Kısa Yorum sayfamızda sizlerden gelen yazıları yayınlamaya devam ediyoruz. Sizler de yazılarınızı her ayın 15’ine kadar editor@gencyorumdergisi.com adresine gönderebilirsiniz. Çalışmaları yayınlanan arkadaşları tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz…
DOĞA
Allah’ın yarattığı eşsiz güzelliklerden biridir ağaçlar.
Ağaçları benim gibi herkes çok sever.
Sararmış yapraklar doğaya bambaşka bir güzellik verir.
Sonbaharda ağaçlar tüm yapraklarını dökerler.
Daha gür ve sağlam bir şekilde büyümek için.
İlkbaharda doğa yeniden canlanmaya başlar.
Çiçek kokuları etrafa yayılmaya başlar.
Kuşlar cıvıldamaya, çiçekler açmaya,
kelebekler dans etmeye başlarlar.
Doğa yeniden canlı renklere bürünür.
Toprak daha da canlanır.
Çünkü suya doymuştur artık.
Ürün vermeye hazır,
bizleri beklemektedir.
Elif SAVAŞ
SARSINTI
Sarsıntıyla gözünü açtı
Telaştan etrafta kaçıştı
Molozlar canını acıttı
Yıkıntı arasından kalktı
Oralarda hep acıkmıştı
Yastığı ve yatağı taştı
Dökülen kanları sıcaktı
Artçılarla korkusu arttı
Saatlerce soğukta yattı
Sonradan yerine alıştı
Susuzca zamanla yarıştı
Asıl acıtan ayrılıktı
Yakup’un gibi bir ağıttı
Yunus gibi hep karanlıktı
Eyyüp gibi yara açıktı
Dualar hep semaya çıktı
Zeynep Kırmızıkaya
Terk eyle diyar-ı kalbin dağdağasını, yırt benlik urbasını…
Önce terk. Neyin varsa bırak, yalnız Nur’u kalsın. Yavaş yavaş arınınca yüklerden yola çıkacaksın. Bulunmazların ardına yolculuk, kendinden kendine. Bir türlü bulamadığın ben’den ben’e. Fakat önce terk. Zamanın dairelerine yolculuk, en başına varlığının… Var mıydın fezanın yüzünde parlayan yıldızların yandığı zamanda? Ne derdin, ne devanın olduğu yerde? Var mıydın insanlar öldüler dirildiler hem de? Var mıydın kuşların bülbül olduğu bahçelerde? Yokluğun bağrında bir tohumken varlığa ekildin sümbülleştin, yanılgılar burada başladı. Benlik urbasını giydiğin gibi düştün kirlettin üstünü. Bunca varlık var iken, gitmez gönül darlığı derdi Üstâd. Gitmiyordu, çoktuk, kalabalıktık. Akıl dağınık, kesret dağdağasında boğulmakta. Hakikat buydu ne sen vardın, ne daralan gönlün, ne kesret, ne âlem, ne dem. Sır vahdetteydi, var sanmakta. Varlık urbasını neyi görsen ona geçirme hastalığından arız oluyordu dertler. Şifa ademdeydi. Ademini bilip de tek Var’ı bulmakta.
Önce terk. Kalpten tecrit…
İlk yorumu siz yazın