Bağlantı kuruluyor…

Bağlantı kuruluyor…

Bir varmış bir yokmuşlar dünyası…

Bizim hiç bitmeyecek gibi sarıldığımız, her şeyin aslında çok kısa sürede bittiğini defalarca yüzümüze tokat gibi yememize rağmen tekrar tekrar yeni bir tokat için başımızı çevirmelere doyamadığımız canımız hayatımız…

“Dünya boş” cümlelerinin ardından yaptığımız üç-beş yıllık fânî planlar…

“Hey gidi goca dünya gam yükü müsün?” (Melodisini hemen bildiniz değil mi? Sözleri dertli, kendisi oynak bir müzik arkadaş) gibi birçok şarkı ve türküye dertlenip arabada eşlik ederken gittiğimiz yerin neşeli bir yemek organizasyonu, konser, kutlama olması…

Değişik bir şey, şu hayatı yaşama stili.

Öyle de olmuyor gibi. Böyle de olmuyor gibi…

Depremzede birine bir ev bulduk geçen, minik bir bahçesi vardı. İlk sorduğu soru “Mangal yakmaya izin veriliyor mu?” oldu.

İlkten şaşırdım. Sonra düşündüm. Dedim; hayat devam ediyor demek illa ki…

Canımızdan parçaları toprağa verirken akşamına bir şey yeme ihtiyacı hissediyoruz. İstediğimiz kadar üzgün olalım, illaki uyuyoruz. İllaki banyoya giriyoruz. Hiç yerinden kalkmak istemeyen mutsuz birisi illaki tuvalete gitmek için kalkmak zorunda kalıyor, illaki su içiyor.

Kimbilir belki de bu günlük ihtiyaçlar da olaylar karşısında hayata devam edebilmeyi kolaylaştırması içindir.

Sahi ya; gözyaşlarının içeriğinde insanı mutlu eden, rahatlatan maddelere rastlanması da buna dahil olabilir.

Ağladıkça rahatlayıp, daha kolay baş edip, daha kolay bağlanabiliyoruz hayata yeniden…

Hep neden yemek yemek, su içmek, tuvalete gitmek ve uyumak zorundayız? Rabbim istese bunlar olmadan da hayata devam edebilirdik diyordum ama tabiî bunları daha çok yolculukta tuvaletim gelince, dışarda koştururken acıktığımda, işlerim yetişmemişken gözümün “Uykuuu!” diye çırpınmasında sorguluyordum.

Bu, günlük karşılamamız gereken ihtiyaçlar olmasa yaşadığımız zorluklardan biraz olsun çıkıp hayata yeniden bağlanmak gerçekten zor olabilirdi.

Sen her işi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın Canım Rabbim…

Bazen Allah’a bazı dualarımı kabul etmediği için, bazı sözlerimi karşıma çıkarmadığı için öyle şükrediyorum ki…

Bugüne kadar ihtiyaçlarım için bütün söylenmelerimden dolayı özür diliyorum.

Canım ihtiyaçlarım.

Gerçi arada “söylenmek” de ihtiyaçtan sayılır belki he, ne dersiniz? Dozunu kaçırmadan diyelim. İhtiyaçlarımıza ve onları giderebilmek için bize verilen sağlığımıza sarıldığımız ve “İyiki!” dediğimiz güzel günlerimiz olsuunn.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*