İsrail’in Filistin’deki zulmü ve büyük uyanış

2. Dünya Savaşında Hitlerin zulmünden kaçan Yahudîler Filistin topraklarına getirildiler. Geldikleri geminin güvertesine astıkları bir afişte “Almanlar her şeyimizi aldı. Sizler de umutlarımızı almayın” yazıyordu. Büyük zulme maruz kalmışlardı, her şeylerini kaybetmişlerdi. Aynen 1492’de İspanya’dan kovulan Yahudîlere Osmanlının kucak açması gibi, Filistinli Müslümanlar da onlara kucak açtı. Evlerinde, topraklarında ağırladı, çarşısında pazarında onlara yer verdi.

Fakat sonraki yıllarda biraz güçlenince Batılıların da destekleriyle peyderpey Filistinlilerin topraklarını ellerinden almaya başladılar. 1948’de İsrail devleti kurulduktan sonraki yıllarda Filistin topraklarının büyük bir bölümünü işgal ettiler.

Şimdi de Filistinlilerin elinde kalan son toprakları Gazze ve Batı Şeria’ya göz diktiler. 7 Ekim’de yapılan saldırıyı bahane ederek buraları da işgal etmeye çalışıyorlar. 16 yıldır abluka altında âdeta bir açık hava hapishanesinde yaşattıkları Gazzelileri şehirden çıkarmak için elektriği, suyu kesiyorlar; kadın, çocuk, ihtiyar demeden sivilleri bombalıyorlar. Filistinliler yıllardır tek tek öldürülürken şimdi toplu olarak katlediliyor. Yıllardır kadın, çocuk, ihtiyar, hasta binlerce kişi suçsuz yere kötü şartlardaki hapishanelerde tutuluyor.

Meselenin teolojik/dinî, siyasî, ideolojik ve ekonomik pek çok sebebi var elbette. Asıl amaçları “vadedilmiş topraklar”ı ele geçirmek, sözde kehanetleri(!) gerçekleştirmek için insanları Gazze ve Batı Şeria’dan sürmek… İsrail bunu yaparken de uluslararası savaş hukukunu ve insanlığı hiçe sayıyor. Gerçi ortada bir savaş da yok, açıkça soykırım işleniyor. Siyonistler çocuktan korkan firavunun psikolojisiyle çocukları bile öldürüyor.

İsrail’in bu zulümlerine tüm dünyadaki halklardan büyük tepki varken maalesef devletlerden cılız tepkiler geldi. Siyonizm tarafında kuşatılan İslam ülkelerindeki idareciler de iktidarlarını korumak için yeterince tepki gösteremiyor. Siyonist lobilerin tesiri altındaki bazı devletler koşulsuz/sınırsız destek veriyor. İsrail ve Siyonistler yaptıkları zulümleri ve işledikleri suçları gizlemek için medyada karartma uyguluyor ve propaganda videoları çekiyor ama kimseyi inandıramıyor.

Bu durum Siyonistlerin siyaset, medya, akademi gibi her alanda ne kadar güçlü yapılandıklarını gösteriyor. İsrail; protesto edenleri çeşitli şekillerde tehdit ediyor ama pek faydası olmayacak. Çünkü yaptıkları zulmün hiçbir tahammül edilir yanı yok. Önceleri kayıtsız şartsız İsrail’in yanında duranlar dünyanın tepkisi nedeniyle artık desteklerini azaltıyorlar. 7 Ekim saldırısından sonra İsrail’e koşulsuz, sınırsız destek veren “insan hakları şampiyonu” BM ve Batılı devletler İsrail’in 15 binden fazla sivili öldürmesiyle şimdi soykırım demeye başladılar.

Hastaneleri, camileri, kiliseleri, okulları, sivilleri vurması asıl teröristin ve dünya için gerçek tehlikenin İslam ve Müslümanlar değil, Siyonizm olduğunu tüm dünyaya gösteriyor. Soykırıma varan cinayetler işleyen Siyonistlere artık vicdanlı Yahudîler bile karşı çıkmaya başladılar. Tüm dünyada İslamofobinin yerini Siyonistlere tepki almaya başladı. Filistinlilerin sabrından, metanetinden, imanından etkilenen insanlar İslamı, Kur’an’ı araştırmaya başladılar. Masum ve mazlumların destansı direnişleri ve şehadetleri tüm dünyada büyük bir uyanışa vesile oluyor ve olacak inşaallah. Siyonistlerin zulümlerini ancak insanlığın vicdanının birleşmesi durdurabilir.

İsrail’in bu denli zalimleşmesinin altında elbette Filistin’deki farklı grupların ve İslam âleminin yekvücut olamaması yatıyor. İttihad-ı İslamın ne kadar büyük bir farz olduğu bu hadise ile daha da iyi anlaşılıyor.

Evet, Filistin’de, Gazze’de büyük bir zulüm yaşanıyor… Dua etmekten, maddî yardımlarda bulunmaktan, boykottan, yapılan zulmü dünyaya duyurmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor. Dua mü’minin silahıdır. Hem kavlî hem fiilî dua ile kardeşlerimizi desteklememiz gerekiyor.

A. İzzetbegoviç’in “Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.” dediği gibi Filistinliler ve tarih bu konuda sessiz kalanları hatırlayacaktır. Onun için zalimlerin zulümlerini haykırmaya, dünyaya duyurmaya devam…

 

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*