Ahirzaman gençleri

Gençlik… İnsan ömrünün en verimli ve üretken çağı… Hislerin, duyguların, zevklerin, lezzetlerin, tutkuların en zirvede yaşandığı bir dönem. Büyük fırsatların yanında büyük tehlikeleri de içinde bulunduran önemli bir devre.

İyi değerlendirildiğinde insanın hem dünyevî hem uhrevî hayatını ihya edebileceği bir zaman dilimi.

Doğru kullanıldığında dünya ve ahiret saadetini kazandıracak bir potansiyele sahip olan gençlik, istikamette gitmediği takdirde ise dünya ve ahirette insanı ve toplumları tarif edilmez sıkıntılara dûçar edebilir.

Ahirzaman ise dünyanın son dönemi… Yani Kıyamete yakın yaşanacak olan ve pek çok tehlikeyi barındıran dehşetli bir zaman dilimi.

Günahların her tarafı saracağı ve rahatça işleneceği, insanları yoldan çıkaracak âlimlerin/şahısların zuhur edeceği, şefkat ve merhametin zayıflayacağı, âni ölümlerin ve katliamların yaşanacağı, büyük savaşların/anarşi ve kargaşalıkların çıkacağı, sapkınlıkların artacağı, zulümlerin çoğalacağı; hülâsa gayrimeşru olan her şeyin yaygınlaşacağı bir dönem.

Bunlar hadislerde bahsedilen ahirzaman özelliklerinden bazıları… Yaşadığımız şu dönemde meydana gelen hadiseler ahirzamanda olduğumuz konusunda tereddüde yer bırakmıyor….Deccal’ın ve Yecüc Me’cüc’ün zuhuru ile zirveye çıkan ahirzamanın dehşetli şartlarında en önemli meselelerden bir tanesi de elbette imanını küfür ve dalâlet karanlıklarından koruyabilmek ve dinini istikametli bir şekilde yaşayabilmek.

Dini yaşamanın “avuçta ‘kor ateş’ tutmak” gibi zor olduğu, “ölen kırk kişiden ancak birkaçının imanlı gittiği” böyle dehşetli bir dönem bilhassa gençler için hiç kolay olmasa gerek. Peki, gençler dünyevî ve uhrevî tehlikelerin dev dalgalar halinde üzerlerine geldiği böyle bir dönemde kendilerini nasıl koruyacaklar? Sahil-i selâmete nasıl çıkacaklar? Hangi donanımlara sahip olmalılar ki dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşabilsinler?

Elbette böyle bir zamanda; takvaya riayet, kebairi terk, sünnet-i seniyeye ittiba, cemaat halinde olma, imanî eserleri okuma, vaktini ilim ve ibadetle geçirme gibi düsturlarla hareket edildiğinde hem mezkur tehlikelerden kurtulmak hem de ebedî bir gençliği kazanmak mümkün hale gelecektir.

Zor şartlarda nöbet tutan askerlerin daha fazla sevap kazanması gibi ahirzaman şartlarında imanını muhafazaya ve dinini yaşamaya çalışan gençlerin hasenatı da ziyade olacaktır. Bu şekilde hem dünya ve ahiret hayatları nurlanacak hem de ahirette “Gençliğini nerede ve nasıl geçirdin?” sualine yüz akıyla cevap verebileceklerdir inşaallah.

İnsanlığın karanlıktan aydınlığa çıkması, gençlerin ellerindeki “kor”u düşürmemelerine bağlı. Çünkü o korun sayesinde insanlığı kuşatmak için örülen duvarlar yerle bir edilecektir.

Nasıl ki Ahirzaman Peygamberine (asm) iman eden gençler sayesinde cehalet karanlıkları izale edilmişse, yine onun “nur”una ittiba eden gençler vesilesiyle ahirzaman karanlıkları da dağıtılacaktır inşaallah.

Unutmayalım ki tarihteki büyük değişimlerin gerçekleşmesinde gençlerin çok büyük bir payı vardır. Dünya onlarla şekillenmiş, onlarla huzur bulmuş ya da onlarla karanlığa gömülmüştür.

İnşaallah istikbal de, imanlı ve donanımlı gençlerin gayretleriyle nurlanıp insanlığa lâyık bir surete bürünecektir.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*