2018 Kasım – Haber Yorum

Geleceğin en iyi 5 mesleği

Dijitalleşmenin çalışma hayatını dönüştürdüğünü ve yaşanan bu dönüşümün beklentileri karşılayacak insan gücü arayışını beraberinde getirdiğini ifade eden Dijital Dönüşüm Danışmanı Murat Erdör, gelecekte iş dünyasının içinde yeni mesleklerin yer alacağını belirtti. Erdör, gelecekte adlarını sıkça duyacağımız mesleklerden bazılarını şu şekilde sıraladı:

Dijital Dedektif: Gelecekte bilgilerin işlenmesi ve saklanması tamamen bilgisayar sistemleri aracılığıyla ve dijital ortamda olacak. Bu alanda uzmanlaşmış elemanlara da ihtiyaç fazlasıyla artacak.

Çöp Mühendisi: Dünya nüfusunun ve tüketimin artmasıyla birlikte ortaya çıkan atık sorunu ve bu atıkların doğru şekilde dönüştürülmesi çabası, Çöp Mühendisliği adlı bu yeni mesleğin doğuşuna öncülük ediyor.

Kişisel IoT Güvenlik Onarım Personeli: Gelişimini 20 yıl gibi kısa bir sürede büyük yollar kat ederek tamamlayan nesnelerin interneti, gelecekte çok daha farklı noktalarda kendisini göstermeye başlayacak. Hayatımıza entegre olacak bu cihazların bozulması durumunda ise gelecekte “Kişisel Internet of Things (IoT) Güvenlik Onarım Personeli” adı verilen işgücüne ihtiyaç duyacağız.

Tıbbî Danışmanlar: Gelecekte ameliyatları robotlar ya da robot sistemleri yapacak. Dolayısıyla hem bu tip robotların üretimi, hem de bakım ve yenilenmeleri konusunda uzman işgücüne ihtiyaç duyulacak. Makineler ve robotlar tıbbî alanı ele geçireceğinden, tıpta “Tıbbî Danışmanlar” olarak adlandırılacak yeni bir meslek grubu ortaya çıkacak.

Uzay Host ya da Hostesi: En yakın uzay istasyonuna yapılacak ziyaretler, aya turistik seyahat veya bir iş gezisi için Mars’a yolculuk gelecekte biz insanları bekleyen ihtimaller arasında yer alıyor. Oluşacak bu yeni çalışma alanları için gelecekte yetişmiş insan gücüne ihtiyaç duyulacak. Uzay Pilotu, Uzay Turu Rehberi, Uzay Host ya da Hostesi uzay turizmi alanında karşımıza çıkacak yeni mesleklerden yalnızca birkaçı olacak.

Hafızayı en iyi şekilde kullanmanın 5 yolu

Uzmanlar, insanın, ne kadar zeki olursa olsun hafızasını en iyi şekilde kullanamadığını belirterek, çok sayıda öğrencinin sınanmış etkin öğrenme yöntemlerini kullanmadığını, onun yerine işe yaramaz alışılmış yöntemlerle zaman kaybettiklerini söylüyor.

İşte uzmanlara göre hafızayı kuvvetlendirmek için en iyi 5 yöntem:

Düzenli aralıklarla tekrarları yinelemek: Tekrarları düzenli aralıklarla yineleyebilirsiniz. Bir bölümü okuduktan sonra başka bir işle meşgul olup bir saat, bir gün veya bir hafta sonra o bölüme geri dönebilir, böylece hafızanızı stimüle edebilirsiniz.

Durup düşünmek: Uzmanlar, metnin bir kez baştan sona okunmasını, önemli kısımları işaretleme işinin ikinci okuma sırasında yapılmasını öneriyor. Böylece parçalar üzerinde daha fazla düşünme ve bütün içindeki göreceli önemlerini daha iyi değerlendirme fırsatı olacaktır. Bu ise daha güçlü bir hafıza oluşumu için gerekli olan aktif öğrenmeyi teşvik eder.

