Vuslata dair…

Vuslata dair

Kime söylesem derdimi,
Kimi sevsem senden ayrı,
Hep mi hüsran sonu ve fânî.
Bu kalp istemez başkasını.
Senden başkası gelmez de kâfi.

Şu koskoca âlemde neyim ben?
Mülkünde seyir eden bir seyyah,
Bir misafirim sahiden.
Seni yaratan ve yaşatan,
Gözeten biri var ezelden,
Sahibi kim kimsesizliğinin?
Sana senden yakın iken.

Senin sevgin gibi değil hiçbir şey,
Neyi sevsem kalır gönlümde sancı.
Gidicisin aldanma ve dayanma taşlarına Ey Hancı!
Olma Nemrut gibi sen de bir yalancı.
Görmüyor musun âleme vurulan şu mührü,
Tak hakikat gözlüklerini görmeyesin sende sanrı.

Koştuğum yollar geçip giderken ardı sıra
Özlemle bakarken ardıma ya da
Bir dünya dolusu vicdanımla beni yandıran,
Bir ân-ı seyyaledir bana kalan. Boş elim;
Noktasını arayan emeli bitmemiş tümcelerin,
Sevinci hazmedilmeyen ufule giden günlerin,
Borçlanmışsa hele zamanın hissesine dünlerin,
Bir ahu figansa avare geçen anlardan yâdına,
Bâkiye döndür kıblesini, ahı dinsin bugünlerin.
Kelebekler, göçüp giderken asıl yurduna,
Doymuş mu gözleri üç günlük seyranına?
Geldik ki gideceğiz kanunu budur hilkatin.
Bir el de sen salla şu gurbet diyarına.

Kaçıyorum fırsat buldukça,
İyileşiyorum seni andıkça,
Nefes alıyorum yaşamaktan.
Ne dünyaymış, kulağı yok gümbürtüsünün.
Biraz meyletsen, sanki boğacak hengâmında.
Ne bırakacaksın geriye?
Belki birkaç kıyafet ve de sandukça…
Zaman geçerken derdimle aheste aheste,
Dertleri sevdiren de sensin dermanı sen olunca.
Sen ki;
En güzel dost ve ne güzel yardımcı biz aciz kullarına.

Ruh seyir isterken penceresinden Rabbini,
Durma seyret, kapatma perdelerini.
Vurma yüreğine gaflet sürgünü,
Ne acı bir ses, baksana vaveylasına.
Yürek dayanır mı ruhun böylesi hicranına.
Etme bu zulmü, kulak ver vicdanına.
Varış O’na, haydi sen de çevir yüzünü,
Bir pay da sen ver ruhunun süruruna.
Yetişirse imdadına eğer Son Peygamber duası,
Fesubhanallah, âlemler diz çökecek ihsanına.

Ecel ki, evc-i âlâdan gizli bir iptir gerinen.
Yoksa ecel midir kurtaran bizi sahipsiz ölümlerden?
Bu kalbi şu dünyanın dağdağasında ezdirmeyen,
Ne güzel bir tevekkül ve en emniyetli güven;
Ecel gelmeden alamaz beni hiçbir söz hiçbir neden.

Yoldaşların firakından sakın alma dehşet,
Sandığın gibi değildir bu öyle bir vahşet,
Vardır özünde hikmet, rahmet ve muhabbet.
Sığın âlemlerin Rabbine, kalma geri, sabret.
Dönerken deveranında dünya bir ak bir kara,
Ve ötüşürken kuşlar göklerdeki nura,
Meyledersen derinlerden rahmetteki huzura,
Notalarıdır hikmetinin gördüğün bunca manzara.

Dehrin kuyuları asrî veba fayda vermez her hayrı,
Alır da içine yoğurursa seni rahmetin kalıpları,
İnce ince işler sanatının, cennete layık libasını.
Bu can mıdır cefa çeken, sen sür sefasını.
Biri gerekti buldum Bir’i, zahmet çekmem ahvalden gayrı,

Senden gelen her şey bana dosttur.
Gaflete binen dünya saadeti ne de boştur.
Seni andığım her an bana bir gülistan,
Bir rayiha ki ne hoştur.

Döktüm vuslata dair ne varsa heybemde,
Baktım dağıtmışım, oysa her şey Bir’imiş şu âlemde.
Ey cânı cânânım, nokta-i istinadım hanemde,
Bir sana meftun bu yürek, başka yok çaremde.

Bana biri gerekti buldum Bir’i, zahmet çekmem ahvalden gayrı,
Gönlüme gam mı yaraşır artık benim, güldü feleğim etti en büyük kârı.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*