FARKLIYIM! FARKLISIN! FARKLI!

Burnunu her şeye sokmak isteyenleri yakın zamanda gördük ki maske bile engelleyemedi. Hattâ öyle ki kendileri normalmiş gibi lanse etmede uzmanlığa oynadılar. En sevdiğim hayvanı sordu rehberlik öğretmeni. “Martı” dediğimde herkes dönüp “Martı mı?! Neden bir insanın en sevdiği hayvan martı olur ki? Ne saçmaaaaa” dediklerinde uyanmıştım. Ben onlara “Tavşan mııııı? Neden bir insanın en sevdiği hayvan tavşan olur ki?” dememiştim. “Onlar neden bana dedi ki?” diye döndüm durdum o gün yerimde…

Neden herkesin sevdiği hayvanlar belli başlı olmak zorunda? Ya da neden farklı bir hayvan seven birine “O hayvanda bir güzellik gördü demekki. Gördüğün güzellik nedir?” demek yerine “O sevilir mi?” algısı?

Bir dakika! Ne demek canım! Burnunu en sevdiğim hayvana doğru uzat ve değiştir bu algımı, çünkü doğru tektir ve senin bildiğindir…

Olur mu, buyur lütfen bu yandan yak…

Ne demek canım, ona da sen karar ver…

Ben neden farklı yaratıldım? Bir dakika! Ne önemi var farklı olmamın? Sonuçta doğrular tektir.

Herkes her şeyi çok iyi bilir. Markete giderken gördüğüm amca! Lütfen sen de karış, en lezzetli meyve hangisidir?

Patlıcan fırında güzel olmaz, kızart onu. (Yağda pişince yiyemiyorum!)

Kahvaltıda meyve yenmez. (Bana kahvaltıda meyve çok lezzet veriyor!)

Çay açık içilmez. (Bana öyle iyi geliyor!)

Ekmek kuru kuru yenmez. (Kuru kuru biraz tadına varayım çok seviyorum!)

En iyi meslekler şunlar, en iyi okullar bunlardır. (Ama ben iyi olanı değil, kendimi en iyi hissettiğimi yapmak istiyorum!)

Güçlü olmak şarttır. (Ağlamaya, anlaşılmaya ve rahatlamaya ihtiyacım var!)

Canın acısa da ağlanmaz. (O zaman gözyaşı neden var?!)

Rüzgârlı havaya bilerek maruz kalınmaz, rüzgârlı hava sevilmez, sevmek deliliktir, saçmadır. (Rüzgâr yüzüme yüzüme eserken hoşuma gidiyor!)

Yağmur yağarken ıslanılmaz, ıslanılırsa kesin hasta olunur. (Yağmur en sevdiğim ama. Ve daha önce yağmurda ıslandıktan sonra hiç hasta olmadım)

Çok sıcak sevilmez. (Sıcağa da ihtiyacım var)

Çok soğuk hiç sevilmez. (Soğuğa da ihtiyacım var)

Bulutlu havalar iç karartır. (Bulutların o atmosferi, o duygusu hoşuma gidiyor)

Yaprak sapları yeşil olur çocuklar! (Kırmızı saplı yaprakları bilmeyen öğretmenin sığ bir bakış açısıyla yetiştirdiği çocuklar)

Gökyüzü mavidir! (İnan bana dikkat edersen gökyüzü asla sadece mavi değildir)

Koşarsan düşersin. (Koşmazsam enerjimi atamam, dengeyi öğrenemem)

Terlersen hasta olursun. (Belki de terleyince rahatlarım, nefes nefese dinlenmek hoşuma gider)

Aman sen de hiç hareket etmiyorsun, tembel! (Yorumsuz)

Çok yemek yiyorsun, obez olursun. (Yemeğe ihtiyaç duyuyorum, belki de lâf edeceğine duygularımı anlamalısın!)

Az yemek yiyorsun öleceksin! (Canım istemiyor. Lâf söyleyeceğine değerli hissettirsen ne güzel olurdu!)

İdeal ölçü benim koyduğum kadardır, ye bunu! (Doyma hissini benden başkası daha iyi bilir!)

Brokoliyi biraz haşlayınca güzel olur. Ne, çiğ mi? Asla yenmez. Karnında böcekler gezer. (Haşlanınca hoşuma gitmiyor. Bu sefer tamamiyle yemek istemiyorum)

Dondurma çikolatalı güzel olur. (Çikolatalı hiç sevmem ama)

Meyve yatmadan önce yenir. (Karnıma ağrı girse bile mi?!)

Reçelle peynir bir arada yenmez! (Ama hoşuma gidiyor)

Ay ne midesizsin! Öyle mi yenir? (Ahh, ahh!)

Çocuk şöyle yetiştirilir, böyle yetiştirilir. (Ama bu senin düşüncen!)

Bayramda sağlıklı diye kuru incir kuru kayısı verilmez, bayram şeker zamanıdır. (Şeker zehir olsa bile mi?!) Ölürdük şimdiye kadar, abartma saçmalama!

Evlenirken bilezik şöyle şu kadar alınır, alınmazsa değersizsin demektir. (Düğünden sonra borç ödeyeceğimize varsın paraları kadar olsun) Sus saçmalama! Öyle olmaz, elalem konu komşu ne der? (Onlar birkaç gün sonra unutur. Peki, ben onlar için düzenlediğim bu hayatı yaşarken kendimi yok saymayı nasıl unutacağım?)

Kınada kıyafet değiştirmek şarttır. (Birçok kıyafet yerine bir tane seçip doyasıya eğlenmek istiyorum)

Gelinlik gösterişli olmalıdır. (Daha sade modellerde daha iyi hissediyorum aslında)

Nikâh şekeri yerine bir kuruma yardım yapmak mı? Paranız olunca başka zaman yaparsınız, buna nikâhı karıştırmayın. (Seçimlerime bir müdahale daha)

Hayır çikolata yiyemezsin, önce yemek! (Bir tadına baksaydı, çikolata hayaliyle kimse ıspanak yiyemez ki) Çikolatayı ver de tepene çıkart!

Çocuğa saygı olmaz, sadece müdahale olur. (O zaman o çocuk saygıyı öğrenemez ve baskı altında mutsuz bir çocukluk geçirir. Bu bütün hayatını etkiler)

Çocuk o daha, bilmez. (Çocuklarında kendi seçimlerini yapmaları gereken alanları vardır)

Erkek adam ağlamaz! (Erkeklere duyguları veren, gözyaşı veren Rabbimin böyle bir ayeti var mı? Peygamber Efendimiz (asm) hiç ağlamamış mı?)

Neden farklıyız düşündün mü hiç?!

Tek bir doğru olsaydı, Rabbim tek yaratmaz mıydı?!

Kaybettiğimiz şey biraz saygı ve farklı olan şeylerdeki lezzeti keşfetme bakış açısı!

Haydi o halde, söylenmeyi koy kenara ve kucak aç hayatındaki insanların farklılıklarına…

Feyâlilaceb sayfasının Mayıs ayı yazısını okumak için tıklayınız.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*