
Suâl: Zindan-ı atalete düştüğümüzün sebebi nedir?
Cevap: Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir. İşte, himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedid olan yeis rast gelir. Kuvve-i maneviyesini kırar. Siz o düşmana karşı ([1]) لَا تَقْنَطُوا kılıcını istimal ediniz.
Sonra müzahemetsiz olan hakkın hizmetinin yerini zapteden meylü’t-tefevvuk istibdadı hücuma başlar. Himmetin başına vurur, atından düşürttürür. Siz ([2]) كُونُوا لِلّٰهِ hakikatini o düşmana gönderiniz.
Sonra da ilel-i müteselsiledeki terettübü atlamakla müşevveş eden aculiyet çıkar, himmetin ayağını kaydırır. Siz,
([3]) وَاصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا ’yu siper ediniz.
Sonra da medenî-i bittab olduğundan ebna-i cinsinin hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramaya mükellef olan insanın âmâlini dağıtan fikr-i infiradî ve tasavvur-u şahsî karşı çıkar. Siz de,
([4])خَيْرُ النَّاسِ اَنْفَعُهُمْ لِلنَّاسِ olan mücahid-i âlîhimmeti, mübarezesine çıkarınız.
Sonra başkasının tekâsülünden görenek fırsat bulup hücum edip belini kırar. Siz de
([5])عَلَى اللّٰهِ ﴿ لَا غَيْرِه۪ ﴾ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُتَوَكِّلُونَ olan hısn-ı hasini himmete melce’ ediniz.
Sonra da acz ve nefsin itimatsızlığından neş’et eden tefviz ve işi birbirine bırakmak olan düşman-ı gaddar geliyor. Himmetin elini tutup oturtturur. Siz de
لَا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ اِذَا اهْتَدَيْتُمْ ([6])
olan hakikat-i şâhikayı üzerine çıkarınız. Tâ, o düşmanın eli o himmetin dâmenine yetişmesin.
Sonra Allah’ın vazifesine müdahale etmek olan dinsiz düşman gelir; himmetin yüzünü tokatlar, gözünü kör eder. Siz de;
اِسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ [7] وَلاَ تَتَاَمَّرْ عَلٰى سَيِّدِكَ[8]
olan kârâşinâ ve vazifeşinas olan hakikati gönderiniz; tâ onun haddini bildirsin.
Sonra umum meşakkatin anası ve umum rezaletin yuvası olan meylü’r-rahat geliyor. Himmeti kaydeder, zindan-ı sefalete atar. Siz de (9) لَيْسَ لِلْاِ نْسَانِ اِلَّا مَاسَعٰى olan mücahid-i âlîcenabı o cellâd-ı sehhara gönderiniz.
Evet, size meşakkatte büyük rahat var. Zira, fıtratı müteheyyiç olan insanın rahatı, yalnız sa’y ve cidaldedir.
1 Trackback / Pingback