Sen geldiğin vakit

Ve bir ruh kazanacak ölüler
Ölü gibi olanlar
Yırtacaklar ardından
Kara kefenleri, yeni bir ivme ile
Güzellikler toplanacak
Ve renkleri, hep sevdiğin
Yeşil ve beyaz renginden
Ve öylece uyanırım ben
Sen geldiğin vakit 

Yüzler aydınlanacak birden
Bir nûr saracak etrafı, etraftan
Kara kıtada unutulacak
Bir zamanlar içi boğan karanlık
Sen geldiğin vakit

Ruhumda alev alev büyüttüğüm
Alevlerle büyüttüğüm
En somut rengisin
Yokluğunun ızdırabını çeken
Deli kalbin
Ve anlamalıydım niçin
Sensiz duygular müteşabih, gönül hûn
Kırgın bir yanım
bir yanım mahzun
cemâlinle avunurum
sanmam ki böyleydi mecnun
dolunaya
ve birden yarıldı ay
boydan boya
sen geldiğin vakit
ve sen yine yükselirsin
ruhumun derinliklerinden
Taa arşa, bir namaz gibi
Serinlik gelir uzaklardan
Sesin gelir
Cennetin koyu gölgeliklerinden
Ve aydınlanır karanlıklar yine
Çekilir hüzün
Ben feraha kavuşurum işte, o an
Sen geldiğin vakit 

Taşıyamadığım bir yük olur
Özlemin
Özler dururum seni
Kaldırımlar bıkar
Ağırlığından hasretin
Kaldıramadığım
Sen geldiğin vakit 

Gözünden akan yaşı silecek
bir çocuk bekler seni
özleminden yaş akıtır
sen geldiğin vakit 

ruhumu esir eden kuvvet kaçar
ve aşkımız, var olan fanilerle
yapma çiçekler kadar sun’î
bitecek sanki, senden
bir ayrılık korkusu alır beni
Sen geldiğin vakit

anlatamadığım
bir ruh melodisi yükselir içimde
seslerdeki harika tını
O eşsiz tını belirir içimde
Sen geldiğin vakit 

sembol bir imparatorluksun içimde
feminist doğacak kızları
savunursun sen yine
hiç düşünmeden söylenenleri
gelip geçersin, geçtiğin gibi
bir korku alır sonra beni
kaybetmek korkusu
sen geldiğin vakit