Edebiyat ihtiyacı

İnsanın en önemli özelliği duygu ve düşüncelerini ifade edebilecek dil kabiliyeti ile donatılmış olmasıdır. İnsanların birbirleriyle anlaşabilmelerinin en önemli aracı dildir. İnsan dille var olduğunu başkalarına bildirir. Âdem’in (as) meleklere karşı üstünlüğü talim-i esma ile sağlanmıştır. Dille kendimizi ifade ederiz. Bunu yaparken karşımızdakinin dikkatini çekmek, onu etkilemek isteriz. Bir bakıma güzel, etkili ve çarpıcı cümle ya da mısralarla anlatma ihtiyacı ilk insandan itibaren vardır. Rivayetlere göre ilk şiir, Hz. Âdem’in (as) Kabil tarafından katledilen oğlu Habil için yüreğinin derinliklerinden koparak ağzından dökülen bir mersiyedir. Bu, şiirin dolayısıyla edebiyatın ilk insanla başladığını gösteriyor. Basit cümlelerle konuşmanın insanı etkilemediğini görenler sözlerini güzelleştirmeye çalışırken retorikle, belagatle tanışmış; yerine, durumuna uygun söz söyleme sanatını bir ilim haline getirmişler. Güzel söz söyleme, etkili ifade söz ve mana sanatlarını doğurmuştur.

Bugün tarihten, felsefeden, hattâ ilimden söz edebiliyorsak bunu edebiyata borçlu olduğumuzu unutmamalıyız. Edebiyatın bu önemli özelliğidir ki her ilim dalının kendisine has edebiyatı ve eserleri ortaya çıkmıştır. Yazının bulunuşu edebî metinlerin sonraki kuşaklara aktarılmasını sağlarken milletlerarası sanat alışverişlerini de geliştirip kolaylaştırmıştır. Yazı, matbaa ve siyasî, iktisadî ilişkiler sayesinde edebî eserler sınırlarının dışına taşmış, insanlık ortak değerleri edebiyat sayesinde daha yakından tanıma imkânı bulmuştur.

Edebiyat ne işe yarar, sorusuna, “Edebiyat; gençliği yetiştirir, yaşlılara zevk verir, ikbalde süs, felakette teselli ve sığınak olur.” diye cevap veren Fransız komedi yazarı Moliere haksız mı? Milletin geleceği olan gençlerin yetişmesinde edebiyatın önemi çok açık değil mi? Milletlerin bütün çabası geleceği kurtarmak değil mi? O halde en önemli yatırım sanat ve edebiyat alanında olmalı değil mi? Şair ve yazarlar insanlığa vekâleten, hissedilip, düşünülüp söylenemeyenleri bir çırpıda söyler. Daha doğrusu bir çırpıda söylenmişçesine güzel ifade ederler. Oysa her mısraın arkasında kaç uykusuz gece olduğunu ancak yazan bilir.

Şairler ve edipler toplumun önünde giden yol göstericilerdir; hayatı taklit etmez, aksine önden giderek Oscar Wilde’ın “Edebiyat, hayatı taklit etmez, hayatın önünde gider, ona istediği biçimi verir.” sözüyle dediği gibi yol açar, ufuk gösterirler. Birçok edebî eserin asırlarca okunması bu özelliğinden olsa gerektir. Gerçek ediplerin eserleri millî sınırları aşarak insanlığa mal olur.

Allah’ın, insanlara doğru yolu göstermek üzere gönderdiği elçilerine vahyettiği suhuf ve kitaplar edebîlik vasfı en üstün eserlerdir. İnsanlığın gelişme seyrine paralel olarak gönderilen İlâhî metinler sanatın doruklarında parıldayan yıldızlar gibi düşünce ve duygu ufuklarına akmıştır. Kimi zaman sade, son derece açık ve anlaşılır, kimi zaman teşbih ve mecazlarla donatılmış olarak asırların ihtiyaçlarına cevap vermiştir bu eserler.

