Bilginin evrenselliği ve beyin göçü

Bir ülkede beyin göçü haberlerinin sıklaşması, bu haberlere şahit olan insanlarda, ülkesinin geleceğine dair umutsuzluk ve endişe uyandırabilir. Ancak tarihe bakıldığında; eğitimde ve nitelikli iş gücünde değişim hareketlerinin, mevcut problemleri çözmenin en pratik yollarından biri olduğu görülür. Daha da önemlisi “göç etme” olgusunun evrensel bir kural olduğu anlaşılırsa beyin göçünün de ortak kültür bağlamında gelişmenin bir kaynağı olduğu anlaşılır.

Göç etmenin evrenselliği

Düşünmeye en genel ve tanıdık olandan başlarsak; doğası gereği birçok canlı türünün, temel ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilecekleri farklı mekanlara gitmek üzere yer değiştirdiğini biliyoruz. Hayvanlar âleminde bu ihtiyaçlar genellikle yiyecek bulmak, iklim değişikliğinden zarar görmemek veya türünü devam ettirmek gibi dürtülerden kaynaklanır. Benzer şekilde insanlar tarih boyunca geçinme, güvenlik, sağlık vb. ihtiyaçlarını iyileştirmek için şartları daha elverişli yerlere göç etmişlerdir. Bilhassa Türkler yerleşik yaşama geçmeden önce iyi bildikleri hayvancılık ve ticaret gibi işleri en iyi yapacakları yerlere sürekli göç etmişlerdir.

Ancak göç etmek sadece hayvanların ve insanların gerçekleştirdiği bir faaliyet değil, sahip olunan potansiyelin, varlığın doğasınaen uygun şekilde kullanılacağı yere doğru yer değiştirmesi bağlamında evrensel bir olgudur. Sözgelimi, fizikte elektriğin iletimi potansiyel fark altında yüksek potansiyelden düşük potansiyele doğru elektrik yüklerinin yer değiştirmesiyle (akım) gerçekleşir. Ya da hayvansal hücrelerde canlı yaşamının devamlılığını sağlayan maddesel geçişler, hücrenin içi ile dışı arasında yoğunluk farkından dolayı küçük moleküllerin yer değiştirmesi ile meydana gelir. Bitkilerde yaşamın devamlılığını sağlayan suyun topraktan alımı olayı basınç farkı sayesinde gerçekleşir. Son iki olayda hâkim olgu “difüzyon”, elektromanyetiğin ikinci yasası ile açıklanır ve bir odada parfüm sıktığınızda bir zaman sonra tüm odaya parçacıkların eşit olarak dağılması ile aynı kural ile çalışır. Buradakiler ve daha birçok örnekteki hareket etme eylemleri; sahip olunan potansiyelin, bir sistemin işlemesi için başka bir yere “fıtrî” olarak hareket etmesi, bir anlamda göç etmesi olarak da düşünülebilir. Bu durumda düşünen, sorgulayan ve davası olan bir varlık olarak nitelikli insanın, çeşitli profesyonel hedeflerini gerçekleştirmek için göç etmeyi seçmesi gayet anlaşılabilir bir durum olmalıdır.

Ortak kültür kavramı

Kültür kavramı her ne kadar ulusal bir olguymuş gibi düşünülse de 2018 yılında vefat eden ve yaşamında göç etmeye zorlanmış değerli bilim tarihçisi Fuat Sezgin’in üzerinde sıkça durduğu gibi; insanoğlunun bugüne kadar bilim, teknik, sanat, spor, felsefe, din gibi alanlarda ortaya koymuş olduğu her ürün insanlığın ortak kültür malıdır. Çünkü her bir zihinsel ürünün beslendiği kaynak, insanoğlunun uygarlık tarihi kadar eskidir ve belirli bir ulusla sınırlandırılamaz. Dolayısıyla mutlak millî bir bilgi çeşidinin üretilmesi gibi bir durum hiçbir millet için sözkonusu olamaz.

