Etkili öğretmenler

Öğrenmek her aşamada algımızdaki bir perdeyi kaldırıp hakikate daha çok yakınlaşmanın merdivenleri gibi sanki. Var olanı daha iyi görmek için bilinmezlik gizemini aralama yolculuğu. Bu bilinmezlik yolculuğumuzda benzer basamakları geçmiş o yolları tarif edecek, o alanda ehil kişiler ararız hep. Bu ihtiyaç da öğretmenlik mesleğini doğurmuştur. “Peki, gerçekten herkes böyle önemli bir göreve lâyık mıdır? Bir kişi öğretmen vasfını almak için hangi özelliklere sahip olmalıdır? Nasıl bir öğretmen yetişmelidir ki toplum yetişsin?” gibi sorular her dönem birçok insanın zihnini kurcalamaktadır. Nitekim bu konu ile ilgili Selçuk Üniversitesinde yapılan bir araştırmada öğretmenin anlayışlı olması, bütün öğrencilerine eşit davranması, kendini sürekli geliştirebilmesi, alan bilgisinin yeterli olması, öğrenci ile iletişiminin iyi olması, sınıf yönetiminde iyi olması özellikleri en çok puan alan maddeler olmuştur. Bir başka çalışmada ise 7 maddeden oluşan “Etkili Öğretmen Özellikleri Formu” verilerek öğretmenlerin bunu önem sırasına göre sıraya koymaları istenmiştir.

Öğretmenler, bu 7 maddeyi şu şekilde sıralamışlardır:

1. Öğrenciler için ideal bir davranış modeli oluşturmaları

2. Yüksek düzeyde sorumluluk duygusuna sahip olmaları

3. Meslekî yönden sürekli gelişme arzusu içinde olmaları

4. Dersleriyle ilgili sürekli yeni yöntem ve teknikler bulma ve uygulama çabası içinde olmaları

5. Eğitim-öğretimle ilgili konularda, işbirliği içinde çalışmaları

6. Öğrencilerinin akademik yönden gelişim düzeylerini sık sık kontrol etmeleri

7. Öğrencilerin öğrenebileceği ve başarabileceğine ilişkin yüksek beklentilere sahip olmaları

Araştırmada da görüldüğü üzere öğretmenlerin, etkili öğretmen özelliği olarak ilk sırada “öğrenciler için ideal bir davranış modeli oluşturmaları” özelliğini seçmeleri son sıralara akademik gelişimi koymaları günümüzde eğitimi; çocuğun sadece akademik başarısı olarak görenlere sarsıcı bir cevap hükmünde olmaktadır. Araştırmadaki sonuca baktığımızda öğretmenin öğrenciyi geliştirmeye çalışmasından çok kendisini yetiştirerek hayatına kattığı olumlu davranışlarla etkili bir öğretmen olacağı görülmektedir.

Sözlü iletişimin yanında çocuklar gözlemleme ile ebeveynlerini rol model alırlar. Şiddetin kötü bir şey olduğunu söylemelerine rağmen ebeveynlerden biri veya ikisi şiddet uygulayarak iletişimde bulunuyorsa tam tersi şiddete teşvik etmiş olur. Bu konuda Bediüzzaman Said Nursî’nin şu ifadeleri manidardır: “Lisan-ı hal, lisan-ı kalden daha kuvvetli ve tesirli konuşuyor.” Yine benzer anlamı ifade eden Kl. Psk. Çiğdem Bilgen’in de yazdığı gibi “Davranışlar sözlerden yüksek sesle konuşur.” cümlesi de konuyu destekler niteliktedir. Özellikle kritik yaş dönemlerinde olan çocuklar için temel ahlâkî öğretilerin davranışlarla taklit edildiği bu dönemlerde öğretmenlerin çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Sadece akademik eğitime odaklanıp değerler eğitimi ihmal edilmemelidir. Theodore Roosevelt’in söylediği “Bir insanı ahlâken eğitmeden sadece zihnen eğitmek topluma bir belâ kazandırmaktır.” sözü bu konuya dikkat çekmektedir. Bunlar da öğretmenlerin akademik yeterliliklerinin yanında kişisel becerilerinin de önemini göstermektedir.

Öğretmenlerin kişisel özelliklerine odaklanan bir başka çalışma ise Murray’in (1983) 12.000 civarında adrese “Bana en çok yardım eden öğretmen” başlığı altında göndermiş olduğu anket tipi çalışmadır. Aldığı cevaplardan en sevilen öğretmenlerin kişilik özelliklerini şöyle özetlemek mümkündür:

1) İşbirlikçi, demokratik tutum

2) Kişiye nezaket ve anlayış

3) Sabır

4) Geniş bir ilgi yelpazesi

5) Hoş bir görünüş ve davranışlar

6) Adalet ve tarafsızlık

7) Espri yapma yeteneği

8) Tutarlı davranış

9) Öğrencinin sorunlarıyla ilgili olma

10) Esneklik

Sonuçlardan da anlaşılacağı gibi eğitimde nezaket, yumuşaklık ilmin karşıdaki muhataba ulaşmasında belki de en temel köprü. Hadis-i Şerifte de geçtiği gibi “İlmin hilme eklenmesinden daha faziletli iki şey birbirine eklenmemiştir” (Taberanî). Buradan da hareketle ilmin taşıyıcısı ve aktarıcısı olan kişilerin öncelikle hilim sahibi olmaya gayret etmelerinin önemi ortaya çıkmaktadır. Bu sayede hakikatin güzelliğine perde olunmamış olur.

“İyi bir öğretmen kendisini yavaş yavaş gereksiz kılabilen insandır.” sözü ile Thomas J. Carrutheris öğretmenin ilim yolculuğunda her zaman kaynak değil, bir araç olduğunu unutmaması gerektiğini bizlere göstermektedir. “Merak ilmin hocasıdır.” kaidesi ile aslında öğretmenlerin vazifesi bilgi vermekten ziyade düşünmeyi öğretmektir. Akla kapı açıp iradeyi elden almamak da denilebilir. Merak duygusuna bir teşvik olmalıdır tüm aktarılanlar. Eğitimin gerçek tek amacı, Bishop Creighton’un dediği gibi belki de insanı sürekli sorular sorar bir durumda tutmaktır.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*