2020 Haziran – Haber Yorum

Tasarladığı oyunlar karantina günlerinde ilgi odağı oldu

İzmir’de yaşayan 2 çocuk annesi Sıdıka Yarımbaş’ın, uyku sorunu çeken oğlu için geri dönüşüm malzemelerini kullanarak yaptığı eğlenceli oyunlar, karantina günlerinde ilgi odağı oldu. Anne Yarımbaş, 4 yıl önce dünyaya gelen oğluna kronik uyku bozukluğu tanısı konmasının ardından, iş hayatına ara verdi ve bu sorunu çözmek için çareler aramaya başladı. Çeşitli hastanelerden tıbbî destek almanın yanı sıra farklı eğitim kurumlarının araştırmalarından esinlenerek oğlunun ilgisini çekecek oyunlar tasarlamaya başladı.

AA muhabirine yaptığı açıklamada, tasarladığı oyunları oğluyla birlikte oynamaya başladıkça oğlunda dinginleşme ve rahatlama gördüğünü vurgulayan Yarımbaş, oğlunun 3 saatlik uykusunun da 6,5 saate çıktığını ifade etti. Ayrıca sosyal medya hesabından tasarladığı oyunları paylaştığını ve özellikle yurtdışından çok takipçisi olduğunu vurgulayan Yarımbaş şunları söyledi: “Almanya, Fransa, İsviçre, Afrika’dan bir anne çocuğuyla evde benim hazırladığım oyunla oynarken bana bir video atıyor, bu çok duygulandırıyor. Çocuğun gülümsemesinde payımın olması beni çok mutlu ediyor. Amaç çocukların vücutlarındaki enerjiyi dışarı atmalarını ve yüzlerindeki mutluluğu sağlayabilmek. Anne olarak üzerime çok şey düştüğünü fark ettim. Salgınla beraber oyunlara daha fazla yüklendim.”

Hiçbir karşılık beklemeyerek evlatlarını seven, onlarla ilgilenen, Cennet’in ayakları altında olduğu şefkat kahramanı annelerimizin, bireyin ve toplumun ilk ve en önemli eğitimcisi olma vasfını taşıdığını görmekteyiz.

Sıcaklıklar yaşanamayacak seviyede olabilir

Ulusal Bilimler Akademisi’nin dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, dünya genelindeki sera gazı emisyonlarındaki artışın devam etmesi hâlinde, 50 yıl sonra insanlık görülmemiş bir krizle karşı karşıya kalabilir. Yapılan araştırmada, insan etkisiyle oluşan sera gazı emisyonlarının artışı sonucunda, 2070 yılında ortalama bir kişinin yaşadığı sıcaklık 7,5 derece artacak. Sera gazı emisyonları azaltılmazsa; söz konusu iklim koşullarına sahip tek yerin küresel kara yüzeyinin yalnızca yüzde 0.8’ini oluşturan Sahra Çölü’nün sıcak bölgeleri olduğu dikkate alındığında, 2070 yılında gezegenin kara yüzeyinin yüzde 19’u bu iklim koşullarında olacak.

Sputnik’te yer alan habere göre, çalışmanın koordinasyonunu sağlayan araştırmacılardan Wageningen Üniversitesi Profesörü Marten Scheffer, araştırmanın sonuçlarının iklim değişikliğinin de yeni tip Korona Virüsü (COVID-19) salgınına benzer şekilde dünyayı değiştirebileceğine dikkati çekerek şunları kaydetti: “Değişimin hızı daha yavaş şekilde ortaya çıkabilir. Ancak küresel salgından farklı olarak, gezegenin büyük bölümünün hayatta kalmanın zor olduğu seviyelerde ısınması ve tekrar soğuyamaması nedeniyle krizin sonlanmasını sağlayacak bir çözüm bulunamayabilir. Bu durum, yıkıcı nitelikteki doğrudan etkilerinin yanı sıra, toplumların oluşabilecek yeni küresel salgınlar gibi krizlerle başa çıkma kapasitesini de azaltıyor. Bunun gerçekleşmesini engelleyebilecek tek çözüm emisyonların hızla azaltılmasıdır.”

