yaşar, Feyalilacep sayfasında “1-2-3… Kayıt!” başlıklı yazısında çocukların herşeyi kaydeden yapılarına dikkat çekiyor ve büyüklerinden davranışlarına dikkat etmeleri gerektiğinden bahsediyor.

Fahri Utkan, Farklı Yorum sayfasında “Bilgi için dil mi, duygu mu?” başlıklı yazısında insanlardaki anlaşma ve birlikte olma sebeplerini irdelerken insanları ortak harekete sevk eden hususlardan bir tanesinin de “ortak acılar” olduğunu ifade ediyor.

Fatmanur Öztürk, Anlamlı Yorum sayfasında “Doğu ve Batı Arasında Medeniyet” başlıklı yazısında, Doğu ve Batı medeniyetlerini karşılaştırarak İslam medeniyetinin Asya Kıtası üzerinde yeniden inşası için nasıl bir yol takip edilmesi gerektiğine dair tefekkürlerini bizlerle paylaşıyor.

Ali Hakkoymaz’ın hazırlamış olduğu Keyfince Lügat sayfası “Bir ‘Şimdi’ Hikayesi”başlığıyla okurların huzuruna çıkıyor.

Psk. Dan. Şeyda Sultan Zengin, Seans Arası sayfasında “Sevilmek Zorunda Değilim!” başlığıyla sevilmek uğruna kendini paralamaktansa özsaygımızı, değerlerimizi karşımızdakine göre değişmeyecek şekilde geliştirmemiz gerektiğine dikkat çekiyor.

Caner Kut, “Görünmek (2)” başlığıyla her zamanki gibi “Zihnin Çarkları”nı hareket geçiren meseleleri bizlerle paylaşıyor.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*