Özet tutmak: Araştırmalar gösteriyor ki, öğrenciler notlarında bir fikri ifade ederken ne kadar az kelime yazmışsa, onu daha sonra hatırlama ihtimali artıyor. Kendi ifadelerinizle özet yazmak, konu üzerinde düşünmenizi sağlıyor ve bu ekstra çaba o fikrin hafızaya yerleşmesini kolaylaştırıyor.

Temel bağlantıları bulmaya çalışmak: Araştırmalar, dersin ana hatlarına sahip olan öğrencilerin daha iyi performans gösterdiğini ortaya koyuyor. Zira bu yolla farklı konular arasındaki bağlantıları tespit etmeleri mümkün olabiliyor. Çalışmaya başlamadan önce konunun ana iskeletini oluşturmak, ilerledikçe ayrıntılara girmek etkili bir yöntem olarak biliniyor.

Kendinize fazla güvenmeyin: Yapılan araştırmalarda kişinin bir bilgiyi öğrenme düzeyi konusunda özgüveni ne kadar fazla ise, onu daha sonra hatırlama ihtimali de o kadar azalıyor. Öğrenilen bilgiler ileride kolayca unutulabilir. O yüzden ara ara hafızalar test edilmeli.

Oruç tutmanın yeni faydaları keşfedildi

ABD’nin Georgia State Üniversitesi’nden bilim adamları, “hidroksibütrat” adlı molekülün kan ve lenf damarlarında “senesans” denilen hücre yaşlanmasını önlediğini keşfetti. Vücudun kalori alımının sınırlandığı ve oruç gibi periyodik aralar verildiği durumda üretilen molekülün, yaşlanan hücrelerin bölünerek çoğalmasını sağlayarak yaşlanma etkilerini durdurduğu belirtildi. Molekülün keşfinin, kalp ve damar hastalıkları, alzheimer ve kanser gibi hücre yaşlanmasıyla tetiklenen hastalıkların tedavisi açısından çığır açıcı olduğu kaydedildi.

İşverenler Y kuşağında ne arıyor?

Sabancı Üniversitesi Kariyer ve Staj Ofisi’nin 2015 yılında başlattığı, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı tarafından hibelendirilen “Y Kuşağının Yetkinlik Gelişimi ve Sosyal Medyada Kişisel Markalaşması” projesi tamamlandı. Proje koordinatörü, Sabancı Üniversitesi Kariyer Geliştirme ve Mezunlarla İlişkiler Yöneticisi Şule Yalçın yaptığı konuşmada, projenin ana hedefinin yeni mezun adaylarının işe alınabilirlik, beceri gelişimi ve kişisel markalarını oluşturabilmelerine yönelik bir “Sanal Rehber” geliştirmek olduğunun altını çizdi. Universum Global (İsveç), Novancia Business School (Fransa), Türk Kültür Vakfı ve Abdullah Gül Üniversitesi ortaklığındaki Avrupa genelinde yapılan çok kapsamlı işveren ve öğrenci anketleri sonucunda projenin bugünkü bulgularına ulaşıldı. Çıktıların işveren ve öğrencilerle paylaşımı çeşitli eğitim ve etkinliklerle desteklendi.

Projedeki araştırma bulgularına göre işverenlerin; Y kuşağında en çok aradığı 5 yetkinliğin sorumluluk, güvenilirlik, iletişim, takım çalışması, olumlu tavır olduğu ve işe alım süreçlerinde sosyal medyayı öğrencilere göre daha etkin kullandığı ortaya çıktı. “Y Kuşağının Yetkinlik Gelişimi ve Sosyal Medyada Kişisel Markalaşması” projesi kapsamında ortaya çıkan 5 ana yetkinlik alanı, proje portalı olan www.binyaprak.com’da ayrı ayrı yolculuklar olarak, özgün içerik ve videolar ile yayınlanmaya başlandı. Araştırma sonuçları baz alınarak ortaya çıkarılan yetkinlik alanlarına ilişkin yeni içerikler yer almaya devam edecek. Canlı yayınlar ile desteklenecek Gen Y kanalı, öğrencilerin rehber alanı olacak. “Y kuşağının yetkinlik gelişimi ve sosyal medyada kişisel markasını oluşturması için Sanal Rehber” isimli Avrupa Birliği projesi hakkında detaylı bilgiye guideforgeny.sabanciuniv.edu adresinden ulaşabilirsiniz.

