Deprem ülkesi olarak bilinen Japonya, yılda 2000’den fazla deprem olmasına rağmen, nasıl oluyor da bu kadar depremin verdiği hasarı her seferinde yalnızca birkaç ufak vakayla atlatabiliyorlar? Peki, bu inanılmaz başarının arkasında yatan sır nedir?
Bir TV proğramında Japon Yüksek Mimar/Yüksek İnşaat Müh. Yoshinori Moriwaki’ye kendisine “Japonya da deprem ülkesi, Türkiye de deprem ülkesi. Sizle bizim aramızdaki en büyük fark nedir? Biz neyi başaramıyoruz?” diye bir soru yöneltilince “Siz de dua ediyorsunuz, biz de dua ediyoruz. Ama biz dua yapmadan önce ne yapılması gerekiyorsa %100 yapmaya çalışıyoruz.” diye cevap verdi.
Yoshinori Moriwaki bize kavlî dua kadar fiilî duanın da önemli olduğunu söylemektedir. Tedbir alınarak yani fiilî duanın şartları, âdâbı yerine getirildiği takdirde, duanın makbul dua sınıfına dahil olacağı çıkarımını yapmak da mümkündür.
O zaman Japonya fiilî duasını nasıl yapıyormuş bakalım sevgili okur…
DEPREME DAYANIKLI BİNALAR
Yeniliğe uyum sağlama, yatırım yapma, eğitime önem verme ve geçmiş hatalardan ders alma yeteneği Japonya’yı dünyada depreme en hazır ülke hâline getirmiştir. Kendilerini her depremde daha da geliştirmişlerdir.
Japonlar ilk olarak inşaat sektöründen başlayarak yapı ve denetim yönetmeliklerini değiştirdiler. Binalar üç temel standarttan birine uyum sağlamak zorunda bırakıldı. Standardı sağlamayan yapıların yıkımına karar verileceği ya da oturma yasağı konulacağı belirtildi. Üç temel standart şunlardır:
1-Taishin (Temel Depreme Dayanıklılık Tekniği): Kirişler, sütunlar ve duvarlar, sarsıntıya direnç gösterebilecek minimum kalınlıkta ve çapraz desteklerle inşa edilmelidir. Tüm binalar sallanmaya karşı daha güçlü hale getirilmek için özel takviye malzemeleri ile güçlendirilmelidir.
2-Seishin (Amortisör Tekniği): Binanın taban katlarına ‘V’ şeklinde depremin enerjisini emen amortisörler konularak titreşim kontrolü sağlanmış ve kinetik enerjiyi dağıtmak için bina şok emiciler ile donatılmıştır.
3-Menshin (Taban İzolatör Tekniği): Taban izolatör Tekniği sayesinde bir deprem sırasında binanın dik dururken ileri geri kaymasına izin verir ve binanın hareket etme miktarını büyük ölçüde azaltır. Bu teknik ile yapılan binalar güçlü bir depremde insanların hayatta kalma ve binaların deprem sonrasında işlevini sürdürme ihtimali daha yüksektir. Maliyeti yüksek olduğu için genellikle gökdelen gibi yapılarda kullanılmaktadır.
Binanın inşasında bu tekniklere ilaveten, şu yöntemler de uygulanmaktadır:
- İnşaat malzemelerinin çoğunun deprem sarsıntısına maruz kaldığında esnek hale gelecek şekilde tasarlanması.
- Binanın temel betonarmesinde çelik çerçevenin kullanımı.
- Binanın sarsıntı gücünü çekebilen şişirilmiş, kauçuk veya sıvı dolu tabanların kullanılması.
- Binanın temel beton kolonlarının yerlerine çapraz sarsıntı emici çelik kolonların ve çelik kirişlerin kullanımı.
- Bir afet anında binadan tahliyenin kolay olması için akıllı kapılar tasarlanması.
- Gerektiğinde tadilatın kolay yapılabilmesi için binaya T-bağlantılar eklenmesi.
- Elek gözleri oluşturarak binanın iyice sağlamlaştırılması.
- Bina sakinlerini depremden önce uyarabilmek için bir deprem uyarı sisteminin konulması.
- Binanın sarsıntı ile hareket etmesine imkân tanıyan teflon zemin üzerine inşa edilmesi.
- Binanın çatısında sarkaçların kullanımı.
Bu teknik ve yöntemlerle 2021 yılında Japonya’daki binaların tamamı depreme dayanıklı hâle getirilmiştir.
DEPREME DAYANIKLI HIZLI TREN VE TEKNOLOJİ
Japonya, raylı sistem teknolojisi üzerinde kendini geliştirmiş ve yoğun olarak kullanan bir ülkedir. “Shinkansen” adını verdikleri hızlı tren ağı, depreme dayanıklılığıyla ve ağ boyunca yerleştirilen deprem sensörleriyle geleceğin öncü ulaşım araçları arasında gösterilmektedir. Bu hızlı tren ağındaki sensörler depremden 10 saniye önce trenin kontrol merkeziyle iletişime geçmekte ve tren kendini durdurarak yolcu güvenliği programını aktif etmektedir. Bu sayede yolcular ciddî bir depremi ufak yaralarla atlatmaktadır.