Hırsla, kanaatsizlikle, bulaşık elimizle saldırdığımız dünyamızı korumak için şahsî çıkarlarımızla değil; insanlığın ortak çıkarlarıyla hareket etmemiz, insanî değerleri ön planda tutmamız gerekiyor.

Kitap okursan kötü düşüncelerden arınırsın

Konya-Afyonkarahisar yolunda kurduğu tezgâhta meyve satan çiftçi Abdulkadir Özçelebi, 5-6 yıldır tezgâhında beklerken yaklaşık 1000 kitap okudu. Ortaokulu ailesine bakmak için bırakmak zorunda kalan ve küçük yaşta çiftçilik yapmaya başlayan Özçelebi’nin, her yaşa örnek okuma aşkı, müşterilerin de beğenisini toplayarak onlarla özel bir bağ kurmalarını sağlıyor.

Özçelebi 5-6 yıldır kitapsız bir gün bile geçirmediğini söyleyerek şunları kaydetti: “Daha önceden ‘ekonomimi düzeltsem de boş zamanlarımda kitap okusam’ derdim. 5-6 senedir nasip oldu. Kitapları set hâlinde alıyorum. Bir seti bitirirken ötekini sipariş ediyorum, öteki geliyor. Hem güzel zaman geçiriyorum hem de bir şeyler öğreniyorum. Şu ana kadar yaklaşık bin kitap okudum. Her konuda okurum, istişare ederim, bir şeyler öğrenirim. Sağ-sol, siyaset önemli değil, her şeyi okurum. En azından istişare edebilmek adına okurum.”

AA’ya konuşan Özçelebi, okumanın insana çok şey kattığını dile getirerek şöyle devam etti: “Yeni bir şeyler öğrendikçe, daha önce hiçbir şey bilmediğini de öğrenirsin. Daima okurum, iyiyi ve kötüyü, yaşantıma göre, önüme gelen şartlara göre istişare ederim. Kitap okursan, kötü düşüncelerden arınırsın.”

İlk emri “Oku” olan dinimizin emrini yerine getirmek için sürekli okumalıyız. Okudukça açılan zihnimiz, kötü düşüncelerden ve başkalarına haset etmekten arınacak; kâinat kitabını okumaya başlayarak pozitif düşüncelere, kendimize odaklanacağız.

Dev gök taşının Dünya’nın yakınından geçişi görüntülendi

İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi, “1998 OR2” isimli dev gök taşının, Dünya’nın yakınından geçişini görüntüleyerek kaydetti. 24 Temmuz 1998’de keşfedilen ve bugüne dek tespit edilen en parlak ve en büyük asteroidlerden biri olan 2,4 kilometre çapındaki “1998 OR2” isimli dev gök taşı, Dünya’nın 6,3 milyon kilometre yakınından geçerek sanatlı ve hikmetli yaratılış çerçevesinde kendisine tayin edilen yörüngedeki yolculuğuna devam etti.

İÜ Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Genel Astronomi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adnan Ökten AA’ya yaptığı açıklamada, 2,4 kilometre çapındaki gök taşının 29 Nisan’da Dünya’nın yakınından geçeceğini bildiklerini belirterek şöyle devam etti: “İlk günlerde havalar gözlem için iyi gitmese de havanın açık olduğu hemen her gece her iki teleskopla da asteroidin uygun görüntülerini almaya çalıştık. Amacımız, asteroidin gök küresi üzerinde konumunu belirledikten sonra yörüngesi üzerinde olup olmadığını kontrol edip, Dünya’ya bir tehlike oluşturup oluşturmadığını tespit etmekti. Bu asteroid, Potansiyel Tehlikeli Asteroid (PHA) kriterlerini sağladığından izlenmesi çok önemliydi. Her ne kadar bu geçişi sırasında, anormal bir durum olmadığı sürece Dünya’ya çarpmayacağını biliyorsak da yörüngesindeki olası küçük değişiklikleri görmek ve yörüngesini belirlemek istiyorduk. İstanbul Üniversitesi olarak, bu büyük gök taşının Dünya’nın yakınından geçişini her iki teleskopla görüntüleyerek kayıt altına aldık. ‘1998 OR2’ isimli dev göktaşı Dünya’nın 6,2 milyon kilometre yakınından geçti ve 8,7 kilometre saniye hızla Dünya’mızdan uzaklaştı.”