“Umudunu asla yitirme”

Ruhbilim uzmanı Dr. Ellen Hendriksen, karşılaştığımız sorunlarda nasıl bir yol izlenebileceğini anlatarak, kaygı konusunda iki güçlü inancı ve kaygılardan kurtulmanın yollarını dile getirdi. Hendriksen, umudun asla yitirilmemesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Kafanızda bir en kötü durum senaryosu oluştuğunda ve bu senaryo beyninizi kemirmeye başladığında öncelikle kendinize ‘Bu iş gerçekte ne denli kötüye gidebilir?’ sorusunu sorun. Bir başka deyişle, gerçekten de destansı boyutlarda bir felâketin söz konusu olup olmadığını anlamaya çalışın. Bir örnek verecek olursak, ‘Sanırım bu iş bana göre değil’ dediğinizde yine en kötü durumda neler olabileceğini düşünerek, ‘Bu iş bana göre olmayabilir, ama her an bana uygun bir iş aramaya koyulabilirim’ gibi bir sonuca varabilirsiniz.

İkinci aşamada kendinize, ‘En kötüsünün gerçekleşme ihtimali nedir?’ sorusunu sorun. Beyninizde bir ur olması gerçekte ne denli güçlü bir ihtimaldir? Baş ağrısının gergin olmanızdan, ya da susuz kalmanızdan kaynaklanması çok daha büyük bir ihtimal olsa gerek. İnsanların kaygıya kapılmasına yol açan ikinci bir unsur da yaşadıklarıyla başa çıkamayacaklarını sanmalarıdır. Bu son derece mantıklıdır, belli bir duruma hazırlıklı olmadan yakalanırsak kaygıya kapılırız. Gerçekten de beyninizde bir ur olduğunu öğrenecek olsanız ne yaparsınız? Konunun uzmanı bir onkolog bulur, izne ayrılır, uzmanların tavsiyelerine sıkı sıkıya bağlı kalır, dostlarınızın ve ailenizin desteğine sığınırsınız. Tüm bunları yerine getirmek hiç kuşkusuz kolay değildir. Bu süreç son derece zorlu bir süreç olacaktır. Ancak burada asıl önemli olan nokta, en kötü şartlarda bile yapılabilecek bir şeylerin olması ve umudun asla yitirilmemesidir.”

Ruhun için hareket et

Sağlık Bakanlığınca, “10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü”nde gençlerin ruh sağlığının korunması ve güçlendirilmesi konusunda farkındalık oluşturmak için bisiklet turu etkinliği yapıldı. Ankara’daki Eymir Gölü çevresinde düzenlenen bisiklet turu etkinliğine, Ankara, Hacettepe, TED, ODTÜ ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversite’sinin Psikoloji ve Çocuk Gelişimi bölümlerinden akademisyen ile öğrencilerin yanı sıra bakanlık çalışanları katıldı. Etkinliğe katılan 100 kişi, yapılan kahvaltının ardından gölün etrafındaki 6 kilometrelik parkurda pedal çevirdi.

Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü Sağlık İletişimi Daire Başkanı Mutlu Kaya, gençlerin ruh sağlığının korunmasında hareketli yaşamanın ve fiziksel aktivite alışkanlığının etkili olduğunu dile getirdi. AA’da yer alan habere göre Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmihan Zeliha Artan da hareketli yaşamın insanların ruh sağlığına olumlu etki sağladığını ifade etti.

 

 

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*