Edebiyatla aranız nasıl?

Genç Yorum, bu ayki sayısında edebiyat meselesini nazarlara sunuyor. Yazarlarımız çeşitli alt başlıklarda bu meseleyi incelediler gerçi fakat biz gençlerin dünyasında bu meselenin nasıl bir yer kapladığını da merak ettik. Ve bu meyanda dört arkadaşımıza sorduk; “Edebiyat sizin için neyi ifade ediyor? Edebiyatla aranız nasıl? Okuma ve yazma nevinden ne tür edebî faaliyetlerde bulunuyorsunuz? Yazıyorsanız, nerede yayınlıyorsunuz? Çevrenizdeki gençlerin edebiyatla arasını nasıl buluyorsunuz?”

Edebiyatın kökenindeki edebe; kişinin zihnini okuyucuya açmak için güzel bir zemin olmasına; keşif kaynağı olup, durumu ifade etme sanatı olması gibi daha pek çok noktaya dikkat çeken konuşmacılarımızın düşüncelerini istifadenize sunuyoruz.

Rabia İlhan
Yozgat Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Mezunu

Edebiyatı bir değirmene yahut bir fabrikaya benzetecek olursak eğer, okumak ve yazmak onun en mühim iki çarkı olsa gerektir. Hâlihazırda okumak çarkını daha ziyade çalıştırdığım bu alanın yazmak kısmı, zihnimdeki küçük kurşun kaleme emanet. Kalemi gerçek manada çalıştırabilmenin yoludur bu. Hayalen zihnin eline verdiğiniz bu küçük kurşun kalem her an yazıp çizebilme istidadındadır ve maddî âleme taşabilmesi için ziyade çalışması gerekir. Onu çalıştıran ise okumak eylemidir. Maddî ve manevî boyutlarıyla okumak… Zihnin eline kalemi aldıran ve dış dünyadaki yazmak çarkının çalışmasına vesile olan okumak… Asıl mesele bu değirmeni çalıştırmak değildir esasen. Güzel çalıştırmaktır, gıcırdatmadan, latif bir şekilde döndürmektir o çarkları. Öyleyse bu çarklara öyle bir cila lazımdır ki o da “edeb” ile tesmiye edilir. Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Edeb-i İslâm ile müteeddib” manasında bir ciladır bu. Edebiyat değirmeninin çalışmasını da neticesini de latîf kılan bir cilâ. Günümüz hegemonyasında bu değirmen dönse de cilası eksik olanlar elbette mevcut ancak bize lazımdır ki hem konuşanın hem muhatabın birlikte lem’alanması mümkün olan bu alanı, yediden yetmiş yediye her birimiz doğru ve verimli çalıştırabilmek adına gayret etmek, numune-i imtisal olmak…

Ahmet İlhan
Düzce Üniversite Tıp Fakültesi

Edebiyat bence yazıyla hayat bulan bir dostlar meclisidir. Edib açısından bakarsak; derdini anlatmaktır, zihnini okuyucuya açmaktır veya kendi dünyasına başkalarını konuk almaktır diyebiliriz. Misafirlerini en güzel şekilde ağırlamak için gerekli hazırlıkları yapar. Onlara mahcup olmamak için elinden gelen gayreti göstererek en iyi şekilde misafirlerinin akıllarını ve sair duygularını doyurmaya çalışır. Okur gözünden bakarsak zeki bir muhataptır edebiyat. Hem dinlenme hem öğrenme hem arkadaşıyla muhabbetten gelen tatlı bir hislenme vesilesidir. Kendini güvende ve olması gerektiği yerde olduğunu hisseder.

Okuma yazma öğrenmeden önce annemden Cin Ali serisini dinleyerek ezberlediğimi hatırlıyorum. İlkokul sonu ve ortaokul boyunca sürecek olan okuma dönemime Sunguroğlu ile başladım. Yüz temel eserden birçok kitabı okudum. Şiir ile çok haşir neşir olmadım. Ama Yunus Emre’nin şiirlerini severdim. Liseye geçmemle beraber şu ana kadar sürmüş olan okumadan ayrılık dönemim diyebilirim. Tabi Risale-i Nur hariç, Risalelerle muhatabiyetim kesintisiz olmasa da her dönemimde vardı. Nurlara nasıl bakıldığıyla alakalı belki de ama bana kalırsa edebî eserlerdir. Hem de edebiyat tarihimizde bir şaheserdir. Çünkü ahirzamanda bize doğruyu söyleyen ve çocukluk aklımızın masumiyetini korumamızı sağlayacak olan en yakın arkadaşımız Risale-i Nur’dur. Ayrıca Genç Yorum’u ve Yeni Asya’yı da takip ediyorum.

Liseye başladığım dönemde akıllı telefonlar piyasaya çıkmıştı. Bana da alındı. Liseden itibaren okumalarımın neredeyse hiç olmamasını büyük oranda buna bağlayabiliriz. Okuma olmayınca yazmak da olmuyor maalesef. Fakat yazmakla ilgili düşüncelerim var. Genç Yorum bu konuda beni de cesaretlendiriyor.

Çevrenizdeki gençlerin edebiyatla arasını nasıl buluyorsunuz?

