Sıkıntı sefahetin muallimidir
41- Gaye-i hayal olmazsa veyahut nisyan veya tenâsi edilse, ezhan enelere dönüp etrafında gezerler. […]
99- Sıkıntı sefahetin muallimidir. Yeis, dalâlet-i fikrin; zulmet-i kalp, ruh sıkıntısının menbaıdır. […]
109- En bedbaht, en muztarip, en sıkıntılı işsiz adamdır. Zira atalet, ademin biraderzadesidir. Sa’y, vücudun hayatı ve hayatın yakazasıdır.
Mektubat, Y.A.N., Lugatçeli-2021, s. 555-562
* * *
Risale-i Nur’la meşgul olanlarda, sıkıntı ya yok veya pek az
Bugünlerde herkes sıkıntıdan şekva ediyor. Âdeta manevî havanın bozukluğundan, maddî ve umumî bir sıkıntı hastalığını vermiş. Hatta bana da bir gün sirayet etti. Bizim her derdimize ilâç olan Risale-i Nur ile meşgul olanlarda, o sıkıntı hastalığı ya yok veya pek azdır.
Kastamonu Lahikası, Y.A.N., Lugatçeli-2022, s. 258
Sıkıntılı a’mâl-i saliha daha kıymetli, daha sevaplı
Madem خَيْرُ الْاُمُورِ اَحْمَزُهَا[1] sırrıyla, meşakkatli, külfetli, zevksiz, sıkıntılı a’mâl-i saliha ve umûr-u hayriye daha kıymetli, daha sevaplıdır; o sıkıntıda, o meşakkatteki ziyade sevabı ve makbuliyeti düşünüp, sabır içinde mesrurâne şükretmek gerektir.
Kastamonu Lahikası, Y.A.N., Lugatçeli-2022, s. 140
* * *
Elhâsıl: Her kim hayat-ı fâniyeyi esas maksat yapsa, zâhiren bir cennet içinde olsa da, manen cehennemdedir. Ve her kim, hayat-ı bâkiyeye ciddî müteveccih ise, saadet-i dâreyne mazhardır. Dünyası ne kadar fena ve sıkıntılı olsa da, dünyasını Cennetin intizar salonu hükmünde gördüğü için hoş görür, tahammül eder, sabır içinde şükreder.
Sözler, Y.A.N., Lugatçeli-2022, s. 56
Lügatçe:adem: yokluk.
a’mâl-i saliha: salih ameller.
ene: ben; benlik.
ezhan: zihinler.
gaye-i hayal: hayalde tasavvur edilen ve ona varılmak istenen gaye ve maksat; ideal.
intizar: bekleme.
nisyan: unutma.
sa’y: çalışma, emek.
sefahet: dinen yasak olan zevk ve eğlenceler.
şekva: şikâyet.
tenâsi: unutmaya çalışmak.
umûr-u hayriye: hayırlı işler.
yakaza: uyanıklık.
yeis: ümitsizlik.
keşfül haftayı kaynak göstermek hadis ilminden bihaber olmanın ifadesidir. keşfül hafa bir metnin hadis olup olmadığını bildiren bir eserdir
Merhaba Timur bey.
Öncelikle ilginiz için teşekkür ederiz.
Yazıda خَيْرُ الْاُمُورِ اَحْمَزُهَا sözünün hadis olduğu iddia edilmiyor. Bediüzzaman Hazretleri bu sözü eserlerinin birkaç yerinde iktibas etmiş. Hiçbir yerde “hadis” veya “hadis değildir” yorumu yapmamış. Dipnotta Keşfü’l-Hafa’yı kaynak gösteren yayınevidir ve o da hadistir veya değildir dememiş, sadece ilgili sözün geçtiği kaynağa işaret etmiştir. Ta ki, ilgililer -eğer merak ediyorlarsa- hadis olup olmadığı hakkındaki Keşfü’l-Hafa değerlendirmelerine de kaynağından ulaşabilsinler.
Bu sözün ifade ettiği hakikate dair şu linkteki makaleyi okumanızı tavsiye ederiz.
https://sorularlarisale.com/darb-i-meselde-meshurdur-ki-bir-seyde-zahmet-mesakkat-alamet-i-makbuliyettir-izah-eder-misiniz-bu-bir-genel-kaide-midir