Güneş etrafında bir dolanımını 1344 günde tamamlayan bu asteroidin, bir sonraki en yakın geçişi 2,2 milyon kilometreyle 16 Nisan 2079 tarihinde gerçekleşecek.

Bilim insanlarının, sanat ve hikmetle yaratılan kâinat kitabındaki keşifleri, bu kitabı tanımamıza ve her an her saniye tefekkür etmemize yol açarak nazarları Sâni’-i Hakîm’e çeviriyor.

“Türkiye’nin gençleri COVID-19 araştırması” açıklandı

Türkiye Gençlik STK’ları Platformu (TGSP) tarafından Türkiye genelinde yapılan araştırmada, gençlerin Korona Virüsü sürecinde ekonomik, sosyal ve psikolojik durumu analiz edildi. 15-30 yaş arası 2 bin 437 gençle gerçekleştirilen araştırma kapsamında, ekonomik, sosyal ve psikolojik etkilerin değerlendirilmesi yapılarak, gençlerin yaşadığı zorlu süreç ile ilgili analizler yapıldı.

Araştırma sonuçlarına göre, gençlerin yüzde 56,7’si sağlık alanında tedbirleri başarılı ve yeterli düzeyde bulduğunu ifade etti. Psikoloji alanında yapılan araştırma analizinde, her 10 gençten 3’ünün bu dönemde kişisel gelişimlerine katkıda bulunacak bir aktiviteye başladığı ve bu aktivitelerden en popülerinin okumak ve araştırma yapmak olduğu sonucu ortaya çıktı. Ekonomi baz alınarak yapılan araştırma analizinde ise gençler, özellikle salgın sürecinde dünya genelinde olduğu gibi ekonomik olarak gelecekten kaygı duyduklarını ifade etti.

Kendimizle daha çok baş başa kaldığımız bu dönemde, okumaya, araştırmaya, düşünmeye, sorgulamaya olan ihtiyacımızı anlamış görünüyoruz. Her insanda bulunan bu ihtiyaç, doğru kaynaklardan doğru şekilde giderildiğinde insan için kurtuluş anahtarı olabilmektedir.

Enerjik olabilmek için gece uykusu şart

Beyin Damar Hastalıkları Hasta Derneği (BEYİNDER) Başkanı Prof. Dr. Derya Uludüz, COVID-19 nedeniyle yaşam şeklimizin değiştiğini ve bu değişen yaşam şeklinin uyku problemlerini ortaya çıkarabileceğini söyledi.

Uludüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “vücut saati” olarak bilinen sirkadiyen ritmin önemini şöyle anlattı: “İnsan vücudu, sirkadiyen ritim olarak bilinen iç saatimiz tarafından düzenlenen 24 saatlik bir döngü ile çalışır. Bu biyolojik saat, ne zaman yemek yiyeceğimizi, uyuyacağımızı, enerji seviyelerimizi ve buna benzer daha birçok fiziksel işlevi düzenler. Bu ritimler, beynin hipotalamus bölgesi tarafından yönetilir, fakat çeşitli faktörler sebebiyle bozulabilir. COVID-19’un getirdiği yaşam tarzı değişiklikleri de bu faktörleri içerir. Evde kalmak, evden çalışmak, sosyal etkileşimi büyük ölçüde azaltmak ve uzun süreli stres, gece uykusunu olumsuz etkiliyor, ayrıca birçok hastalık için riski artırıyor.”

