Yolun neresindeyiz?

Yüce Allah’ın yoktan var ettiği, kendi ruhundan üflediği, yeryüzünde halife kıldığı ve tüm meleklerden ona secde etmelerini istediği insanın ölümle yok olmayıp O’na dönmesi, insanın yaratılışındaki hikmetin bir gereğidir.1

İnsan mal, zekâ, sağlık, kabiliyet, hayat standartları gibi pek çok açıdan farklı yaratılmıştır. Her insanın sınav olduğu ve mücadele ettiği alanlar kendine hastır.

“Kıyamet gününde tüm haklar sahiplerine verilecektir. Hatta boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkı alınacaktır.”2 buyurmuştur sevgili Peygamberimiz (asm). Bununla birlikte insanın gözü önünde ya da gizli dünyada çeşitli zulümler yaşanmaktadır. Gelişen teknoloji ve iletişim imkânları ile bunlardan haberdar olmak artık kaçınılmazdır. Artık sadece kişisel mücadelemizden, kendi dünyamızdan değil, başka halkların mücadelelerinden, dünyada yapılan haksızlıklardan da haberdarız ve şahidiz. Filistin’deki katliam, savaşlar, haksız ölümler, çevrenin kirletilmesi, kıtlık, doğal afetler, salgın hastalıklar ve nice başka durumlar yaşanıyor her an. Ahiret yurdu olmasa can hangi birine tahammül edebilir?

İşte akıl, irade, şuur, kalp gibi unsurlar verilmiş bir varlık olan insanın tam ve eksiksiz bir yargılama ve adalet istemesi tüm bunlar düşünüldüğünde kaçınılmazdır.

Ahirete iman insanın yaşamına anlam katmaktadır. Yaşadığı hayata ve olaylara sabrı ve tahammülü artar, Allah’a sığınır ve insanın tevekkülünü arttırır.

Kötülüklerin, haksızlıkların hak ettikleri karşılıklarını er ya da geç mutlaka bulacağından emin yaşama tutunur. Çalışmasına, üretmesine ve iyi bir mü’min kul olmak için çabalamasına teşvik eder. Bir gün hesaba çekileceğini, yaptığı en küçük kötü bir davranışın dahi hesabının sorulacağını bilen insan, hareketlerinde ölçülü davranır, hakka ve hukuka dikkat eder, zarif olur, kin, haset, kıskançlık, öfke gibi duygulardan kendini korumaya çabalar, insanı yaratıldığı için sevmeyi öğrenir.

İnsanın kendinde yaptığı bu farkındalıklı yolculuğu toplum hayatına da yansır ve daha sağlıklı ve huzurlu bir toplum oluşur. İnsanın kendi küçük âlemindeki sıkıntıları ona güç verir, acizliğini yaratıcısına teslim eder. Gücünü O’ndan alır.

Risale-i Nur’da Said Nursî Hazretleri “Dünyanın üç yüzü vardır” der. Bunlardan ilki Cenâb-ı Hakkın esmasına bakar. Dünyanın bu yüzü sevilmeye lâyıktır. İkinci yüzü ahirete bakar. Ahiretin tarlası ve Cennetin mezraasıdır, rahmetin mezheresidir. Ebedî hayatı netice veren bir tarladır dünya ve bu yüzü ile de sevilmeye lâyıktır. Üçüncü yüzü insanın hevesatına bakan, gaflet perdesi olan, ehl-i dünyanın oyun ve eğlenceye bakan yüzüdür. Fânîdir, zâildir, elemlidir, aldatır. İşte dünyanın bu yüzü tehlikeli ve sevilmeye lâyık değildir.3

Allah “Dünya hayatı, eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, Allah’tan korkanlar için daha hayırlıdır. Aklınızı kullanmaz mısınız?”4 buyurmuştur. Yunus Emre bir şiirinde şu dizeleri kaleme almıştır:

“Sular hep aktı geçti,

Kurudu vakti geçti,

Nice han nice sultan,

Tahtı bıraktı geçti.

Dünya bir penceredir,

Her gelen baktı geçti.”

Dünya hayatı yazarlar ve şairler tarafından han, durak, yol, pencere, misafirhane, tarla gibi çeşitli isimlerle anılmıştır. Hepsi benzetme yapmak için geçiciliği ifade eden kelimeleri seçmiştir. Çünkü herkes yaşarken şahit olmuştur ki ölüm diye bir gerçek var.

Hayatımız buradan ibaret değildir. Hayal ettiğimiz tam huzurun, güzelliğin, zenginliğin, temizliğin, adaletin, barışın yeri ebedî kalacağımız ahiret yurdudur. Burada önemli olan her şeyin iki yüzünün olduğunu bilerek yaşamaktır. Çünkü yol ikiye ayrılır: Düşe kalka da olsa doğru yoldan yürümeye çalışanlar ve bildiği halde yanlış ve kötü yoldan yürüyenler. Bir yol insanı vaat edilen ebedî Cennetlere çıkartabilecek potansiyeldeyken, diğer yol insanı ebedî bir azabın içine sürükleyebilir.

Sahi biz yolun neresindeyiz?

Dipnotlar:
1) Hadislerle İslam, Cilt 1, sy. 593.
2) T2420 Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyame, 2 (Hadislerle İslam, Cilt 1, s. 593.)
3) Risale-i Nur, Sözler, Otuz İkinci Söz, İkinci Mevkıf.
4) En’am Suresi: 32.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*