Bilgi/yetenek sahibi bir kişi, yüzyıllardır farklı medeniyetlerce ömür ömür işlenen ortak beynin bir kıvrımında katkıda bulunmak veya en azından iki nöron arası yeni bir bağlantı kurarak sahip olduğu donanımın bir anlamda zekâtını vermek isteyecektir. Bilgi üretiminin safi millî olamayacağına ve elde edilen bilginin de insanlığın ortak kültür ürünü sayılması gerektiğine göre imkânların yetersiz olduğu yerde kişinin, farklı topraklarda yeşermek üzere rahatından feragat etmesi elzem görülmelidir.

Göç ederken kimliklerimizi nereye bırakırız?

İslâmî çerçeveden bakıldığında, Hz. Muhammed (asm), mesafeye vurgu yaparak “İlim Çin’de de olsa ona talip olun.” demiştir. Ayrıca Allah, düşünebilen her bir insanı dünyadaki halifeleri olarak yarattığını Kur’ân’da bildirmekte ve “yeryüzüne dağılın” buyurmaktadır. Dolayısıyla bir kişinin kendini dindar olarak tanımlaması, onu belli ırklar içine hapsetmez, aksine özgürleştirir. Zirâ din Türklerin/Hintlilerin/Arapların vs. değil, Allah’ındır ve akıl sahibi tüm insanlara indirilmiştir. İlim öğrenmek İslâm’da farzdır ve ilim öğrenme yolunda vefat edenler şehit sayılmıştır (İbni Âbidîn, II, 252).

Benzer şekilde vatansever ve eğitimli bir genç, ülkesi için bir şey yapmak istiyorsa kendini hayali sınırlar içine hapsetmesi büyük bir yanlış olacaktır. Elbette her ülkede çok iyi işler yapan insanlar vardır ancak modern dünyada uzmanlık alanlarının giderek daha dar alanları kapsaması, beyin göçünü zorunlu kılan olgulardandır. İş, ehlinden öğrenilir. Ehil neredeyse kişi onu arayıp bulmalı ve alanında en iyilerden olabilmek için gayret göstermelidir. Kendini geliştirdikten sonra ülkesi için elinden geleni yapmaya çalışması, kamuya fayda sağlayacak iş üretmesi veya ülkesinin gençlerine ilham olması ideal olandır.

Türkiye özelinde, tarih içerisinde gerek Osmanlı Türkiye’sinde gerek Cumhuriyet Türkiye’sinde birçok genç eğitim için yurtdışına gönderildiği gibi, özellikle II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’ye birçok yabancı bilim insanı gelmiş, önemli bilimsel katkılar sunmuş, modern üniversitelerin temelini atmış, sonrasında birçoğu kendi ülkesine veya başka ülkelere dönmüştür.

Günümüzde de hem devlet kurumları aracılığı hem de özel burslar ile yurt dışına eğitim ve araştırma için gençlerin gönderilmesi desteklenmektedir. Bilimin yanında sağlık, hukuk, finans gibi alanlarda da beyin göçleri yaşanmaktadır. Ülkenin geleceği için bu olgunun halk arasında da normalleşmesi ve ortak kültür mirasına katkı açısından gelişmeyi sağladığının kabul edilmesi gerekmektedir. Temel eğitimini Türkiye’de almış pek çok kişi zaten yüreğinde vatan sevgisini taşımakta ve fırsat tanındığına ülkesi yararına bir şeyler yapmak için girişimlerde bulunmaktadır. Bu nitelikli insanlarla iletişimin kopmaması ve olumlu geri dönüşlerin yaşanabilmesi için fırsatlar oluşturulmaya çalışılmalıdır.

1 Yorum

  1. Eline sağlık canımın içi kesinlikle örneklemelerinle anlatımla diyecek hiçbir söz yok ..Yasamin gerçekliği gibi çağımızın sorunu gibi görünse de beyin göçü aslında kaçınılmazdır Senin de örnekledigin gibi de tarihin her noktasında yaşanmıştır.Sevgiyle kal başarıların daim olsun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*