Edebiyat, insanın fıtratından gelen en gerçek ihtiyaç olma vasfını korumaya devam etmektedir. İnsan var oldukça edebiyat var olacak, şiir, roman, hikâye, tiyatro varlığını sürdürecektir. İhmal eden milletler bedelini ağır bir şekilde ödeyecektir. Tarihte edebiyat ve sanatı ihmal edenlerin akıbetleri ibret vericidir. Bir milletin varlığı edebî eserlerle geleceğe taşınır. Edebiyatı ortadan kaldırın, en dahi politikacı ve yöneticiler bile milletin varlığını sürdürme konusunda aciz kalırlar.

Günümüze gelirsek, üzülerek ifade etmeliyiz ki, edebiyat ve sanattan çok politika konuşuluyor. Yazılı ve görsel iletişim araçlarında durmadan politika konuşuluyor. Yazılı medya gözden düşüyor. Roman okumak zor geliyor. Filme aktarılan eseri seyretmek tercih ediliyor. Edebî eserlerin baskı adetleri komik rakamlarda…  Nietzsche’nin “Bir ülkede edebiyat ve sanattan çok siyaset konuşuluyorsa, o ülke üçüncü sınıf bir ülkedir.” sözü bu durumu gayet veciz bir biçimde açıklıyor. Bu sözden bakınca kendimizi birinci sınıf görebiliyor muyuz? Sosyal medyaya kurban edilen Türkçemizle sınıf atlamamız mümkün mü? Sesli harfleri atılan kelime iskeletlerine dönen harf dizileriyle hangi düşünce, hangi duygu ifade edilebilir… Hangi emoji kalbin derinliklerinde gizlenen muhabbeti, aşkı ifade edebilir…

Tarihte İslam ve Türk devletlerinin saraylarında edipler, şairler başköşede oturtulur, kıymet verilirmiş. Araplarda cahiliye devrinde bir şairin sözüyle aşiretler savaşa tutuşur, bir sözüyle barış sofrasına otururlarmış. Milletlerin başarıları edipler tarafından ölümsüzleştirilmiştir. Eğer edipler ve şairler olmasa birçok tarihî şahsiyet unutulup gidecekti. Bu yüzden hükümdarlar yanlarında, yakınlarında şair ve edipleri bulundurmayı vazgeçilmez bir alışkanlık haline getirmişler. Rivayete göre Gazneli Mahmud’un sarayında 400 maaşlı şair varmış.

Kanunî Sultan Süleyman zaferleri, fetihleriyle değil Bâkî gibi bir şairle iftihar etmiştir. Şiir saraydan toplumun her köşesine dalga dalga yayılmış, şehzade sarayları, vezir konakları, tekkeler, dergâhlar, camiler, kahvehaneler, hatta meyhaneler sanat akademisi gibi çalışmıştır. Şair Zâtî Bayezid Camii avlusundaki küçük dükkânında Bâkî gibi nice kabiliyeti bulup bu millete armağan etmiştir. Esnaf, imam, vaiz, kadı ve devlet bürokrasisini yönetenler şiirle uğraşmış, konaklarında şiir ve edebiyat meclisleri düzenlemiş. Müftülere meseleler nazımla sorulmuş, cevaplar mısralarla verilmiş. Şeyhülislamların, vezirlerin önemli kararların altına mısra ve beyitler kazdırdıkları mühürlerle imza attıklarını unutmayalım.

3 Yorum

  1. Fevkalâde bir vukufiyet arzeden makalenizi keyf alarak okudum ve de kendimce notlar alıp dersler çıkardım. Başarılarınızın devamını dilerim

  2. Yerden göğe kadar haklı. İsabetli olduğu kadar, duygu ve düşüncelerini de ustaca dile getirmiştir. Keşke birkaç da manzum örnek verseydi. Ezberinde bile yüzlerce/binlerce mısra bulunduğundan eminim.

  3. Bu metin son zamanlarda adeta donuklaşsan zihnimi açtı.Yeni sözcükler aktı kalbime ve insanın dili ile insan ve dili ile kaim olduğunu hatırlattı.Dilin korsanlar tarafından yağma edilmesinin sonumuz olacağını düşündürttü

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*