Hindistan’da Dijital Detoks
Güney Hindistan’da bulunan bir köy olan Vadgaon, sadece kendi ülkesinin değil tüm dünyanın ilgisini çeken bir uygulamaya imza attı. Vadgaon sakinleri, pandemi ile birlikte giderek artan teknoloji kullanımının, bağımlılığa dönmemesi adına akşam 19.00’da başlayan, 90 dakikalık dijital detoks uyguluyor.
19.00’da çalan siren, tüm köye, “dijital detoksun” başladığını haber veriyor. Uygulamanın güvenliği için köy sakinlerinden bir ekip, kapı kapı dolaşıp dijital detoks kontrolü yapıyor. Köylülerden, ekranı olan tüm elektroniklerden uzak kalması talep edilirken çocuklara da ders çalışmaları tavsiye ediliyor.
Fikrin sahibi Mohite durumu şöyle değerlendirdi: “İnsanlar başta telefonlarını bırakmak istemedi. Ayrıca televizyonlarını kapatmaya hazır değildiler. Çoğu televizyonu kapatırsam 90 dakika boyunca ne yapacağım diye düşündü. Ama onları, çocuklarının başarısının buna bağlı olduğu konusunda ikna ettik. Her aile bunu ister.’’
Vadgaon’dan sonra olumlu sonuçları gören diğer 12 köy aynı uygulamayı gerçekleştirmeye hazırlanıyor. İlk başlarda zorlandıklarını ifade eden köy sakinleri, şimdi durumdan hayli memnun olduklarını belirtiyor.
Bu uygulamayı kendimize tatbik etmemiz için Hindistan’da bir köyde doğmuş olmayı beklemeden deneyelim. Bakalım köylüler gibi biz de memnun mu kalacağız yoksa sıkıntıdan patlayacak mıyız? Belki de ailemize ve yetiştiremediğimiz derslerimize ayıramadığımız vakit için dijital detoks bir çözüm olur.
Türkiye Eğitim Yatırımlarında Kaçıncı Sırada?
OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü), yayımladığı yeni raporda ortaöğretim yani lise düzeyine yapılan eğitim harcamalarını değerlendirdi. Türkiye 40 ülkeden 38. sırada yer alıyor.
DeutschWelle’nin gündeme taşıdığı haber, listenin sonundaki 3 ülke olan; Kolombiya, Meksika ve Türkiye’nin 5 bin dolardan daha az bir miktar parayı, öğrenci başına harcayabildiğini belirtirken listenin en üstündeki Lüksemburg’un, öğrenci başına 25 bin dolara yaklaşan bir harcama ortalamasının olduğunu belirtiyor.
Raporun dikkat çeken diğer bir yönü de OECD ortalamasında; meslek liselerinin, öğrenci başına 13 bin küsur dolar yatırımla, klasik liselere göre 2 bin dolar daha fazla bütçeye sahip olması geliyor.
Her bir öğrenci için yapılan 6-15 yaş aralığındaki yatırım miktarı hesapladığında ise OECD ortalaması 112 bin dolar olurken Türkiye, 50 bin doların altında kalıyor.
Raporda, Türkiye’nin başarılı olduğu kategoriler de tabii ki yok değil. Türkiye, Portekiz’le birlikte lise eğitimini verme noktasında listede ileride gözüküyor. Ama verilen eğitimin kalitesi ve geri dönüşü noktasındaki değerlendirmeyi size bırakıyoruz…
Ayrıca halk olarak, lise eğitimini tamamlamış ama çalışma ve öğrenim hayatına devam etmeyenlerin topluma oranı (%33.3) ile de ilginç bir grafiğe imza atmış durumdayız.
Eğitimin; sadece Matematik, Türkçe gibi derslerle kısıtlı kalmaması ve her bireyin, ilk dersini en evvel annesinden ‘şefkatle’ alması, önce bireyleri ardından da toplumu, maddî manevî refaha kavuşturmanın en temel yolu gibi gözüküyor. Neyse ki artık yanlışlarımızı cetvelle cezalandıran öğretmenlerimiz yok!
Zekânın karar verme hızı üzerindeki etkisi
Zeki insanlar daha hızlı mı karar verir?
Bu sorunun cevabını, Alman ve İspanyol bilim insanları, yaptıkları ortak çalışmalarında kısaca şöyle değerlendirmiş: “Zekâ puanı yüksek bireyler, basit görevleri tamamlarken daha hızlı sonuca ulaşabiliyor ama zor görevleri tamamlarken düşük zekâ puanına sahip bireylerden daha fazla zaman harcıyorlar.’’
PopSci dergisine taşınan, Nature’da yayımlanan bu araştırmadaki zekâ durumu ifadesi, daha çok zihinsel bir işlem yaparken sinir hücrelerimiz arasındaki kurulan bağlantı sayısı üzerinden ölçülmüş. Yani 100 milyar nöronumuzun her birinin, çevresindeki 1000 tane nöronla olan komşuluk ilişkileri olarak tanımlayabileceğimiz bir skala.
Bu araştırmayı yaparken “dijital beyin” olarak adlandırdıkları bilgisayar simülasyonlarının da biyolojik muadillerini -yani biz insanları- çok iyi taklit edebildiklerini ifade eden ekip, “Zorlu görevleri yaparken daha önce öğrendiklerimizi belleğimizde saklamamız ve gerektiğinde bunları birbirine entegre etmemiz gerekiyor.” derken, bu işlemin zaman aldığını ama daha başarılı sonuçlar verdiğini söylüyor.
Ama daha düşük zekâ puanlı simülasyonların, zorlu işlemleri yaparken veri aktarımını beklemeden “doğrudan sonuca atladıklarını” belirten bilim insanları böylece zekâ kavramını, matematiksel olarak ortaya koyup bu çalışmanın, ileride yapılacak olan tedavilerin kişiselleştirilmesinde kullanılabileceğini söylüyor.
Unutmadan! Bu çalışma size de şu altın prensibi hatırlatmadı mı: “Zekâ dikkati değil, dikkat zekayı verir.’’
KISA HABERLER
- Çin’in Fucien eyaletinde uzun bacaklı ve kuşa benzeyen küçük bir dinozora ait fosil bulundu.
- X, yani eski adıyla Twitter, Premium hesaplar için web sürümünde bir kimlik doğrulaması başlattı.
- Japonya “Moon Sniper” isimli ay misyonunu başlattı. Uzay aracını taşıyan roket başarıyla fırlatıldı.
- En son yaklaşık 430 yıl önce Dünya’nın yakınından geçen “Nishimura” kuyruklu yıldızı, asırlar sonra yeniden kendini gösterdi.
- Koyun Dolly’i klonlayan bilim insanı Ian Wilmut hayatını kaybetti.
- Neptün’ün gizemli karanlık noktası ilk kez Dünya’dan görüldü.
- Arslantepe Höyüğü’nde Orta Tunç dönemine ait çalışma alanı bulundu.
- Ressam Bob Ross’un “Resim Sevinci” programında yaptığı ilk tablo satışa çıktı.
- Apple, iPhone 15 serisini tanıttı.
- Ulaştırma Bakanı 42 doğu boylamında hizmet verecek olan Türksat 6A’nın Haziran 2024’te fırlatılacağını açıkladı.
İlk yorumu siz yazın