Medhaller ve mahreçler

Üstad Bediüzzaman, Rumuzât-ı Semâniye’sinde der ki: “Evet insan bir vird alsa Kur’an’dan almalı, bir zikir etse Kur’an’dan tayin ettiği aded ile ders almalı.”1

Bugün biz de Kur’an’dan bir vird, bir dua alacağız. Birkaç tefsire bakarak ayet üzerinde kafa yoracağız. Ayetimiz şudur:

﴿وَقُلْ رَبِّ اَدْخِلْنِي مُدْخَلَ صِدْقٍ وَاَخْرِجْنِي مُخْرَجَ صِدْقٍ وَاجْعَلْ لِي مِنْ لَدُنْكَ سُلْطَانًا نَصِيرًا﴾

De ki: “Rabbim! (Gireceğim yere) doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla. (Çıkacağım yerden de) beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver.”2 [İsra, 80]

Kur’an okurken denk geldiğim için bu ayete bir aşinalığım vardı. Neden sonra bir vesile ile, muhtemelen apartmandan dışarı çıkarken, aklımda kalan kelimeleriyle ayeti zikrettim. Birkaç vesile ile daha ayeti aklımda kalan kelimeleriyle telaffuz etmeye çalıştıktan sonra “Okuyorum ama tam olarak manası neydi bu ayetin?” diye araştırmaya, meal ve tefsirlere bakmaya başladım.

Ben bir ayetin tefsirine bakacak olsam hemen “tafsir.app”e koşuyorum. Tefsir alanında yazılmış ana kitaplar, muasır tefsirler, ibare, dil ve belagat odaklı yazılmış olanlar ve daha pek çok tefsir kitabına buradan kolaylıkla ulaşmak mümkün. Yalnız, eser miktarda Arapça bilmek gerekiyor tabiî.

Genelde de kısa olduğu için ilk olarak Celaleyn tefsirine, daha sonra Kâdı Beyzâvî’nin Envâru’t-Tenzîl adlı kitaplarına bakıyordum. Bu sefer Râzî’nin Mefâtihu’l-Gayb’ına da baktım ama.

Celaleyn tefsirine göre ayette geçen “gireceğim yer” ifadesiyle Medine, “çıkacağım yer” ifadesiyle de Mekke kastedilmiş. Buna göre ayetin meali şöyle oluyor: “Rabbim! Medine’ye doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla, orada hoşuma gitmeyecek şeyleri görmeyeyim. Ve Mekke’den de beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar, kalbim ona meyletmesin. Katından, düşmanlarına karşı bana yardımcı bir kuvvet ver.”

Ne kadar güzel bir dua. Gönlü mahzun olarak Mekke’den çıkıp, Medine’ye hicret edecek Peygamberine (asm) Allah Teâlâ emrediyor; Medine’nin kusurlarını görmemek ve Mekke’yi kalben arzulamamak için dua et! Bu mana epey hoşuma gitti. Sanki baba evinden çıkıp, dünya evine girecekler için de güzel bir dua gibi; “Yeni evime doğrulukla girdir beni, orada hoşuma gitmeyen şeyler görmeyeyim. Baba evimden de doğrulukla çıkar, artık oraya meyletmeyeyim.”

Beyzâvî’nin tefsirine bakıyorum, bu tefsir sarsıyor biraz: “Rabbim! Beni kabre doğruluk ve esenlik içinde girdir. Ölümden sonraki diriliş gününde de beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar!” Doğru ya, kabre de girilecek. Sonra tekrar çıkılacak…

Beyzâvî, saymaya devam ediyor; yahut bununla Peygamberimizin (asm) mağaraya selâmetle girmesi ve çıkması; yahut risalet yükünü sırtlanması ve nihayetinde emîn olarak risalet vazifesini tamamlaması; yahut girdiği herhangi bir mekân ve oradan çıkışı ya da başladığı herhangi bir iş ve onu bitirişi kastedilmiştir.

Geldi sıra Râzî tefsirine. Râzî diyor ki; bu ayet üzerine farklı kaviller/yorumlar varmış. Birinci kavilde daha önce bahsi geçen Mekke’den çıkış, Medine’ye giriş zikredilmiş.

İkinci kavil ise öncekilerden daha mükemmelmiş. Buna göre “gireceğim yer” ifadesiyle namaza başlamak, “çıkacağım yer” ile de namazı sıdk, ihlas, huzur ve şükrün levazımını yerine getirmekle tamamlamak kastedilmiş.

Üçüncü kavil, öncekilerden daha ekmelmiş. Buna göre de ayette dinin ve şeriatın gereklerini sıdk ile yerine getirebilmek ve onları ifâ ettikten sonra da bu hususta bir müşkül olmaksızın sıdk ile vazifeyi tamamlayabilmek için talep varmış.

Dördüncü görüş öncekilerden daha a’lâ bir görüşmüş. Bu görüşe göre ayetin manası şöyle oluyor: “Rabbim! Beni tevhid, tenzih ve kudsiyyetin delillerinin bahrine daldır, girdir. Sonra beni delil ile iştigal etmekten kurtararak o deliller ile ulaşılacak olan ziya-i marifetine eriştir. Muhdesâtının yaptıklarıyla ilgilenmekten kurtar, kesretten ve tagayyürden münezzeh olan Ferd-i Ehad’in marifetinde gark et.”

Beşinci görüş ise: “Her nereye giriyorsam ubudiyetimde sıdk ve marifetinde istiğrak ile girdir; her nereden çıkıyorsam ubudiyet, marifet ve muhabbetinde sıdk ile çıkart.” Bundan kasıt ubudiyetteki sıdkın her giriş ve çıkışta, her hareket ve duruşta hâsıl olmasını talep imiş.

* * *

Elhamdülillah. Zamansız ve mekânsız bir dua, daim okumak lâzım. Ben internette bu ayeti arattığımda “sınava giriş duası” diye başlıklar çıktı hemen. Doğru ya, o zaman da okunur… Eğer bu dergiler hapishanelere gidiyorsa, oradaki mahkûmlar bu satırları okuyorsa onlara da selâm olsun. Onlar da bu duayı okusunlar. Nasıl ki oralara girdiler, hayırlarla çıkmak da nasip olsun…

Dipnotlar:
1) Rumuzât-ı Semâniye, Yedinci Remzin İkinci Parçası, Mukaddime
2) Diyanet İşleri (Yeni) Meali

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*