Şehirlerin sürekli değiştiği bir zamanda yaşıyoruz. Eski binalar ve alışılmış ulaşım biçimleri ortadan kalkıyor. Bazı mimarî stiller diğerlerinin önüne geçiyor. Küçük değişikliklere dikkat etmeye o kadar alıştık ki bazen sadece farklı yılların fotoğraflarını karşılaştırarak bu değişimleri fark edebiliyoruz. Görünüşe göre bu durumdan herkes memnun gözüküyor. Çünkü çok uzun yıllardır kimse sıfırdan yeni şehirler inşa etmiyor. Ancak son zamanlarda bazı ülkeler sıfırdan modern şehirler inşa etme üzerine projeler yapıp hayata geçirmeye başladılar. Bu ülkeler arasında Suudi Arabistan da bulunmaktadır. Suudi Arabistan yakın zamanda sıfırdan inşa edecekleri özel bir şehrin planlarını paylaştı. Çok ses getiren bu projenin 2030 yılına kadar kısa bir sürede yapılması planlanıyor. Biz de nereden esinlenerek bu projeye karar verdiklerini, şehrin detaylarını ve neden böyle özel bir şehir yapma kararı aldıklarını bu yazımızda işlemeye çalışacağız sevgili okur.
1882 yılında İspanyol şehir planlayıcısı Arturo Soria y Mata “Çizgi Şehir” projesini tanıtmıştı. Bu şehir planlamasının çok büyük kolaylıklar sağlıyacağını dile getirmişti. Genel olarak, şehir bir nehre paralel uzanacak ve hâkim rüzgâr yerleşim alanlarından sanayi bölgesine doğru esecek şekilde inşa edilecekti. Her sektör için çizgi sonuna ayrı yerler yapılacaktı. Şehir genişlediğinde, çizginin başına oturum yerleri eklenecek, iş yerleri ve fabrikalar ise şehrin sonuna eklenecekti. Şehir genişlemeden daha da uzun olacaktı. Arturo Soria y Mata, bu projede neyi amaçlıyordu? Arturo Soria y Mata, ulaşımı kolaylaştırmak, düzenli bir şehirleşmenin oluşmasını sağlamak, fabrikaların kirli gaz ve dumanlarının şehire girmesini engellemek amacıyla böyle bir projeyi tasarlamıştı. Bu konsept çok beğenilmişti. Şehir planlamalarında ilk başlarda kulanılsa da, sonrasında daha çok kasaba planlamalarında kullanılmaya başlandı.
Suudi Arabistan’ın Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Arturo Soria y Matabu’nın çizgi şehir projesinin benzerini ilk olarak 2020 yılında yayınladı. Fakat fazla ilgi görmedi. Prensin asıl hedefi ses getirecek bir yapıt inşa etmekti. Onun için Prens, Arturo Soria y Matabu’nun çizgi şehir projesini iki camdan duvar arasına yapmaya karar verdi. 2021 Ocak ayında “The Line” yani “Çizgi” adında Tebük Bölgesinde planlanan 170 km boyunca şehir merkezine doğru uzanan bir ‘Çizgi Şehir’ projesini paylaştı.
Yapımına başlanan projenin maliyetinin 500 milyar dolar olup, bu şehrin 2030 yılında bitmesi planlanıyor. Suudiler, Arturo Soria y Mata’nın projesine farklı bir boyut katarak 500 metre yüksekliğinde 200 metre genişliğinde iki cam arasına, camın içine yapılacak olan yapıtla aynı boyda olacak şekilde bir şehir inşa edeceklerini, başından sonuna kadar 170 km’yi 20 dk da gidecek yüksek hızlı trenler yapacaklarını, 9 milyon insana oturum sağlayacaklarını, insanların tüm gündelik işlerini 5 dk içerisinde halledebileceği, içerisinde yol ya da araba olmayacağını, bol yeşil alan ve akıllı kendini geliştirebilen yapay zekâ teknolojileriyle donatacaklarını ve bu şehirde oturan kişileri kontrol edip bu teknolojilerle ihtiyaçlarına yardımcı olabilecekleri bir şehir inşa edeceklerini açıkladılar. Akıllardaki sorulardan bir tanesi de şehrin neden çizgi şeklinde olacağıdır. Her ne kadar farklı teoriler olsa da en güçlü olan teori tanıtım videosundaki “the line” yazısının altındaki sloganda yazıyor. “New wonders for the world” yani “Dünya için yeni harikalar.” Bu slogandan anlaşıldığı kadarıyla eşi benzeri olmayan bir şey yapmak istiyorlar. Tıpkı Çin Seddi gibi uzanan ve uzaydan bile görülebilen bir şekli gezegenin üstüne kazımak istiyorlar.
“Nasıl bu çıkarıma vardınız?” diyecek olursanız onu da videonun sonunda gösteriyorlar. Yüksek cam duvarlarla sınırlarını belli ederek gece uzaydan baktığınızda 170 kilometre uzunluğunda bir led şerit gibi parlayan ışığı uzaydan insanlığa göstermek istiyorlar.
Neden böyle bir proje yapmak istiyorlar? Suudi Arabistan dünyadaki ikinci büyük petrol rezervlerine sahip olan bir ülkedir. Bu her ne kadar büyük bir avantaj gibi gözükse de ülke gelirlerinin çeşitliliğe sahip olmaması risk oluşturuyor. Diğer körfez ülkeleri bunun farkındaydı. Dubai, Umman ve Katar gibi kentlerin inşa edilmesi ve buralarda bir çok mega projenin hayata geçirilmesi de yine benzer sebeplerle yapılmış işlerdir.
Başta Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman olmak üzere, Suudi Arabistan hükümeti ve farklı milletlerden binlerce mühendis eşliğinde tasarlanan bu proje sadece yetkililerle kalmayıp doğaya verilecek zararı sıfıra indireceğinden ötürü dünyanın dört bir yanından aktivistlerin ve birçok dünya şirketinin de desteğini almaktadır.
İlk yorumu siz yazın