Ameller ile baş başa kalmak

İmandan gelen inancımız değilse zırhımız, kar taneleri arasında kopan fırtına misalidir ölüm. Sonsuzluğun içinde karanlıkta olmak… Zamanın anlamını yitirdiği bir yerde, durağanlığın esirinde olmak gibidir.

Sonbaharla şimdiki hayat biterken, hüzünlü ağaçların gözyaşlarıdır sanki dökülmüş yapraklar. Kış ölümle başlayan yeni bir hayat demektir, zira her bitiş bir başlangıçla son bulur. Bu yüzdendir zemheride beyazı giyen ağaçlar, ölüm sessizliğini anımsatır gibi durgun olan sokaklar…

Akışkan bir hayatın içinde, akıntıya kapılmaksızın yaşamak mıdır esas gaye? Hakikatlerin izinden giderek varmak mıdır ebediyete?

Asıl vereni unutup, perde olanlara hürmet ettikçe, ne çok yalnızlıklarımız oldu koca dünya içinde. Hakikî sermaye güzel ameller biriktirmekse, övündüklerimizden, değer verip yarınlardan ayırmadıklarımızdan ne kalacak bize?

Amellerimiz dışında hiçbir şey…

Zira ölmek ameller ile baş başa kalmaktır. Yakın zamanda kimliğimiz unutulacak, artık sadece akıp gidenlerden biri olacağızdır. Yalnız geldiğimiz gibi yalnız gidiyor, zamanımızdan pay ettiklerimizin fânîliğini ise şimdi anlıyoruzdur.

Sırtladığımız pişmanlıklarımızdan gelen hüznümüzle artık başka bir yolun yolcusuyuzdur.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*