Manipülasyon ve çağdaş manipülatörler

Dün gece düşümde gerçekliği gördüm; sabah uyandığımda bir rüya olduğunu anlayınca çok rahatladım.” (Stanislaw Jerzy Lec)

Baudrillard, din ve ahlâkın ortaya çıkardığı toplumsal yapıdan seküler toplum yapısına geçişi; toplumların, odaklarını “iyilik ve kötülük” ekseninden “mutluluk ve mutsuzluk” eksenine değiştirmeleriyle îzah eder. Bunu îzah sadedinde dünyanın bütünsel gerçekliğinin tüm dünyayı ve toplumsal hayatı tamamıyla çevreleyen televizyon, internet, intranet, yazılı ve görsel iletişim araçları mârifetiyle sürekli manipüle edilerek parçalanmasına dikkat çeker. Tanrı düşüncesinin buharlaşması ve vahyin zihinlerden dışlanması, insanın önüne, dünyayıkendi keyfine göre ve sonsuz şekilde değiştirmesi imkânını koymuştur.

Son bir-iki asırdan beridir şeylerin insanlık tarihi içinde kalıplaşmış, oturmuş temel anlamları sürekli değiştirilmekte; yapı-bozuma uğratılarak insanlara tekrar be tekrar sunulmaktadır. Sonuçta, kendinden önce yerleşmiş bütün ahlâkî değerleri ve dünyevî alışkanlıkları temelden değiştirerek tüm dünyaya hâkim olan modern toplum, değerler dünyasından, zorunlu olarak, önce ideolojik topluma, sonra da refah (tüketim) toplumuna dönüşmüştür.

Manipülasyon derken, seçme, ekleme veya çıkarma yoluyla bilginin değiştirilmesini; böylece istenilen şekilde insanın ve insan kümelerinin yeniden tasarlanmasını anlamak gerek. Bu anlamda manipülasyonun hiçbir asırda ve hiçbir dönemde bu kadar etkili ve yoğun olarak ortaya çıkmadığını söylemek yanlış olmaz.

Yazının devamına dergimizin Aralık sayısından ulaşabilirsiniz…

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*