Çevremde sosyal medya hâkimiyetini görüyorum. Sosyal medya çoğunlukla bize kötü arkadaş olarak görünüyor. Yüzde bir iyi arkadaş, zeki muhatap rolü var. Edebiyat sabırlı işidir biraz da, kitabın bir sayfası yaklaşık iki dakikada okunur. İki sayfada bir kez yani dört dakikada bir sayfa çevrilir. Sosyal medyada ise kaydırma süresi saniyelere inmiş durumda ve giderek daha da azalıyor belki de. O görüntüler ruhumuza hitap etmiyor gönlümüze su serpip bize zeki birer muhatap olmuyor. Tersine susayıp deniz suyu içip daha da susamak misali zehirleyerek daha da bağımlı hâle getiriyor kanısındayım. Toplumun sabrı azalınca edebî eserle muhatabiyet ihtimali düşüyor. Fakat bunu değiştirmek o zinciri kırmak bizim elimizde. Hepimize dünyada manevî cenneti yaşatabilecek Edebiyatlı günler diliyorum.

Muhammet Emin Cevheri
Yozgat Bozok üniversitesi Tarih Bölümü

Edebiyatın her bireyde farklı anlamları vardır. Bendeki anlamıyla edebiyat, durumu ifade etme sanatıdır; diğer anlamıyla edebiyat, dış dünyadan etkilenerek kişinin kendi iç dünyası ile yaptığı diyaloğun yazıda vücud bulmasıdır.

İnsan fıtratı gereği sosyal bir varlık olduğundan iç âlemini diline vurmak, anlaşılmak ister, anlaşılmadığı veya gereği gibi anlaşılmadığını düşündüğü zaman da yazıp çizer. Ben de tam olarak böyle yapıyorum. Çünkü istediğim kadar anlatayım, muhatabımın hayat tecrübesi kadar beni anlayacağını dolayısıyla o an istediğim gibi beni anlayamayacağını düşünürüm. Ayrıca konuşmaktan çok yazarak, anlatmak istediğimi, daha iyi ifade ettiğimi de vurgulamak istiyorum.

Edebiyat’ın tanımını yaparken de dediğimiz gibi “edebiyat, ifade etme sanatıdır.” Tabiî edebî türlerde bilgi birikimi olmadan kendini ifade etmek neredeyse imkânsız, özellikle de didaktik şiirde. Bu nedenle yazmak kadar olmasa da farklı anlatım tarzı, kelime dağarcığı dahası şiir yazmak için zaman zaman sadece edebî türden olmasa da okuyorum.

Henüz bilinen bir platformda toplu bir şekilde yazılarımı yayınlamıyorum, fakat ilerleyen zamanlarda şu an yazmakta olduğum şiir kitabımı yayınlamayı düşünüyorum.

Edebiyat, yoğun duyguların yazıyla dışa vuruşunun bir ürünüdür. Dolayısıyla herkes tarafından edebî bir ürünün anlaşılması beklenemez, fakat edebî bir ürünün meydana gelmesi için uzun süren çaba ve emek gerekir. Dolayısıyla verilen bu emeğin karşılığı olması lazım. Oysa emeğin karşılığını vermek bir yana dursun saygı dahi gösterilmiyor. Bunun sebebi ise samimî, içten olmayan, geçici ve bir amacı olmayan duyguları beslemeleridir. Bu durumun birçok nedeni var, bunlar; ne için yaşadığını bilmemesi, büyüdüğü çevrenin etkisi… Yine de bu nedenler geçerli değildir. Çünkü edebiyat bir yandan da hakikate giden yolun birçok üslubundan biriyle yolu gösterir.

Betül Boruzan
Biruni Üniversitesi, PDR Mezunu

Edebiyat benim için huzur veren bir keşif kaynağı. Okuyorsam bana insanın hallerini, duygularını sezmeyi, yazarın aynasından dünyaya bakmayı sağlıyor. Yazıyorsam da içimi dışarıda görmeyi, farkındalık oluşturmaya vesile oluyor. Yazarın dünyasından çıkan özlü kelimeleri, betimlemeleri fark etmek ve benim dünyama hangi yeni kelimelerin, hangi anlamların girdiğini keşfetmek güzel. Okumak da yazmak da çok rahatlatıyor insanı.

Kitaplarla, dergilerle büyümenin güzel yanı, edebiyatla aram iyi olmuştur. Okul dönemlerimde arkadaşlarımla kitaplar paylaşır okurduk; şiir okuma gruplarına dahil olurduk. Şiir defterleri, güzel söz defterleri tutmuşumdur. Bilmem şimdi yapanlar var mıdır? Şimdilerde ise daha çok düz yazı şeklinde okumalar yapıyorum, şiire olan ilgim azalmış diye düşünüyorum ama arada bir sevdiğim şiirleri açıp dinlemeyi seviyorum. Şiirleri seven belli bir kesim var ama az sayıda olduğunu düşünüyorum. Romanlar, hikâyeler, denemeler daha cazip geliyor sanırım. Her ikisinin de farklı güzellikleri vardır elbette. Mesela kitap satırlarında ne anlatıldığını çözümlemek bana iyi geliyor. Bu çözümlemeler bazen minik minik yazmalara da götürüyor. Güzel sözleri ve fikirleri hemen kaydetme ihtiyacı hissediyorum. Hızlı yaşadığımız şu çağda durup ince şeyleri düşünmeye ihtiyaç vardır diye düşünerek insanların özellikle gençlerin bir günü içinde okumaya ve yazmaya zaman ayırmasının hayatlarına güzel sonuçlar getireceğine inanıyorum.

Röportaj:İbrahim Yasir Teğiş-Fethiye Akay-Emine Sultan Çakır

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*