DEPREME DAYANIKLI SU TAHLİYE TÜNELİ
Japon mühendisliğinin en etkileyici örneklerinden biri de Tokyo şehrinin altında yer alan “Yerebatan Sarnıcı” benzeri dev su tahliye tünelleridir. Tsunamiler ve sel sularının tünellerden güvenli bir şekilde tahliyesi Edo Nehri’ne yapılmaktadır. Bu proje ile dünyanın en kalabalık şehirlerinden olan Tokyo’nun su baskınından korunması amaçlanmaktadır.
Bu dev yapı 90 metre derinliğindedir. Bu derinlik, Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentindeki Özgürlük Heykeli ile neredeyse aynı ölçüdedir. Yeraltına doğru inen dev sütunların her biri iki futbol sahası büyüklüğündedir. Yapımı 13 yıl süren 2006 yılında tamamlanan su tahliye tünelleri 3 milyar dolara mal olmuştur. Bu tüneller sayesinde yakın alanlardaki evlerin yüzde 95’inin su baskınlarının yol açtığı zararlardan korunduğu bildiriliyor. Yapılan tünellerin bir çok insanın hayatını kurtardığı göz önüne alındığında onu paha biçilemez kılıyor.
Bu projenin yapılmadan önce ve yapıldıktan sonra meydana gelen felaketlerdeki tüm şehri temizleme, yeniden yapılaştırma vb. maliyetleri hesaba katıldığında 148 milyar yenlik kaybı önlediğini yetkililer bildirmektedir.
DEPREMDE AFET ÖNLEMLERİ KONUSUNDA FARKINDALIK EĞİTİMİ
Deprem eğitim merkezleri küçük yaşlardan itibaren çocukları deprem anında ne yapmaları gerektiği ve güvende kalma yöntemleri üzerine eğitiyorlar. Okullar ayda bir kez olmak üzere düzenli deprem tatbikatları gerçekleştiriyor. Eğitim sistemi, öğrencilerin acil bir durum ortaya çıktığında riski öngörecek bir şekilde hareket edebilmeleri için uygulama yoluyla beceri kazanmalarını şart koşuyor. Yani afet ile mücadelede, ezber ve alıştırmaları tekrarlamayı değil aktif öğrenme ve sosyal beceri geliştirmeyi esas alıyor.
ACİL DURUM TELEFON UYGULAMALARI
Ülkedeki hemen her akıllı telefonda deprem ve tsunami için “Yurekurucall” ve “Safetytips” adında acil durum uygulamaları bulunmaktadır. Yaklaşan deprem veya tsunamiyi beş ile on saniye öncesinden “Jishindesu! Jishindesu!” yani “Deprem var, deprem var!” diye uyaran bu sistem, hızlı bir şekilde tedbir almak için kullanıcılarına zaman kazandırmaktadır.
ACİL TV YAYINLARI
Ülkede bir deprem meydana geldiğinde, Japonya’nın tüm televizyon kanalları ortak yayın açarak acil resmî deprem yayını yapıyor. Bu yayında insanlara deprem veya tsunaminin yaklaşıp yaklaşmadığı, nerede güvenli bir şekilde barınma ve yemek ihtiyacını karşılayacağı, deprem veya tsunami gelmesi durumda nelerin yapılması gerektiği gibi hayat kurtaran teknikler konusunda insanları bilgilendirmekte ve zaman kazandırmaktadır.
DEPREM ÇANTASI
Deprem çantası, Japonya’da evlerin girişinde olmazsa olmaz bir parçadır. Bunun nedeni ise deprem anında hızlıca alıp gidebilecek şekilde hazır olmasıdır. Japonlar deprem çantasına neler koyuyor? Çanta içine çabuk bozulmayacak yiyecekler, su, bandajlar, dezenfektanlar, gerekli ilaçlar, taşınabilir tıbbî çanta, fener, pil, nakit para, çakmak veya kibrit, kalın çorap, eldivenler, havlu, ıslak mendil ve radyo koyuyorlar. Bu malzemeler için özellikle sırt çantasını tercih ediyorlar. Bunun nedeni ise büyük yıkımlarda büyük çantaların hareket alanını kısıtlamasıdır.
DEPREM ANIT MÜZESİ
Japonya geçmişinden ders almasıyla bilinen bir ülkedir. Yaşamış olduğu tüm acıları, doğal afetleri, yapılan savaşları ve benzeri olayların yaşandığı yerleri müze ve ziyaret yeri haline getirerek küçük yaştan itibaren çocukları buralara götürüyorlar ve “geçmişinden ders çıkarma şuuru”nu onlara kazandırmaya çalışıyorlar. İşte o müzelerden biri de “Kobe Deprem Anıt Müzesi”dir. 1995 yılında Japonya’nın Kobe şehrinde, Büyük Hanshin Awaji Depremi yaşandı. Bu depremde 5 bin kişi hayatını yitirirken, on binlerce ev de yıkılmıştır. Kobe şehri yeniden inşa edildikten sonra afette hayatını yitiren insanları hatırlatmak ve evler sağlam yapılmaz ise nelere mal olacağını anlatmak için Kobe Deprem Anıt Müzesi’ni yapmışlardır. Kobe Deprem Anıt Müzesi’inde aynı zamanda afet önleme ve hayatta kalma konusunda seminerler ve programlar düzenlenmektedir.
İşte sevgili okur Japonlar kader planını bu şekilde yapmışlardır. Bu önlemler sayesinde deprem olduğunda paniğe kapılmıyorlar. Çünkü cüz-i iradeleriyle her türlü önlemi alıyorlar.
İlk yorumu siz yazın