COVID-19 nedeniyle günümüzün büyük bir kısmını evde geçirdiğimiz bu günlerde, birçok kişinin kendisini zayıf ve bitkin hissettiğini söyleyen Uludüz şöyle devam etti: “En yüksek performansı göstermek ve enerjik olabilmek için kaliteli gece uykusu şarttır. Akşamları yükselen melatoninin normal tepkisini alamayan ve stres kortizol seviyeleri geceleri düşmek yerine sürekli yüksek kalan insanlarda depresyon ve bipolar riski de artar.” Ayrıca, öğrencilerin ders, çalışanların da iş performanslarında düşüş olduğu yönündeki şikâyetlerinin bu dönemde arttığını anlatan Uludüz, “Gece uykusuzluğu veriminizi oldukça düşürür, öğrenme ve hafıza işlevlerinizi azaltır” dedi.

Kur’ân-ı Kerîm’de, gecenin dinlenmek için yaratıldığı ifade edilmiştir. Eğer plansız, fıtratımıza aykırı bir şekilde yaşarsak fizyolojik, psikolojik sıkıntılar çekmemiz muhtemeldir.

Dünya Hemşireler Günü

Modern hemşireliğin kurucusu Florence Nightingale’in doğum günü olan 12 Mayıs, Dünya’da her yıl Hemşireler Günü olarak kutlanıyor. COVID-19 virüsünün tüm dünyada yayılması, sağlık çalışanlarının önemi ile ilgili farkındalıkların artmasına neden oldu.

12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü’nde Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Twitter hesabından paylaştığı videoda, “Günün kahramanı hemşireler, değerli ekip arkadaşlarım, dünya bugün, 12 Mayıs’ın, daha önce hiç olmadığı kadar farkında. 12 Mayıs Hemşireler Günü, âdeta bir ‘kahramanlar günü’ olarak kutlanıyor. Salgınla mücadelenin devam ettiği günlerde, sizler, gösterdiğiniz fedakârlıklarla, toplum vicdanında birer kahramansınız. Şahsen, bu pandemi döneminin tarihçesine geçecek çok hemşiremiz olduğuna inanıyorum. Sağlık çalışanlarımızın ağır risk altında verdiği mücadele kayıtlara geçmelidir. Hemşirelik, güçlü kişilik gerektiren bir meslektir”  ifadelerine yer verdi.

En kıymetli varlık olan hayata hizmetle vazifeli tüm sağlık çalışanlarımızı, bu zorlu dönemde göstermiş oldukları fedakârlıklardan ötürü tebrik ediyoruz.

Hollandalı bakan iftarda

Hollanda Adalet ve Güvenlik Bakanı Fred Grapperhaus, Hollanda Türk İşadamları Derneği (HOTİAD) ve Devlet ile Müslümanlar Arası İletişim Organı (CMO) tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen “Ulusal İftar”a katıldı.

AA’da yer alan habere göre, Grapperhaus yaptığı konuşmada, tekrar güvenli bir hayat sürdürmek için herkesin evde kaldığını belirterek, “Bu tam da yalnız olanlara kapılarınızı açtığınız ve birbirinizin sıcaklığını aradığınız bir ayda olan acı bir gerçek. Bu süreçte Ramazan’ın özelliklerinden olan merhamet, disiplin ve cömertliğe normalden daha çok ihtiyacımız var” dedi.

COVID-19 nedeniyle birlikte iftar yapılamamasının beraberliğin yok olması anlamına gelmediğini belirten Grapperhaus, “Bu süreçte normalden daha çok yardımlaşma yapılarak, yaşlı ve mağdur kişilere ve komşulara yardım edildi. Belki de daha önce tanımadığınız kişilere yaptınız bunu. Umarım bu kriz sürecinde ve sonrasında da devam eder” şeklinde konuştu.

Görmekteyiz ki, İslâm’ın emrettiği değerler, yalnız Müslümanların değil, bütün insanlığın ihtiyacı olup, insanlığı kurtaracak değerlerdir.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*